Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '16

 
Kategori
Eğitim
 

Okulu sevmeyen genç kız!

Okulu sevmeyen genç kız!
 

aşk güzel olabilir ama evlilik zor. Kurtuluşun evlilikte değil. Çalışmakta.


Bu yazım sana. Seni tanımıyorum ama bir arkadaşım anlattı. Belki senin gibi okulu sevmeyen başka genç kızlar da vardır diye sizlerle bir abla gibi yazışmak- dertleşmek istedim. Keşke siz de bana yazsanız.  Şimdilik yazan ben oluyorum belki ama siz de bana yazın olur mu? Her neyse… Konumuza gelelim.

Okulu sevmiyorsun değil mi? Arkadaşlarla birlikte olmak güzel gelebilir ( onların da bazıları gıcık ve çekilmez. Biliyorum. Ama yine de bazıları da iyi arkadaşlar.) Dersleri ASLA! Sevmiyorsun. Bazen resim ya da beden dersleri bile çekilmez gelebilir. Okulda olmak zaten zor ve yeterince sıkıcı.  Ne zor bir dönem değil mi? Öğrencilik bitse de kurtulsam diye gün sayıyor gibisin. Okulu kırdığın gün sayısı sene kaybetmene neden olacaksa… bak orada duralım işte.  Seni anlıyorum ama okulu kırmak demek ondan kurtulmak demek değil. Evet, birkaç gün okul ortamında olmadın ama karşılığı sana bir sene okul ortamından kurtulamamış olarak geri dönecek. Aman sakın! Sakın devamsızlıktan sene kaybetme.  Sene kaybını geri getirmek çok zor. İleride yaşın daha da büyüdüğünde “ah keşke” dememek için elinden geleni yap.  Sene kaybetmeyecek kadar okulu kırsan bile lütfen derslerinde “beşten şaşma, altıyı aşma” şeklinde bile olsa okuluna devam et ve bitir. İnan bana öğrencilik hayatı, bundan sonra yaşayacağın ömrün en güzel dönemi. En dertsiz, tasasız zamanların.  Ben de öğrenci oldum, ben de çalıştım ama ben evlenmedim.  Bak sana bir itiraf: benim de sene kaybım oldu. Ama ben o zaman “bir an önce evleneyim de bu hayattan kurtulayım” demedim.  “Okul bitse de çalışıp, kendi başımın çaresine baksam” dedim.  Para kazanmak ve hayatımı şekillendirmek bana birine dayanmaktan daha çekici geldi. Daha güçlü oluyorsun o zaman. Bunu yaşamalısın. Kendi paranı kendin kazan. Erkek eline bakma. O zaman erkeğin de seni ezmesine imkan vermemiş olursun. Yarın- öbür gün birşeyler kötü gider de sevdiğin adamdan nefret eder hale gelir ve ayrılırsan kendi başının çaresine bakabilecek kadar kendine artılar kat.

                Bak, ne yap biliyor musun? Dediğim gibi ortalama bir öğrenci de olsan, okulunu tamamla. Ve sakın otuzlarına yaklaşmadan önce evlenme. Evliliği kurtuluş olarak görme!  Hiç kimse seni, senin kadar düşünmeyecektir. Annen ve sen. İkinizden başka kimse senin hayatını ve ne olacağını düşünmez.  Hele bu zamanda! Eskiden iyi komşular, akrabalar filan varmış. Şimdi gerçekten iyi insanlar bulmak zor. Bu zamanda sanal ortamdaki kimseye inanma! Bir erkeğin senin hayatını tümüyle değiştirebileceğini düşünme! Bunu ancak kendin yapabilirsin. Hem biliyor musun… Yok daha bilemezsin, yaşın daha da büyüdüğünde ve her on senede bir bunu sen de daha iyi farkına varacaksın ki, sen ancak kendi kendine hayatını güzelleştirebilir, kendine değer ve güç katabilirsin. Başkasının seni her an yarı yolda bırakma ihtimali de var. Sakın bulduğun kişinin çok iyi olduğunu düşünüp de hepten hayatını ve kendini ona adama! Ondan umutla, hayatını güzelleştirmesini bekleme. Yaşam zorluklarla dolu. Kimse sana prenses hayatı sunamaz. Kimse çalışmadan da zengin olamıyor.

Hem sen okul bitip de evlendiğinde hayatının kolaylaşacağını mı sanıyorsun? Ufff. O zaman bu öğrencilik günlerini mumla arayacaksın. Şu anda sevdiğin erkek bile sana tahammül edilmez gelecek. Onun kötü hareketlerini, konuşmalarını, isteklerini, yapmadıklarını da göreceksin. Her günün birbirinin aynısı geçecek. Hep iş yapacak, hep yorulacak ama her gün yine aynı başlangıcı yapacaksın. Hele bir de yirmilerine gelip de anne olmaya kalkarsan hepten yaşantın biter. Aman sakın! Bak her yaşta sevebilir, aşık olabilirsin. Her yaşta evlenebilirsin ama her yaşta öğrenci olamazsın ve çalışamazsın. Zamanla çocuklar ve eş de olunca gezemez, süslenemez, yaşamak istediklerini yaşayamazsın. Aslında hayal ettiğin tüm güzellikleri kendi kendine hediye edebilirsin.

Lütfen güçlü ol! Kendi ayakların üzerinde dur. Tatile az bir zaman kaldı. Dersleri iyi- kötü idare edip, sınıf geçmeye bak. Okulun bittiğinde de kendin için en güzel işi seç ve çalış.  Üniversite de şart değil. Ama çalış. Lütfen çalışma hayatına atıl ve bir meslek edin. Seni bu hayatta asıl kurtaracak olan şey bu! O da kolay değil. Çalışma hayatı da öğrencilik gibi değil. Seni çekemeyen, zarar vermek isteyen, iyi olmanı engelleyecek çok insan çıkacak karşına. O hayat da kolay değil belki ama öğrencilik şu anda yapabileceğin, yaşayabileceğin en güzel dönemken kıymetini bil. Evlilik olmasa da olur, geç de olsa olur. Acil ve kurtarıcı bir hareket değil.

Lütfen şimdi öyle ya da böyle, okulunu bitirmek için çalış.  En yüksek notu almasan da sene kaybetmemeye bak. Sonra da kendi becerin ve isteklerine uygun bir iş bul.  Bana soracakların olursa yine yaz ve sor ama çalışıp, para kazanmayı ve kendi ayakların üzerinde durmayı her zaman söyleyeceğim. Lütfen kendi hayatını kendin kurtar. Evlilik çözüm değil. O da her an bitebilir ve seni çok da üzebilir. Ama işin olursa her zorluğu unutup, güçlenirsin. 

Hadi şimdi sakince interneti kapa ve biraz ders kitaplarına bak. Tatil yaklaştı.  Ha gayret! Bu sene de bir bitse… Heyyy! Para kazanıp, istediklerini yapabilmenin hayalini kursana! Ama dur! Daha değil. Önce ders. Sonra onu da düşün. Paran olursa neler yaparsın bir düşün. Bence evlenmek için acele etme.  Otuzlara yaklaşınca hayata daha farklı bakacaksın. Beni okumaya devam et. Seni seviyorum öğrenci kız.

 
Toplam blog
: 72
: 363
Kayıt tarihi
: 20.01.16
 
 

4 kitabı olan bir editör- yazar. Hayvansever. Çevreci. Kadın hakları savunucusu ..