Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Oaaa!

Oaaa!
 

Görsel T24'ten


Başlıktaki ‘Oaaa!’   yeğenime ait. Kerata şaşkınlık uyandıracak bir durumla karşılaştığında “Ohaa!” diyemediği için; “Oaaa!” diyor.

Aklı erdiğinde ‘Oaaaa!’ sözcüğünden telif ister mi bilemem ama, ülkede yaşanan gerçekliklere dikkatli bir akıl süzgeciyle bakınca ister ‘Oaaa!’, isterseniz ‘Oha!’ demeyi gerektiriyor; yaşanan değişmiyor.

Çözüm süreci/barış süreci işliyor!

Mutabakat ya da müzakere takviminden malumatımız yok. İktidar ve muhalefet arasında salvolar sürerken “akil insanlar heyeti” çalışmalarına başladı. Gerçi  heyet üyelerinin iktidarı eleştirmesine izin verilmiyor ama olsun; “o kadar kusur kadı kızında da olur” derler, değil mi sayın okur. Heyetimiz atanmış akillerdendir deyip fazla kurcalamayacağız “çözüm süreci” babında.

Malum dördüncü yargı paketi tedavüle sokuldu. Artık şiddet barındırmayan faaliyetleri “zamanın ruhunun savcısı” , “terör örgütü” damgası vurup dava edemeyecek, iyi.

Türkiye’nin en uzun süre hapiste kalan siyasi tutuklusu Tahir Canan’a özgürlük  umudu belirdi, iyi.

KCK’dan yargılanan 72 KESK üyesinin daha dördüncü yargı paketi geçmeden

 “çözüm süreci” gereği 22 tutuklusu tahliye edildi, iyi.

Sağlık Bakanlığı tabelalarından T.C çıkarıldı diye sosyal medyada 9 milyon sanal tepki gösterilince T.C  tabelalara iade edildi. Üzerine Bakanlığın sitesine birde bayrak konuldu. İnternet nelere kadirsin, bu da iyi.

Lakin kafama takıldığı için sormadan edemiyorum; devletin hastaneleri ile özel hastaneler arasında neredeyse fark bırakmayan liberal politikalar,  katkı payları ortadayken ‘Özel hastanelerin tabelalarında da T.C olacak’ diye yeni bir klavye eylemi daha tuşlamıyorsunuz be kardeşler. Haydi asılalım klavyelere, bak bu da iyi.İyi de tersinden gidelim bu “9 milyon cengaver, özelleştime/üleşme sürerken neredeydi?” sorusu geliyor akla ki hadi ben sormamış olayım siz sorun; topu taca attım, bu da iyi.

Malumunuzdur, Dicle üniversitesinde çimen üzerinde namaz kılan “Müslüman gençlik” görüntüleri, polisin  arkasında ellerinde kalaslarla hücum eden “Hizbullah” görüntüleri de neyin nesi oluyor diye sormak lazım.

Gerçi yaşananlara yönelik tepkiler yansıdı medyaya ama ben asıl “Antikapitalist Müslümanların”  tepkilerini aldım yazıma, hadi buyurun okuyalım bir bölümünü:‘Hizbullah’ olarak bilinen İlim/Mustazaflar camiası polislerin arkasında kalaslarla, sopalarla ve tekbirlerle verdiği pozlardan utanç duymalıdır. Yurtsever gençlerin bugüne kadar taşını, sopasını kime salladığı ortadadır. Ancak ‘bizler de Kürdistan’ın parçasıyız’ diyen bu camianın gençleri bugüne kadar neden bugün fotoğraflarda gördüğümüz polis arkasındaki ‘cesur’ ve saldırgan duruşu Kürdistan halkının gerçek düşmanlarına karşı göstermemişlerdir. Bu ‘dindar gençlik’ neden bugüne kadar tekbirlerle Kürt Halkının canına, malına, özgürlüğüne, toprağına, değerlerine göz diken devlet güçlerine karşı durmamışlardır. ‘Hizbullahi’ gençlik gerçekten peygamberlerin ve Kuran’ın yolundaysa, gerçekten peygamberleri anmak istiyorsa mazlum kardeşleriyle bir olup top yekün zalime karşı, ortak düşmana karşı mücadele içinde olmalıdır. Peygamberi anmanın yolu budur.”

...

Eh, her türlü alavere dalaverenin olağan karşılandığı Ortadoğu coğrafyasında, memleketimizde; 1960’larda polis gözetiminde cinayetlere, manipülasyonlara dair hafızalarımız bizi uyarırken  “derindevlet/gladyo” denilen “mafia/çete/canavar” işbaşında mı sorusu takılıyor ister istemez.

 Gerçek anlamda geçmişi ile hesaplaşmayı becerememiş güzide memleketimizde pekte ortaya çıkan fotoğrafa şaşıramıyorum. “Yeşil gladyo/ergenekon” tahlilleri yapanları haklı çıkaran görüntüler üzerine iktidar, Silivri’ye akın eden CHP’li vekilleri yargıya şikayet edip göreve çağırırken, dönüp Diyarbakır, Dicle Üniversitesinde yaşananlara bakmayı akıl ederse umutlanacağız  ama nafile bana sorarsanız.

“Derin devlet/gladyo” denilen yapılar zamanın ruhuna göre tutum alanları ifade eder benim nazarımda en azından. Çünkü geçmişte bu böyleydi. Vatan/Millet/Sakarya  ile meşrulaştırılan işkenceler, linçler, katliamların failleri yırtıp paçayı kurtarırken, aslında bugüne dair ‘kodların oluşturulduğunun  farkındalığının’ farkında olarak söylüyorum bunları. Ötesini söyletmeyin diyerek geçmek istiyorum da; Kürt siyasi aktörlerine “Bakın ne kadar zor koşullarda çözüm örüyoruz”  demek anlamına da vurgu yapmadan geçemiyorum.

Keratanın dediği gibi şaşkınlığımı “Oaaa!”  diyerek ifade ediyorum,oaaa...

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..