Okuduğunuzu ne kadar uygularsınız?

Eğer insanların okudukları kitaplardaki yada yazılardaki öneri ve uyarıları yapmadıklarını, uygulamadıklarını gösteren bir istatistik olsa hiç şaşırmazdım. Bence bu zaten yazanla okuyan arasındaki en büyük çelişkiyi oluşturuyor.

Yazan çeşitli öneriler, uyarılar getiriyor ve iyi niyetli. Hatta yazdıklarının bir çoğu tecrübelerinden ve deneyimlerinden geliyor yani atmıyor ve en fazla bekletisi işe yaradığını ve dikkate alındığını bilmek. Okuyanın ise derdi başından aşkın, yzanın öneri ve uyarılarını okuyor, kendi öncelikleri içerisinde değerlendirdiğinde doğal olarak bir yer bulamıyor. Ya hayali ya abartı buluyor yada önemsemiyor. Aslında okuyucu çoğu zaman sihirli değnek ile çözümler istiyor, birkaç satırda sorununa çözüm bulmak.

Yazılanların okunmamasında hem yazanın hemde okuyanın belirli hataları var. Her ikisi açısındanda durumu değerlnedirmekte fayda var.

Yazar açısından bakıldığında;

1. Çok fazla fikir içermesi – Yazan için çift tarafı keskin bıçaktır bu durum. Yazanın yüzlerce güzel fikri vardır, bunları paylaşmak istiyordur ve bunları okuyanşlara lütfettiğini düşünüyordur. İşte hata buradadır. Halbuki okuyna için bu tipte uyarı yada önerilere birçok yerderastlamak mümküğndür. Yada o kadar çok önerivardırki okuyanın kafası karışır. Yazmanın ana amacı okuynala iletişim kurmak olmalıdır. Buda olabildiğince basit ve anlaşılır olmaktan geçer. Okuyanın anlayabildiği oranda yazdığınız değerini bulur.

2. Yeterince tutku içermemesi – Aynı şeyi iki farklı insan sizesöylediğinde nasıl farklı etkileniyorsanız yazıdada aynıdır. Yazılarında tutkuyu verebilenlerin okuyucuları daha çok etkilenmektedir.

3. Mantığını tam olarak anlatamaması – Yazanın en büyük yardımcısı “Niçin?” sorusudur. Aslında yazanı pazarlayan, bu soruya rahatlıkla yanıt verebilen okuyandır. Eğer önerilerinizin nedenini iy iaçıklayabilir yada nedenini rahatlıkla kavranabilir yapabilen yazarlar kazanırlar. Niçin? Sorusunun cevabında okuyana kattığı değeri vurgulamak çok önemlidir.

Bu hataları yapmayan yazarların, yazdıklarının uygulanabileceğini söyleyebiliriz.

Okuyucu açısından;

1. İsteksizlik- Eğer okuyucu öneri alma yada bunu uygulamada isteksiz ise yapılabilecek bir şey yoktur. Okuyanın o bilgiye yada öneriye ihtyiacı olmalıdır. Ve bu ihtiyaç eğer uygulamaya koymazsa onun aleyhine olacak kadar önemli olmalıdır. Okuyucunun o bilgiye ihtiyacı olup olmadığını, bilgiye sahip olduğunda ne yapacağını, ona katacağı faydayı hayal etmesi önemlidir.

2. Öngörüsüzlük – Bir çok yazan kendi deneyimlerini aktarırır ve okuyucununda o durumla karşı karşıya kaldığında gol yememesi için uyarı ve önerilerini sıralar. Eğer okuyucu kendi başınagelebileceğine ikna olursa yada o öngörüye sahipse yazılanları alır ve uygular. Eğer uyguladıktan sonra başarı gelirse isteği, tutkusu artar, diğer uyarı ve önerileride dikkate almaya başlar.

Diyelimki bir iş görüşmesine giderken nasıl giyineceğinizi, nerede nasıl konuşacağınızı, oturma şeklinizin nasıl olması gerektiğine ilişkin bir yazı okudunuz ve söylenenleri aynen uyguladınız. Ve bunun sonusunda işe girerseniz o öneri ve uygulamalrı baş tacı eder, diğper önerileride dikkate almaya başlarsınız.

Herkesin hayatında dikkate alıp uyguladığı, başarılı yada başarısız olduğu öneriler vardır. Bir şeyleri okuyor ve uygulamıyorsanızda hata yapıp yapmadığınızı bir kez daha düşünmelisiniz.