Obama

Obama ve Filistinli İnsanlar...

Tarih, soğuk yüzlü, istikrarlı görünen hırslarının gölgesinde yaşayan bir adamı defterinden gönderirken yerine dünyada ezilmişliğin sembolu olan bir ırkın mensubu genç bir adamı Amerika'nın tepesine oturttu.Bir kere daha insanlar güvenmek istedikleri bir lider buldular ve hayallerini ve beklentilerini ona bağladılar, Mustafa filminde Atatürk'ün bir ifadesi şöyle:

Herkez bulunduğu yerde durup bütün iyilikleri benim yapmamı bekliyor, halbuki benim de bunu benden bekleyenlerden ne farkım var.

Siyasilerde işte böyle bir anlayış var. İşler ters gitmeye başladığı zaman, derisi, rengi kaşı gözü farklı birilerini tarih defterin baş köşelerine yazmak. Tıpkı bir zamanlar Tansu Çiller'in veya Bülent Ecevit'in Türkiye'nin Başbakanı olması gibi. Şöyle görünüyor ki arka planda işleri yürüten adamların okların kendilerine yönelmesi söz konusu olduğu dönemlerde insan olmanın erdemlerini hatırlayarak, duygularımızın ipine sarılmaları gibi. Ya da bizde böyle oluyor ama dünyanın pek çok yerinde insanlar hakiki bir arayış ve özlem içerisine düşüyorlar diyelim. Siyah Amerikalıların bile geleceğine tereddütle baktığı bu kişi aynı zamanda İnsan Hakları savunucusu ve tabiki beyaz adama göre çok daha duyarlı ve bu duyarlılık beraberinde yerinde bir başarıyı da getiriyor.

Obama geldi... Düşünün ki bir insan geçmiş deneyimi ne olursa dünyanın en büyük devletinin başına geldi ve Irak işgalini sonlandırmak istediğini söylüyor, peki dünyanın pek çok yerinde süren özellikle Filistin'de devam eden zulümler ne olacak? Onca işe yaramaz barış antlaşmasından sonra Filistin insanının da bir gün yüzü güler mi? Obama Bey dünyanın yüzünü güldürürken acaba Filistin'de dünya gelmiş onun aynı yaşlarda bir kişinin veya kişilerin de huzur barış ve refaha kavuştuğu için yüzleri güler mi? Peki bizim Kıbrıs'ımız: Bazıları sıkılmış çözümsüzlüğün çözüm olmasından. Obama'nın evinde bugünlerde esen mutluluk ve sevinç bir gün bu bahsettiğim yerlerin insanlarının evine de ve barış ve mutluluk olarak girer mi?

Obama istese Filistindeki her kişiye 1 ay saat içerisinde tam bir barış ve güven ortamı sağlayacak bütün yetkilere ve imkanlara sahip. Bir insan diyoruz ama böyle de bir gücü olduğunun acaba gerçekten farkında mıyız? Bir yerleşim bölgesini 1 saat içinde yok edecek silahlara sahip bir devletin tam tersi için de bir o kadar gücü olması gerekmez mi?

Renginden dolayı, düşüncesinden dolayı, cinsiyetinden, hatta bölgesinden dolayı mutsuzluğa uğramış bütün insanlar şimdi en azından bu adam bize zarar vermez diye düşünüyorlar ve bundan kendilerine bir mutluluk payı çıkarıyorlar, onların mutluluklarını somut işlerle perçinleyecek biri mi acaba bu adam.... Dünya için gerçekten birşeyler yapar mı yoksa sadece Iraktan askerlerini Amerikan menfaatine olduğu inancını yayarak usulcacık çeker de dünya insanlarının ağzına iri bir parmak bal vererek doyuur gibi mi yapar. Daha bizim bilmediğimiz pek çok ayrımcılık sorunu için ne yapar veya neyi yapmaya yetkileri imkanları vizyonu ve kalbi yeter.

Lütfen Obama siyasetini dikkatle izleyelim çünkü bu hepimiz için gerçek bir Amerikalı ve ezilmiş siyah adamın gözünden bakışını anlamamız için bulunmaz bir imkan olacak.

İnsanlar her zaman düşlerinin peşinden koşuyor.Her ne ortam koşulda olursak olalım düş kurabilmeliyiz.Düşlerimizi engelleyen insanlar çooook.Düşlerimizi engelleyen düşünceler de çook.Düşlerinin peşinden gidenler de azımsanamıyacak çok.Aslında farklılığımızın da sebebi kurduğumuz düşler ya da bir türlü kuramadığımız düşler.Ama düş kurabilmek için önce bizim yerimize düş kurma ve bize düş kurdurma gücüne erişmiş olanların neler yaptıklarına bakmak.Amerikan siyaseti işte artık bu noktada önemli oldu.Obama neler yapacak merak ediyorum.Üçüncü Dünya ülkelerinde siyasinin barışçı ve dürüst tutum izlemesi, aynı zamanda ciddi bir risk almak demektir.Amerikada işler pek öyle değil.Peki ya nasıl? Gerçekten anlamak için tarihi bir fırsat var elimizde...