Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '08

 
Kategori
Deneme
 

O sonu beklemek....

O sonu beklemek....
 

Beklemek beklemek beklemek, o yağmurda, o trende, o aşkı, o yaşamı ve ölümü beklemek....


Sen sokaklardaki çocukları bilmezsin, dedi, tanımazsın.

Gülmedim. Ara Güler tam o esnada kendi İstanbul'unu anlatıyordu.

Ah, dedim, ben beni tanımıyorum ki sokaklarda, bilemiyorum; ordan çıkıp da çocuklara ulaşayım; ah!

Güldü.

Sana B.Karasu'nun öyküsünden bahsedeceğim, dedi. Sustu. Öykü onun muydu? Adalar boyu, boyunca sustu uzun uzun. Sonra, cambazları bilirsin, diye devam etti; ben de onlardan biriyim.

Yok yaaaaa!...

Bu topraklarda uyutulmayı hiç sevmem.( Burada HİÇ'e belli belirsiz bir vurgu vardır.)

Baktıkça, onların yüzünde derinleşince görüyorum yakında gelecek, bulacak ölümü. Yakında ölüm geliyor, buluyor ve onları da alıp gidiyor oralara.

Ağlayamıyorum.

Ne kadar rahat yaşayıp, rahat yazmış böyle!

Hayat işte! ( Aynen söyle, böyle böyle ölüme.)

Biri benden, tam o sokakta, etrafımda sen, ben ve o yokken, bir lira istedi, sadece bir, iki, beş değil; ama ne garip ya da doğal, cebimde bir liram bile yoktu!

Bekledim, çekip bıçağı sallamasını bekledim geceye.

Sallamadı mı?

Yoooo, gülüp geçti hayata. Meğersem o da okumuş öyküyü, hatta yaşamış, sonu hariç; şimdi o sonu bekliyormuş.

1. Not: Beklemek beklemek beklemek, o geceye saklanmış onu, o anı beklemek hem yaşatıcı hem de öldürücü.

2. Not:

Usta olmak
şart değil,
dedi ustam;
yaşarken,
hele ölürken
hiç değil.

3. Not:

Usta oldum,
dedim ustama,
henüz olamadın,
dedi ustam;
bekle,
hele bir
ölüm kapını
çalsın da...

Ş.Y.

 
Toplam blog
: 650
: 412
Kayıt tarihi
: 07.06.07
 
 

İzmir.  Aşk ve Şiir. Müzik. Kitap. Varlık ve Sözcükler ve .... ..