Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

O Piti piti... Yazsam Yazsam, Hangisini Yazsam

Keşke  şöööle  geniş vakitler bulabilsem, otursam şu bilgisayar denilen,  pek çok şeye  hükmeden hükümdarın   yamacına, ben söylesem, o yazsa ...Saçmalasam, ağlasam,gülsem ,dert yansam;kısaca içimi bi güzel döksem. Yok ne gezer, bulaşık, çamaşır, yemek işlerini yoluna koy, ortalık topla, gidilmezse olmaz yerleri  bi dolaş, bi arz-ı endam et , biraz ordan burdan oku,izle ...Eh biraz da kafa boşaltmak hatta özellikle sinir boşaltmak adına  dizilere takıl.  E ,   doğal olarak zaman  denen  gizemli  çark  dönmüş, bir de bakmışsın  takvimden bir yaprak daha düşüvermiş...Gün içinde,  bu işi de bitireyim  şu konuda yazacağım mutlaka  diye, aklımdan geçirdiğim  onca  konu,  buhar olup  uçuyor  çoğu kez, hayat bu minval üzere devam ederken...

Eğitimden mi, sağlıktan mı  girsem, artık  nasıl  dile getireceğimizi şaşırdığımız  terörden mi  duygularımı dile getirsem   bir karara varamadığım için  bugün,  böyle   çorba  misali  bir  yazı yazmak  geldi içimden. 

Bir aya yakındır,  evimiz  inşaat  görüntüsü içinde. Yakınlarımızın bildiği üzere, her alanda eli olan bir eşim var.Bizim eve  kolay kolay  usta girmez bu nedenle.  Bacayı tamamen yıkıp yeniden onarma,tahtaları zımparalayıp boya ve cilâsını yapma,  duvarların   boyası...Kısaca  evi revizyondan  geçiriyor eşim. Benim gibi düzen hastası birisi için   oldukça  zorlu bir dönem. "Oduncunun  hıh deyicisi"   sıfatını  da, bu  aralar  sık  duyar  oldum ... Evin bu  düzensiz görünümünün bir an önce  bitmesi için  gün sayarken, kayınpederimin geçirdiği trafik kazası nedeniyle  Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne   yatırıldığı haberi geldi. Yazımın başlığı "Akdeniz Üniversitesi'nin bir başka yüzü" olacaktı ve ben  orada yaşanılan olumsuzlukları anlatacaktım.Ama dediğim gibi  ruh halim o kadar karışık ki, yazım da o karışıklığı  yansıtsın istedim... Başarılı yüz nakil ameliyatları ile yüz akımız olan Ömer Hoca ve ekibi ile  iftihar ediyoruz Antalya'lılar olarak.Çok isterdik aynı gururu, hastanenin  diğer bölümlerindeki işleyişte görebilmeyi...

Başbakan Erdoğan , önümüzdeki seçimlerde olmayacak;   partisi de onun yakaladığı  rüzgarı estiremeyecek büyük bir olasılıkla.Başbakan'ın  en son yaptığı hata, partisinin kongresine  altı gazeteyi almaması.  Nerde kaldı senin  "bana oy vermeyenleri de  kucaklayacak  bir  başbakan olacağım" söylemin? Bir dolu hata ile  anılacak  Erdoğan ama  şu özel hastanelerle ilgili uygulamasını  ben ve yakınlarım ayrı bir yere koyacağız ve takdirimizi de,özellikle her hasta oluşumuzda dile getireceğiz. İşte son örneğini  kayınpederimin yattığı şu bir hafta içinde gördük.  Daha önceki bir yazımda da yine kayınpederimin kanser ameliyatı esnasında özel hastanedeki;  beklentilerimizin de çok ötesinde gördüğümüz  ilgi ve bakımdan söz etmiştim. Devlet hastaneleri gerçekten,  eski kafa ve anlayışlarını sürdürmekte kararlı...Hastamızın yattığı bölümde ,  sadece bir hemşire görebildim,o da  günde bir kere  geliyormuş.Doktorlardan bilgi alabilmek konuşabilmek ise büyük bir başarı. "Hastanızı çıkarabilirsiniz yarın "   dedikleri gün, tansiyonu  üçe düşen kayınbabamı tekrar yoğun bakıma aldılar .Tansiyon düzenli ölçülmediği için...Yoğun bakımdaki bakım için  bir şey söyleyemeyeceğim ama yine bilgi almak için  dokuz takla atmak durumunda kalıyorsunuz... Az önce  aldığım habere göre, oğulları kayınpederi  kanser ameliyatı olduğu özel hastaneye nakletmişler. Sonuç ne olacak bilmiyoruz. Umarım  kötü bir olay olmaz.  Benzer olumsuzlukları , bir kaç yıl önce ameliyat olan annemde de yaşamıştık.

Sayın Cemile Torun'un yazısını okudum Mevlâna ile ilgili.  Mevlâna'nın sözlerinin her biri bir ışık ,bir rehber. İçlerinden birisi , demokrasi ve birbirine tahammül  noktasında son derece anlamlı.Diyor ki , gelmiş geçmiş  en büyük düşünür,tüm dünyaya mal olmuş  güzel insan"Herkesin aynı şeyi düşündüğü yerde, hiçbir şey düşünülmüyor "demektir.   Dünyada ne kadar insan varsa o kadar farklı  düşünce vardır savı  bana göre de doğru bir tespit. Tıpa tıp  aynı şeyleri düşünen var mıdır  mutlaka farklı  baktığımız bir şeyler söz konusudur en yakınımızla bile. Aynı şeyleri düşünmememiz son derece doğal,aksi takdirde gerçek anlamda "sürü" oluruz,hiçbir şey düşünemeyen,sadece yiyip içen varlıklar oluruz.Ama kendi düşünce kalıplarımıza uymayana, adeta yaşama hakkı tanımama hakkını  nereden alıyoruz  bilemiyorum. Bugün meclis açıldı. Bakalım hangi kavgalara şahit olacağız yine... Umarım yanılırım... Birlik olmayı ,  orta bir yol bulmayı  becerebilsek  oynanan oyunları, kurulan tuzakları boşa çıkarabilsek... Ne iyi olurdu ... Hayvan hakları için yürüyenleri eleştirenler  onlara  hakaret içeren sözlerle cevap verenler,biraz ılımlı olmayı deneyemezler mi acaba... Her iki tarafın da duygularını,  düşüncelerini karşılıklı olarak anlamaya çalışsalar olmaz mı...  Sayın doktorlarımız  sadece  bir tebessüm , bir iki  bilgi veren  söz söyleyerek hastayı, hasta yakınını biraz   rahatlatsalar ne kaybederler acaba... Biz beş dakikalık teneffüsümüzde gelen veliye çay ısmarlar  onu mümkün olduğunca gönlü hoş uğurlamaya çalışırdık.Hastane kantininde konuşmaya çalıştığımız doktorun yanındaki bayan, doktorun ziyaret saatinde ancak konuşabileceğini söylerken hiç utanmadı mı acaba ... Ve  sayın doktorumuz da onun müdahalesi doğrultusunda gülerek yürüyüp gidebildi. 

Bizim,   iktidardakileri eleştirmeye hakkımız yok ,sayın okur...  Çünkü onlar bizim insanımız,biz toplum olarak birbirimizi yok sayarsak,altlarında koltuk olanların, ellerine geçirdikleri fırsatı aynı şekilde değerlendirmemeleri düşünülebilir mi...

 

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..