Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

Öcalan, İmralı, MİT...

Öcalan, İmralı, MİT...
 

Abdullah Öcalan, İmralı F tipi cezaevinde...


Türkiye’de son dönemde Kürt ve terör sorunu konusunda yeni ve dikkat çekici bir süreç yaşanıyor. Başbakan Erdoğan’ın Leyla Zana ile yaptığı görüşme bu sürecin en önemli bölümlerinden biri… Görünen ok ki bu süreç daha da hızlanarak devam edece3k. Zana ile yapılan görüşmeye benzer başka önemli adımların da sırada olduğu anlaşılıyor. Zana’nın daha önce yaptığı “Bu sorunu Erdoğan çözer” şeklindeki açıklamaya BDP’den tepki gelmişti.  Ancak Zana’nın Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmeye BDP’den dikkat çekici herhangi bir tepki ya da eleştiri gelmedi.  Anlaşılıyor ki Zana,  yalnız değil ve çerçevesi belirli bir strateji  doğrultusunda  hareket ediyor.

 

Zana’nın hem Barzani hem de Talabani nazarında ayrı bir itibar ve önemi olduğunu biliniyor. Bu nedenle Zana’nın “arkası sağlam” denilebilir.  Zira “Bölgesel Kürt Yönetimi” olarak uluslar arası petrol anlaşmaları yapmaya başlayan Barzani yönetimi, bu rahatının bozulmasını istemiyor.  Hatta PKK’nın son dönemde artan saldırgan tutumunun Türkiye ile arasını bozmasından endişe ediyor.  Bu sebeple şiddet eylemleri  değil demokratik yöntemler yoluyla bu meselenin çözülmesini istiyor.  Ancak meşruiyetini  şiddetten ve saldırı ortamından alan PKK yönetiminin bir bölümü ise varlık sebebini  kaybetmek istemiyor. Bu nedenle demokratik çözüm arayışlarının hızlandığı her dönemde ciddi terör eylemleri yaparak kendisini hatırlatıyor.   Dolayısıyla, Barzani ve Talabani destekli yeni bir alternatif muhatap oluşturulmaya çalışıldığını da düşünebiliriz.  Bu yönüyle bakıldığında Zana’nın son derece cesur bir adım attığı  söylenebilir. Çünkü bugüne kadar PKK bu konularda kendisine rakip ya da alternatif olma ihtimali olan her kişi ve yapılanmayı son derece şiddetli bir şekilde tasfiye etti.

Ancak  Barzani destekli bir Zana ise aynı akibete  maruz kalmadan rahatca ilerleyebilir.

Bu süreç devam ederken kamuoyunun bir kesiminde ise başka bir tartışma devam etti. “Öcalan Nerede?” tartışması… MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin alevlendirdiği bu tartışma, Aydınlık gazetesinin haberiyle daha öne çıktı.  Aydınlık’a göre Öcalan zaman zaman İmralı’dan MİT’e ait bir helikopterle gizli bir şekilde alınarak, MİT’in Bursa Bölge Başkanlığı’na ait misafirhanede “misafir” ediliyor. Haberde bu ciddi iddianın kaynağı açıklanmıyor. Ancak ‘misafirhane’ kelimesiyle ortalama vatandaşımızın algı düzeyine yönelik çok da başarılı bir mesaj veriliyor.

Haber doğru olsa da olmasa da “MİT Misafirhanesi”  ifadesi haberin vatandaş algısındaki gerçekliğini kuvvetlendiriyor. Zaten böyle netameli konularda herhangi bir somut veriye ihtiyaç duyamdan tartışmaya, komplo teorisi üretmeye teşne olan Türkiye kamuoyu da büyük bir iştahla bu iddiayı tartışmaya devam etti.

Bu tartışmalar devam ederken yolum Bursa’ya düştü.  Böylesi bir tartışma devam ederken, bir haberci olarak gündeme uzak kalamadım. Bursa’da yaptığım kısa bir araştırmadan sonra Mudanya’ya geçtim. Buradaki “yerel” ve “sağlam” (tabiki gayri resmi) kaynaklarla yaptığım görüşmeler, Öcalan’ın en son bir hafta önce cezaevinde olduğunu,  kendisinin buradaki rutin gündelik hayatının devam ettiğini öğrendim. Bu arada da Bursa Başsavcılığı bir açıklama yaptı ve Öcalan’ın İmralı’da olduğunu herhangi bir sebeple cezaevinden çıkarılmadığını açıkladı.

Elbbette Başsavcılığın bu açıklamasının bizim için bir hükmü yok. Nitekim, meslek hayatımızda resmi kurumların birçok “resmi” açıklamasının gerçek tam aksini içerdiğini çok gördük. 

Bu arada yine “gayri resmi” ya da “yarı resmi” kaynaklarımdan aldığım bilgilere göre Öcalan, cezaevinde hap ya da şurup gibi ilaçları kabul etmiyormuş.  Sağlığına son derece dikkat eden Öcalan, iddiaya göre tedavi amaçlı olarak kendisine uygun görülen hap ya da şurup gibi ilaçları kabul etmiyor. Ancak krem ya da merhem gibi harici yoldan uygulanan ilaçları kullanıyor. Kas, eklem ağrıları ya da romatizmal  rahatsızlıklar çeken Öcalan tedavi için sadece krem veya merhem kullanıyor.

Öcalan’ın “zehirlenme” endişesinden mi yoksa herhangi bir yan etkiden korunmak için mi böyle yaptığını bilemiyoruz. Ancak şu bir gerçek ki cezaevindeki birisini doğrudan ya da dolaylı olarak zehirlemek için hap ya da şuruplardan daha etkili ve çok daha az dikkat çekici yöntemler mutlaka vardır. Kaldı ki Türkiye’nin terörle mücadele anlayışına ve Kürt sorununn çözümü için Öcalan ve çevresine biçtiği role bakıldığında, Öcalan’ın sağlığının, Öcalan için olduğu kadar Türkiye Cumhuriyeti için de son derece önemli olduğunu söylemek hiç de zor değil… 

 

 

 
Toplam blog
: 32
: 1375
Kayıt tarihi
: 19.11.08
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni 2004 yılında bitirdi. 2006 – 2008 yılları arasında Ame..