Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '06

 
Kategori
Tarih
 

O günü hatırlamak istemiyorum

Bu gün içimde bir acı, bir hüzün var. Hatırlamak istemiyorum o günü.Gözlerimi kapatıyorum korkumdan? Hep gözümün önüne geliyor o gün.Hiç mi yürekleri acımadı,hiç mi sızlamadı yürekleri,hiç mi anne baba olmadı o vicdansızlar?

Merak ediyorum; acaba vicdanları sızlamıyor mu şimdi?O yetim çocukları gördükçe hiç mi üzülmüyorlar? O gün her yer kararmıştı, zindan gibi oldu her taraf.Kara bulutlar sarmıştı etrafımızı. Kendimi bir an için cehennemde sandım.Ortalıktaki savaş çığlıkları hâlâ kulaklarımda... O feryat eden anaları,kan içinde yerde yatan şehitlerimizi görmek beni kahrediyordu. Elimden birşey gelmedi kurtaramadım onları...

O gün, halkımız için bir felâket olarak sona ermişti.Vatanımın kutsal toprakları kırmızıya boyanmıştı. Binlerce şehidimizin kanıyla sulanan topraklara bastıkça yüreğim yerinden kopacak gibi oluyordu. Hangisine yardım edeceğimi şaşmıştım. Artık ortalık sakinleşmişti.O felâketin habercisi kurşun sesleri kesilmişti.Düşman askerleri sonunda istediklerini elde etmişlerdi. Ama savaşın galibi olmazmış.Bizim de yenilgimiz kaybettiğimiz şehitlerimiz oldu. Savaşın son gecesi de bitmiş oldu böylece. Cepheden ayrılmış, yavaş yavaş köyüme doğru ilerliyordum. Aklım çok karışıktı. Köylülere ne diyeceğimi düşünüyordum.Şimdi ne diyecektim eve bekleyen analara,bacılara ne cevap verecektim?Yol bitmişti,köyüme geldim.Yüreğimi karatan bakışlarla bir ana koşarak geldi: -Ne oldu Mehmet'ime?O da senin arkandaki grupla mı gelecek? Düşmanı çıkardınız mı topraklardan? Nasıl diyecektim? Artık,Mehmet'in yok,bir daha dönmeyecek. Nasıl diyebilirdim?Çareyi susmakta buldum. Canım anamın, ağlayan gözlerine bakamıyordum. Az sonra diğer askerler geldiler.Yüreği yanık ana,oğlunu onların arasında görmüştü. Ama o,artık sadece cansız bir bedendi. Zavallı kadın,oracığa yığılıverdi. Oğlunun cansız bedenine sarılmış, ağıt yakıyordu.

Ya şimdi o körpecik gelinler,ne olacaktı?O masum, günahsız yavrular ne yapacaklardı? Sağ kaldığıma utanıyordum.Gözlerimin içine bakan yavruları gördükçe bin kere ölüyordum. Daha fazla katlanamadım. Oradan ayrıldım. Orada durdukça herkesin bana "Onu neden kurtaramadın?"dediğini duyuyordum sanki. Ertesi gün gazeteciler geldi köye. Şehit analarıyla, babalarıyla konuşuyorlardı. Hepsinin canı yanıyordu.Gazeteciler,Gülsüm Ana`yla konuşmaya başladılar. Gülsüm Ana ağlayarak: -Vatanım için, bir oğul değil,bin oğul feda olsun.Vatan yolunda can vermiş yiğit, ölmüş sayılmaz. Bu topraklarda yaşayan hiçbir ananın oğlu ölmedi, hepsi kalbimizde, hiçbir çocuk yetim kalmadı. Hatta, ersiz kalan gelinlerin gurur duyması gerekli. Benim erim,şehitlik mertebesine ulaştı demeli. Vatan için verdiğimiz evlâtlar yetmez.Bizi de alın.Gözyaşı dökenler duysun, şehitler ölmez.

Gazeteciler kenarda duran boynu bükük çocuğun yanına gittiler: -"Büyüyünce ne olacaksın?"diye sordular. -Ben büyüyünce,babam gibi şehit olacağım,dedi. Oracıkta kendimi tutamadım ve gözümden yaşlar dökülüverdi. Ben burada kendimi paralamaktan başka birşey yapamazken, şu ananın,küçücük çocuğun dediklerine bak. Bu sözleri duyan millet sanki biraz daha güçlenmiş, moraller düzelmişti. Herkesin içindeydi acısı,ama ne yapabilirdik ki? Acıları yüreğimize gömmekten başka çaremiz yoktu. Bugün binlerce şehit verdiğimiz gün, yüreklerin kanadığı, anaların ağladığı gün. İşte bu yüzden, bugünden korkuyorum. Ama şehit yakınları, artık ağlamasın,pınar olup akmasın o gözyaşları. Çünkü Şehitler ölmedi. Düşünün Vatanımızda savaş olsa, siz, birlik,beraberlik içinde olmayacak mısınız? Yoksa siz vatan için canınızı vermaye hazır değil misiniz? Sakın şehit olmaktan korkuyorum demeyin. Şehitler, hiçbir zaman ölmez. Onlar, sizin kalbinizin çarptığı her yerdedir. Onlar size,siz elinizi uzattığınızda tutacağınız kadar yakındır. Onları sakın unutmayın!

 
Toplam blog
: 8
: 2887
Kayıt tarihi
: 09.11.06
 
 

Dumlupınar Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği mezunuyum... ..