Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '17

 
Kategori
Psikoloji
 

O Işıklı Yolu Yalnız mı Yürüyeceğiz... Evet...

O Işıklı Yolu Yalnız mı Yürüyeceğiz... Evet...
 

Mutlu etmek

    PEKİ SORUYORUM KİM MUTLU
    Mutluluk nedir? diye düşünsem.

    Mutluluk, maddi ve veya manevi özlemlere ulaşılması sonucu hissedilen bir tatmin ve kıvanç durumu değilse. Mutluluğun anlamının her birey için farklı olması, mutlu olmanın yolunun her kişi için farklı şekillenmesi, tatminliği desem...
    YA,
    Mutsuz birisini mutlu etmek kolay değildir hele de içine kapanmıssa depresyona girmişse,
    PEKİ ,
    Mutlu bir duruma getirmek, mutluluk vermek senin için kolay değilse, mutsuz  olduğunu hissettiğin zaman sen mutlu musun soruları kızdırıryorsa
    İYİ
    Bu da bir tatmin, yada mutlu olmamıza gerek yok...


    Hepimiz acılar içerisindeyiz; ancak bakarsanız herkes “mutlu”.

Madem öyle, huzur nerde birinin dilinde, yoksa çakılmış hayatlardan kızgınlığın içinde mi, konuşuyor sanıp ta yok konuşmada mı yok yok ben inanmıyorum hiç birşeye sana ona buna, sevgi de şaşırmış yolunu.
Bu çeşit çeşit tedaviler elden ele dolaşan ilaclar da ne? UZMANLAR DA ŞAŞKIN…
İşler umduğumuz gibi gitmiyor sanki…
Yaşamak istediğimiz hayatı yaşayabilmek için önce iyi hisetmenin şart olduğuna inandırıldığımız bu dünyada ne yapardık?
İyi hissetmek için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaz mıydık…
Aşırı yemek sonra kusmak, alkol, günlerce uyumak, bedensel tatmin, kendini hırpalamak, azarlamak, uyuşturucu, aşırı internet, televizyon, alış veriş, tükenmek, bitmeyen analiz, bunları ve bunlardan başka denedikleriniz oldu mu? İyi hissettirdiler mi? Verdikleri iyi hissetmeler ne kadar sürdü? En önemlisi iyi hissetmek işe yaradı mı? Düşüncelerimizin davranışlarımızın nedeni olduğuna inanılan bir dünyada ne yapardık? Düşüncelerimizi kontrol etmeye, olumlu düşünmeye, kötü düşünmemeye, mantıklı olmaya uğraşmaz mıydık?
Uğraşmıyo rmuyuz? Denemedik mi? Sonuçları düşünmeden, ''sadece ben'' mi dedik?
Peki,
Samimi soruyorum tüm çabalamalar sonunda hayatımızın kontrolünü elimize alabildikmi? Yoksa her gün geçtikçe daha çok boğuşmak zorunda mı kaldık?
Peki yanlış olan biz değilsek?
Yeni dünya kurabileceksek?
Ve başka dünyalar mümkünse?
Ya düşünce ve duygular davranışlarımızın nedeni değilse?
Ya düşünce ve duygular hava durumları gibiyse?
Ya içimizdeki düşünce ve duyguları, tıpkı rüzgar, bulutlar, yağmur gibi kontrol edemiyorsak…
Ya biz GÖKYÜZÜ gibiysek Ve zaten onları kontrol etmemize gerek yoksa…
Ve zaten onları kontrol etmemize gerek yoksa…
Kendini esir etmeden, hatta seçtiğimiz hayata başlamak için ŞİMDİ ve BURADA iyi hisset,
Ya “İYİ” hissetmemize gerek yoksa…
Ya yağmurun altında yürüyebiliyorsak? Rüzgar her zaman arkamızdan esmese de rüzgara karşı yürüyebiliyorsak? Ya rüzgarla boğuşmayı bırakıp kabul ettikçe uçabiliyorsak? Ya kabul edip kendimizi dalgalara bıraktıkça daha derinlerde yüzebiliyorsak? Sizin de içnize güzel bir şüphe düşmedi mi? Bir şans verin ya başka bir dünya mümkünse? Kurallara kurban etmeyelim yaşamanızı
Başka bir dünya mümkün….


"Ey güzel ve çirkin
Bu suyun rengi koyu kahve değil...
Yol ayrımı ve kucaklamak kuzgunu...
Yalnız güle yakın,ama nilüfere de uzak değil"



Birgul Ekim

 
Toplam blog
: 101
: 3501
Kayıt tarihi
: 17.11.13
 
 

Ucunu göremediğim kadar  Özgürlük, Aldırmadan hiç birşeye,  bütün kuralları kırıyorum Ne olursa o..