Öcalan devleti, Suriye jet pilotlarımızı esir almış…

2013 ün çok zor geçeceği öngörülüyordu. Ancak daha ilk günlerde içine hızla battığımız bataklık, tahminlerimizden daha da kötü bir yıl geçireceğimiz gerçeğini suratımıza çarpıyor.

Açlık, yoksulluk, yani ekonomi artık önceliğini kaybetmiş durumda. Bir yığın uyuyan vatandaş şimdilik damarlarına zerk edilen ilaçla rahat. Yarın ilaç gelmediğinde çok kötü uyanacaklar. Bunlar düzelebilir sorunlardır. Ancak güvenilirliğimiz, itibarımız gittiğinde bağımsızlığımızın da ülkemizin de elden gideceği kesindir.

Her zaman söyleriz. Bir ülkede yaşayan insanlar yöneticilerine güvenmelidir. Bu gün AKP iktidardır. Ben onun tam karşıtı bir partinin taraftarı olabilirim. Bu demokratik bir durumdur. Ben onları sevmeyebilirim de. Ama onlara güvenebilmeliyim. Şu günlerde bu güven hızla azalmaktadır. Birinci örnek:

Hiç kıvırtmanın, lafı amalarla, fakatlarla oraya buraya çekmenin anlamı yok. Hükümet Öcalan’a adeta teslim olmuştur. Terör örgütü ile pazarlık yapmak, onu kendinle aynı çizgide görmektir. Dünyanın sayılı büyük ve yetenekli ordusuna sahip olmana rağmen sayıları kendi deyiminizle birkaç bini geçmeyen teröristleri yok edemediniz, veya etmediniz. Yani yenildiniz. Bu yüzden onlarla uzlaşma masasındasınız. Oysa yapılması gereken bu değildir. Üç tane çapulcuyla baş edemeyen iktidarın ilk yapacağı iş derhal istifa etmek, hatta politikadan temelli çekilip işi yapabileceklere bırakmaktır. AKP ise hala müzakere diye tutturuyor. Ölen binlerce evladımızın kanı pazarlık masasında. Birileri için bu ülke vatandaşı birer kelle olabilir. Benim içinse evlatlarımızdır. Bu yüzden darılmasınlar ama ben artık AKP nin iyi niyetli olduğuna da inanamıyorum.

İkinci örnek:

Suriye’nin operasyonla ele geçirdiğini iddia ettiği subaylarımız. Bu konu o kadar dallanıp budaklandı ki, bu günkü gazeteler dört mit mensubu ve sekiz subaydan bahsediyor. İşin ilginç tarafı bizim yetkililerin ne yapacağını şaşırması ve verdikleri her demeçle daha da batması. En yeni, dış işleri bakanı böyle bir şeyin olmadığını söyleyerek yalanladı. Oysa her imkân elinizde, istediğiniz gibi bir şov şansı da doğmuş. Alın adı geçen kişileri çıkın ekrana herkes inansın. Hatta sizlere karşı azalan güven tazelensin. Ama nerdeeeee.

Benim bildiğim AKP böyle bir imkânı olsa şimdiye çoktan yapardı.

Bütün bunlardan daha elim ve vahim olmak üzere, pek kimsenin dikkat etmediği bir anda başbakanın verdiği demeçti.

“Savaşa hazırız”

Bu ne demektir? Gerçi başbakan bunu ülkeyi koruma falan gibi sözlerle süsledi ama bize saldırmaya niyetli bir düşmanın olmadığı bu ortamda başka türlü değerlendirmek gerekir.

Bizim 2013 ve ilersi için falımız:

Adı öyle olmasa da güneydoğuya özerklik verilecek,

Bebek katili ev hapsine çıkacak,

Balyoz, Ergenekon türü halka karşı tüm davalar ve PKK ya karşı tüm davalar eş zamanlı olarak af edilip hapishaneler boşaltılacak,

Türkiye’nin BOP haritasında görüldüğü gibi bölünmesinin yolu açılacak.

Bu sayede sözde huzurlu bir ortamda başbakan başkanlığa seçilebilecek.

Bunlar gerçekleşmezse,

Kaşının altında göz var deyip Suriye ye saldırılacak,

Savaş ortamında PKK azarak aynı Osmanlının son dönemi gibi isyanlar başlatacak, Birleşmiş milletler gelip güneydoğuya oturacak ve Yugoslavya gibi olacağız.

Umarım çok kötü bir ruyadayım dır. İktidar teröristlerle masaya oturmamıştır. Askerlerimiz Suriye’nin iç işlerine karışmak üzere gizlice gittikleri yerde tutuklanmamıştır. Başbakan savaşı ciddi biçimde PKK ile yapacak ve hepsini layık oldukları yere gönderecektir.

İzmir 2013-01-05