Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '08

 
Kategori
Haber
 

O minnacık bir devdi…

O minnacık bir devdi…
 

Onu anlatmaya gerek var mı? Resim her şeyi anlatmıyor mu? Seni çok seviyoruz Suna Pekuysal...


O mavi gözlü bir devdi.

Minnacık bir kadın sevdi.

Kadının hayali minnacık bir evdi,

bahçesinde ebruliii

hanımeli

açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.

Ve elleri öyle büyük işler için

hazırlanmıştı ki devin,

yapamazdı yapısını,

çalamazdı kapısını

bahçesinde ebruliiii

hanımeli

açan evin.

Sahnelerin Minik devi “Suna Pekuysal’ı kaybettiğimizi okuyunca biraz önce milliyet ana sayfada, ilk aklıma gelen Nazım Hikmet’in çok sevdiğim yukarıdaki dizeleri oldu.

O yüzünden hiç eksik etmediği tebessümü, ekranlardan dışarı taşıp bize kadar ulaşan pozitif enercisi, cüssesine inat, içinde büyüttüğü kocaman tiyatro sevgisiyle milyonların kalbinde taht kurmuş, sahnelerin minik devi, akşamlarımızın pürü neşesiydi. Lüküs Hayat dediğimiz zaman aklımıza gelen ilk isimdi o ve niceleri.

Bir aile yakınımı kaybetmiş kadar üzülürüm böylesi zamanlarda. Bu tabii ki o sanatçının bizlerin üstünde bıraktığı iz'in eseri. Kolay değildir bunu başarabilmek. “Herkes her şey olabilir ama sanatçı olamaz “ demişti ulu önder. Suna Pekuysal; duruşuyla, hayata bakışıyla, yaşam biçimiyle bunu başarmış, bizden biri olarak içimize aldığımız ender sanatçılardandı. Kendisine Allahtan rahmet, tüm sevenlerine, yakınlarına, ailesine, tiyatro ve sanat camiasına başsağlığı diliyorum.

Ve değerli şair Nazım Hikmet’in çok sevdiğim bu şiirini Suna Pekuysal için uyarlamak istiyorum izninizle bu kısacık zamanda. Elimden geldiği kadar.

O minnacık bir devdi.

Tiyatroyu ölümüne sevdi.

Onun tek hayali

Sahnede olmak

Sahnede kalmak

Ölecekse de…

Sahnede ölmekti.

Sahne olmazsa nefes alamaz

Yaşayamazdı!

O minnacık bir devdi…

Tiyatroyu ölümüne sevdi.

Biz de onu sevdik

En az onun...

Tiyatroyu sevdiği kadar.

Akşamlarımızın neşesi

Gönüllerimizin prensesi.

Sen yine oralardan bize el salla

Kendi minik

yüreği inadına

kocaman dev

Sen yine oralardan bize el salla

Bizi unutma.

Nur içinde yat.

Sevgili Pekuysal...


SUNA PEKUYSAL KİMDİR?

Asıl adı Suna Belener olan Suna Pekuysal, sinema, tiyatro ve TV oyuncusu, seslendirme sanatçısıdır.

1933 doğmlu olan ünlü sanatçı, İstanbul Belediye Konservatuvarı Şan ve Bale Bölümü'nde öğrenim görürken, 1949 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun çocuk bölümünde Kadri Ögelman'ın "Artist Aranıyor" adlı oyunuyla ilk kez sahneye çıktı.

Üç yıl sonra dram bölümüne geçti. 1964 yılında gazeteci Ergun Köknar ile evlendi. 1973 yılında oğulları Sait Ali Köknar dünyaya geldi.

54 yıl Şehir Tiyatroları’nda görev yapan sanatçı, 24 Ekim 1998 tarihinde Şehir Tiyatroları’ndan emekli oldu.

Sanat yaşamı boyunca 250’den fazla oyunda rol alan Suna Pekuysal, 100’e yakın sinema filminde de rol aldı.

Pekuysal, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda 1984 yılında sahnelenen, Ekrem Reşit Rey’in 1933 yılında kaleme aldığı, Cemal Reşit Rey’in bestelerini yaptığı ve Haldun Dormen’in sahneye koyduğu ”Lüküs Hayat” adlı müzikalde Zihni Göktay ile 14 yıl aralıksız olarak oynadı. Büyük bir başarı kazanan ve yediden yetmişe her yaştan seyirciye nostalji yaşatan ”Lüküs Hayat”ın ardından emekli olan sanatçı, Şehir Tiyatroları’nda Joseph Kesselring’in yazdığı ve Çetin İpekkaya’nın yönettiği ”Ahududu” adlı oyunda konuk sanatçı olarak rol aldı. Suna Pekuysal, 53 yılda 250 oyunda, 100 filmde rol aldı. Adı, her zaman Türk tiyatrosunun en iyileri arasında anıldı. Sanatçı, dizi filmlerde de rol aldı.

ÖDÜLLERİ

Suna Pekuysal’ın yaşamı boyunca aldığı ödüller şöyle:

"1980 Avni Dilligil Ödülü (Tırpan), 1980 Ulvi Uraz Ödülü (Tırpan), 1986 Sanat Kurumu Ödülü (Lüküs Hayat),

1987 İsmail Dümbüllü Ödülü (Lüküs Hayat),

1998 Afife Tiyatro Ödülleri-Nisa Serezli Aşkıner "Yaşam Boyu Başarı Ödülü", 2000 Belkıs Dilligil Onur Ödülü,

2001 38. Antalya Altın Portakal Film Festivali "Yaşam Boyu Onur Ödülü",

2003 Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü."

Suna Pekuysal’a göre ”Sanatçının emeklisi olmaz”. O, ölene kadar tiyatro yapmak istiyordu ve ısrarla vurgulamıştı ”sahnede ölmek istiyorum!”



Haberin devamı için tıklayın lütfen.

http://www.milliyet.com.tr/2008/07/22/index.html?ver=348

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..