Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '06

 
Kategori
Edebiyat
 

O bir 'Şiir Yazarı Şair'di.. Ve sadece şiir yazardı!

O bir 'Şiir Yazarı Şair'di.. Ve sadece şiir yazardı!
 

İzmir’in esrarengiz meczuplarından bahseden bir yazı yazmıştım.. Okuyanlar bilir. Ama o yazımda Alsancak sokaklarında dolaşan ilginç "Şiir Yazarı Şair" den özellikle bahsetmedim. Bilerek ve isteyerek ayırdım onu!.. Ayırdım, çünkü bu şiir yazan şairin meczup olduğunu düşünmüyordum. Ayırdım, çünkü dilenmiyordu (diğerleri de dilenmiyordu gerçi).. Ayırdım, çünkü o divane divane sokaklarda da dolaşmıyordu.. İş yapıyordu!. Ayırdım, çünkü yaptığı işi bir meslek olarak tanımlama becerisini göstermişti o..Ve bu işten, yani şairlikten para kazanmanın yolunu dahi bulmuştu.. Şiir yazıyordu..

Diğer şairlerin tam olarak ne iş yaptıklarını bilmiyordum onu tanıyana kadar.. Bilmiyorduk!.. Demek ki bazen şiir yazmak dışında da bir şeyler yapmaları mümkündü şairlerin.. Demir dövmeleri, duvar örmeleri, ahçılık yapmaları, memur olmaları,vs… Ama bu enteresan adam, herhangi bir iş yapan şairlerden değildi! O sadece şiir yazıyordu.. Adı üstündeydi O’nun. O "Şiir Yazarı Şair" di!

Yaz kış değişmeyen takım elbisesinin içine, yine yaz kış üzerinden çıkarmadığı balıkçı yaka kazağını giyerdi bu şair. Bir elinde simsiyah Bond çantası olurdu her zaman. İçi şiirlerle dolu bir Bond çanta! Üzerinde kocaman çıkartma harflerle "Şiir Yazarı Şair" yazan bir çanta. Çantayı taşımayan kolunun üzerinde de sarı saman kağıtlarına basılmış yığınla şiiri olurdu. Alsancak sokaklarında, diğer kolunda da sayfa sayfa şiirleri olduğu halde dolaşır, Sevinç Pastanesi’nin veya civardaki kafelerle birahanelerin sokağa serpiştirilmiş masaları arasında sakin sakin dolaşır, kolunun üzerindeki kağıtları dağıtırdı masalara. Özellikle genç grupları seçerdi yanlarına yaklaşmak için ve özellikle sevgili izlenimini veren çiftlerin masalarını ziyaret ederdi.

Bütün sakinliğiyle, gözünüzün içine bakarak yaklaşırdı yanınıza ve sizinle hiç konuşmadan, kolunun üzerindeki sarı sayfalardan birini çekerek uzatırdı elinize. Ve beklerdi.. Okumanızı bitirmenizi beklerdi bütün sükunetiyle. Siz şaşkın!..Bir adama, bir elinizdeki kağıda bakar, onun nerdeyse gizli ve sessiz bir emri barındıran bakışlarıyla karşılaşır ve "oku!" emrine riayet ederek elinizdeki sayfada basılı şiiri okumaya başlardınız sessiz sessiz.

Ama bu emrivaki şiir okumalarının en büyük sürprizi sayfanın en alt kısmında saklı olurdu her zaman. Dizeleri şaşkınlıkla ardı arkasına okuyup şiiri bitirince, sayfanın en alt kısmında yazılı olan ve dünyanın en kibar ödeme taleplerinden biri olan şu cümleyle karşılaşırdınız:

"Hediyesi takdirinize kalmıştır!"

Evet..İşte böyle..

Sadece şiir yazan bu şairin şiirlerini okumak bir ücrete bağlıydı elbette ama bu ücret bir tarifeye bağlı değildi! Size günün hiç beklemediğiniz dakikalarında "bir şiirlik ziyafet" sunan bu şaire karşı, sizin ne kadar para hediye(!) edeceğiniz sadece sizin kendi takdirinize bırakılmıştı.

Kimileri hiç para vermeden kağıdı geri uzatır ve kısa bir süre bekledikten sonra hiç bir takdiriniz(!) olmadığını ve buna bağlı bir takdiminiz de olmayacağını anlayan şair, başka masalara şiirlerini sunmak üzere uzaklaşırdı sizin masanızdan. Herkes ödeme yapmak zorunda değildi ne de olsa değil mi! Adı üstündeydi..Hediye!.. Bir mecburiyet değil, hediye etme durumu vardı ortada. Ama zaten kağıdın en altındaki kibar ifadeyi görünce okuyucularının çoğu kıyamaz, birkaç kuruş bozukluk çıkarırlardı ceplerinden..

Hemen her seferinde aynı şiir denk gelmesine rağmen tıpkı benim ve arkadaşlarımın da sıklıkla çıkardığımız gibi…

Ne kadar ödediğimizi de hiç söylemeyeyim en iyisi.. Dediğim gibi, adı üstündeydi!.. Hediye!

Yani neticede biz bir ücret falan ödememiş, hediye vermiştik kendisine! Ve zaten, verilen hediyelerin bedeli de hiçbir zaman söylenmemeliydi!.

Çünkü ayıptı!

Ve bu kadar kibar bir "Şiir Yazarı Şair"e karşı biz hiçbir zaman ayıp yapmadık. Umarım pek çokları da yapmamıştır.

 
Toplam blog
: 117
: 2206
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1969 İstanbul'unda açmışım gözlerimi bu dünyaya... Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu, şimd..