Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '10

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Oku bakayım..

Oku bakayım..
 

TÜİK, devletin resmi kuruluşu. Haberleri hangi pencereden göstereceği tartışılır. Ancak elimizde başkaca bir veri olmadığı için inanmak zorundayız. Veya tam inanamasak ta kabul etmek zorundayız. Bu sabah enflasyon bülteni yayınlandı. İlginç bazı rakamlar sanki birilerini yalanlıyor, nanik yapıyor gibi.

2010 yılı Mart ayında 2003=100 Temel Yıllı Tüketici Fiyatları Endeksi’nde bir önceki aya göre %0, 58, bir önceki yılın Aralık ayına göre %3, 93, bir önceki yılın aynı ayına göre %9, 56 ve on iki aylık ortalamalara göre %6, 53 artış gerçekleşmiştir.

Burada esas aldığımız değer, geçen yılın aynı ayı ile bu gün arasındaki enflasyonda meydana gelen değişiklik. Bu %9.56 gibi bir rakam. İşsizliğin giderek arttığı, yatırımın giderek azaldığı, durağan bir dönem içinde bu rakam çok yüksek. Zira yılın ilk üç ayındaki reel enflasyon artışı, temel gösterge olan asgari ücretlerin artışını, memur ve emekliye verilen zammı çoktan aldı götürdü bile. Vatandaşın %90 ı şimdiden kandırılmış durumdadır. Morallerin yüksek tutulması başkadır. İnsanların kandırılması ise başka bir şeydir.

Bir önceki yılın aynı ayına göre TÜFE’ DE en yüksek artış %43, 03 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşmiştir. Ulaştırma (%12, 72), gıda ve alkolsüz içecekler (%11, 21) artışın yüksek olduğu diğer harcama gruplarıdır.

Takdir edilecektir ki, vatandaşın çok büyük bir çoğunluğunun, memur, işçi, emekli, köylü, guruplarının harcanımlarının %90 ını oluşturan iki gurup, gıda ve ulaşımdaki enflasyon, iki büklüm yürümeye çalışan vatandaşın beline balyoz gibi inmiştir. Tütün ve alkollü içkilere yapılan fahiş zam ise hükümetin kendi vatandaşlarının zaafından nasıl istifade ettiğini gösterir ki, tek kelime ile utanç vericidir.

İnsanlar artık kanmıyor. Hükümet, askerle, yargıyla kavga edip gündemi istediği gibi belirlemede gösterdiği ustalığı enflasyonda, işsizlikte, yoksullukta göstermelidir. Bütün bu olumsuzluklar devam ederken borsa tarihi yüksekliklere çıkıyor. Bu acayip değil mi? Burnunuza kötü kokular gelmiyor mu?

Finansal piyasalardaki gelişmelere baktığımızda özelikle yabancı yatırımcılarda ciddiye alınması gereken bir eğilim değişikliği yaşandığını, yerlilerin ise bu durumu dehşet ve korku ile izlemekten başka bir şey yapamadığını görüyoruz. Sermaye piyasasında satış, döviz de ise alış baskısı yabancılardan geliyor ve beklentilerin değişmeye başladığı mesajını veriyor. Söz konusu yatırımcılar Türkiye genelinde yaşanan pek çok gelişmeye kayıtsız kalmışlardı; iktidar partisi hakkındaki kapatma davası yanı sıra seçimler ve Cumhuriyet tarihinde daha önce yaşanmamış ölçekteki diğer gelişmelerde buna dâhildi. Bu aşamada sormak gerekiyor. Yabancılar neden çıkıyor ve hükümet neden kendi gibi düşünmeyenleri sindirip susturmaya çalışıyor?

Medeni çözümler açıklığı, şeffaflığı, aklı, iyi ve kötü günü paylaşmayı gerektirir. Türkiye'nin sorunu aş iş yaratamamak, yoksulluk sınırının altında yaşayan nüfustaki artışı önleyememektir ve bu sorun Anayasa değişikliği ile değil, mevcut politikaların değişmesi ile çözülebilir. 20. yüzyılın ilk yarısında iki dünya savaşı arasında Avrupa'da yargıyı siyasallaştıran Anayasa değişikliklerinin yarattığı sonuçları biliyoruz. Özellikle Almanya, İtalya ve Fransa'da iktidarlar kendileri gibi düşünmeyenlere yaşama hakkı tanımadılar, ihtiraslarını kontrol edemediler ve büyük felaketlerin sebebi oldular. Eğer çaresizleşen nüfusun oranı anormal düzeylere tırmanmasa idi belki de bunların hiçbiri yaşanmayacaktı! Aş ve iş yaratılamıyor, çaresizlikteki tırmanış önlenemiyor ise hiç kimse güvende değildir. Hele hele bu konuların çözümü inşallah ve maşallah ile veya kuyruğuna takıldığınız yabancıların inayeti ile çözülecek konular hiç değildir.

05/04/2010

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..