Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '07

 
Kategori
Gelenekler
 

OBON

OBON
 

Buray geldigim ilk yılın yazı idi. Ağustos ayının ortalarında ailelerin yaşam biçimlerinde değişiklikler gözlemeye başladım. Öncelikle bir çok aile memeleketine gidiyordu. Sonra bizim mahallede, genellikle birbirini çocukluğundan beri tanıyan insanların olduğu bir yer, ailelerin havanın serinlediği akşam saatlerinde ellerinde içinde mum yakılmış özel fenerlerle evlerine döndüklerini gördüm. Bir iki gün sonra aynı şeyi biz de yaptık. Yakındaki tapınakta bulunan aile mezarlığına gittik. Kayinvalidem ölmüşlerin ruhuna dua okudu. Biz de ellerimizi kavuşturup bir anlamda onun gibi dua eder göründük. Mezarlıkta yakılan mumu kağıt fenerin içine yerleştirip eve doğru yavaş yavaş yürüdük. Feneri evin bahçeye bakan cama yakın yerine astık. Sonradan o ışığın OBON denilen dönemde evi ziyarete gelen geçmişte o evde ölen kişilerin ruhlarına yol göstermek için olduğunu öğrendim. Budizmin bir töreni.

Genelde uygulama temelde aynı ama yöreye göre ufak tefek değişikler gösteriyormu. Memleketine dönenlerin amacı "Mezar ziyareti" aynı zamanda iş vs nedeniyle aileden ayrı yaşayanların bir araya geldiği, hasret giderildiği bir dönem. Buraya kadar güzel de yollar arabalarla dolu. Eğlence yerleri tıklım tıklım.

OBON un bir diğer ilginç yanı evlerde bulunan O BUTSUDAN denilen küçük tapınak benzeri köşeye yiyecek ve çiçekler sunulması. Ölen kişilerin ruhları için. Ben de her yıl eşimin ailesinin evindeki O butsudan'a yiyecek ya da çiçek sunarım. Kökleri o evle ilişkisi olan akrabalar da değişik yiyecekler, meyve ve buraya özgü tatlı vs sunarlar. O dönem bitince kayınvalidem çocukları arasında bölüştürür.

OBON döneminde belirli günlerde okulların bahçesinde düzenlenen BON ODORI denilen dansa giderler. Hanımlar, genç kızlar ve çocuklar YUKATA adı verilen pamuklu kumaştan yapılmış kimono benzeri giysi giyerler ve ve dans ederler, geçmislerinin ruhunu eğlendirmek için. Giyilen giysi ve dans yöreye göre değisşiyormuş. Resimdeki AWA -ODORI denilen türü. Yüzlerce insanın katıldığı dans. Bu resim SouthWAVE denilen dergiye yazdığım yazıya ilistirilidir. Yabancı gözüyle Japon geleneklerini bir dizi halinde Ingilizce yazmıştım o dergiye.

BONODORI de çocuklar en mutlu olanlar galiba. Çünkü dans alanında onların sevdiği yiyecekler satılır. Eskiden beri oynanan çocuk oyun köşeleri vardır. Kurslarda bunalan, bilgisayar oyunlarından ayrılıp eğlenmek için güzel bir olanak.

Bu dönemde bir başka özellik ise, cinler periler ve hortlaklarla ilgili hikayeler yoğun bir biçimde gündeme gelir. Televizyonda korku flimleri artar. Çocuklar korksa bile hikayeleri dinlerler.

Geçen yıl oğlum gece yarısına yakın arkadaşları ile mezarlığa gitmiş orada biraz zaman harcamışlardı benim haberim yoktu. Arkadaşlari ile yemeğe gideceğini söylemişti. Belki korkulu hikayeler dinlemişlerdi. Özellikle erkek çocukların korkularını yenmeleri için eskiden beri süregelen bir törenmiş. Eve döndüğünde cığlık cığlığa bağırıyordum ."Nasıl yaparsın bunu" diye.

Geçmiş yıllarda BON ODORI sini seyretmeye giderdim. Şimdilerle penceremin açık olduğu zaman uzaktan gelen müziğin sesini dinlemekle yetiniyorum. Çocuklar da büyüdü. Onlar da eskisi gibi istekli değiller. Aslında biraz üzücü. Çünkü geçmişe ait güzel gelenekler ne yazık ki eski önemini kaybediyor. Ülke insanı benliğini yitiriyor gibi geliyor bana. NE DERSİNIİZ?

 
Toplam blog
: 397
: 1111
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1955 Niğde doğumluyum. Ancak Japonya'ya gelene kadar yaşantımın büyük bir bölümü Ankara'da geçti. Ka..