Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Oh! Ohh! Suyundan da koy!

Oh! Ohh! Suyundan da koy!
 

Kaynak: Kaptanswing.com


Sabah haberleri okuyorum, aaa ne göreyim, internet şifresini komşularıyla paylaşanı para cezası bekliyormuş! Hem de 10.000,- Tl ye varacak şekilde!...

Eee, yuh yani! (İster ayıp olsun, ister fazla kaba! Dedim mi, dedim!)

Ayol, dünyada en pahalı internet kullanıcıları arasında yerimiz Afrika’dan sonra ikinci midir, üçüncü mü; maksat birinciliği kapalım da, konu ne olursa olsun derdinde miyiz, nedir, anlamak cidden mümkün değil!

Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı ve Bilişim Uzmanı güvenlik zafiyetinden dem vurarak böyle demişler, vallaha haberin yalancısıyım!

Haber yalan değil de, inanası gelmiyor ya insanın, o yüzden…

En pahalı ve gücü düşük interneti kullan, sabit telefon falan diyerek yıllarca keklen, sabit telefonun pek sabit vergilerini paşa paşa öde, ki bu vergi oranları konusunda bir araştırma yapılsa dünyada kaçıncı sırada oluruz, tahmin etmek hiç de zor değil, üstelik bir de üç kuruşa satılan şirketi ihya et, sonra da çocuk korkutur gibi: “Bak polis amcaya veririm yoksa seni” der gibi işaret parmağı bir ileri bir geri sallanarak “Sakın haa!..” densin…

Hani, var ya, bilgilendirmek amacı ile yapılan bir deklarasyonu anlarım, mesela çocuk pornosu izleyen kişiler aslında suç işlemektedirler; diyelim sizin şifreniz ile girdi birisi ve şikayet edildi. (Gerçi, bizim ülkemizde bunlar şikayet edilmez, şikayet edilen dizilerdeki öpüşmeler, sevişmelerdir ya, neyse…)

Hangi bilgisayardan girildiğini saptamak çok da zor bir şey değildir.

Yeter ki amaç para toplamak, yeter ki korku salmak olmasın!

******

Aslında, hukuksal olarak böyle bir yaptırımın olabileceğini, en azından şu an için, düşünmüyorum!

Sonrasını bilemem!

Hani, her şey seçim sonrasına erteleniyor, her çözüm ya da karar seçim sonrasını bekliyor ya…

Ama, tabii ki burada hoş olmayan bir işaret parmağını sallamak var; kaç kişi işin aslını, astarını bilecek!

Neden para cezası ile korkutulur bir halk, bilinçlendirmek yerine?

Gıkı çıkmayandan ceza karşılığı meblağ da alınır mı, bilemedim, olur mu olur hani…

Korkudan kimse internetini paylaşmasın, abone sayısı çoğalsın!

Haa, bir de en küçük gruplar dahi birbirine kenetlenmesin; nifak tohumları boşuna çuvallar içinde beklemesin!

******

İşin bir de şu tarafı var elbette, ne güzel olurdu değil mi, her bir kimlik numarasına bir IP verilse, kimin nerede ne yaptığı hem telefon dinlemeleri, hem bilgisayar dökümleri, hem de nereye gitti, nerede kaldı gibi tüm verileri sistem veriverse…

Kim kimin hangi yorumunu beğenmiş, amanın o yorum neymiş, yoksa hükümeti mi eleştirmekteymiş…

Referandum maddelerinden biriydi, kişisel bilgilerin korunması, devlet tarafından bilgilerimiz korunuyor, daha ne isteriz?

Şeyy… Tabii ki her şey bizim iyiliğimiz için! Hani sigara ve içkiye gelen normalüstü zamlar gibi!

******

Kişilerin özgürlüklerine sallanan parmaklar fazla oynamaya başladı, ilginç yanı hep de para ile yapılıyor; bunca işsizlik, maddi yetersizliklerimizin sallanan parmaklardan korkmamız ile ilgisi epeydir kafamı kurcalıyor!

Sahi, yaşamını idame ettirebilen donanımlı insanlar bir ileri- bir geri sallanan parmaklardan tırsmazlar, değil mi?

******

Bugün kim bilir kaç komşu korkudan şifresini değiştirmiş, komşusunu bir korku uğruna satmıştır!

Düşünemez elbette, her işyerinde aynı sistem uygulanır; düşünemeyeceğini bildiklerinden zaten komşular örneğinden yola çıkılmış!

Hafta başı kaç komşu, şifresini değiştiren komşusuna inat müracaat edecektir internet için; altında kalamaz, ezilir! Bilerek ezildiğini belki de hiç biri bilemeyecektir…

Yarın öbür gün bundan dolayı çıkan tartışmalardan kan döküldüğüne tanık da olabiliriz, “Kaderleriymiş” deyip de geçilecektir…

Ooo, iyi ki de “Kader” varmış, kimsenin yaptığı şeyin nereye varacağını düşünmemesine bundan güzel kılıf olur muymuş!

Şey, kader vardır elbet, lakin her hata da kadere yüklenemeyecek kadar ağır ve hatayı yapanı da bağlamaktadır!..

******

Sonuç itibariyle, Ohh… Ohh! Suyundan da koy vaziyetleri!

Her halükarda yeme de yanında yat!

Değil etinden yemeyi, suyuna ekmek banamayan bir tek vatandaş var; hani emeklisi, asgari ücretle çalışanı…

Yolunu yapmayanı…

Eti, sütü, kılı yetmedi, suyuna tirit misali, ne diyeyim, buna da tenezzül ediliyorsa ve korkudan da olsa birileri ye bizi diyorsa…

Yiyenlere de, kendini yedirenlere de…

Ne afiyet olsun diyebilirim ne de geçmiş olsun!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..