Okuma alışkanlığı

Hayatı anlamak, tanımak ve tanımlamak için kitap okumalıyız. Bunun için günün uygun bir saatini kitap okumaya ayırmalıyız. Kitap en iyi dosttur. Bize iyi bir arkadaş iyi bir rehberdir. İlmi, insanlığı, hoşgörüyü, sanatsal eserlerden zevk almayı, hümanizm i, yaşamı her şeyi kitaplardan öğreniriz.

Toplum olarak kitap okuma alışkanlığımızın geliştiğini söyleyemeyiz... Çoluk, çocukvaktimizin büyük bölümünü televizyon izleyerek geçiririz. Kim kiminle ne yapmış gibi saçma programları bıkmadan seyrederiz. İş kitap okumaya gelince zamanımız yok mazeretine sığınırız. Küçük yaştan itibaren sigaraya başlar, en pahalı yabancı sigaraları tercih eder, ama bir yabancı sigara parsı kadar fiyatı olan kitabı alamayız.

Sigaraya hiç düşünmeden verdiğimiz parayı söz konusu kitap olunca asla veremeyiz. Okuma alışkanlığı küçük yaşlardan itibaren verilmelidir. Anne, baba okumuyorsa, Çocuk da okumaz. Çünkü çocuk gördüklerini örnek alır.

Okuma alışkanlığı gelişmemiş toplumlar kulaktan dolma sözlerle avunurlar. Duyduklarını yalan yanlış demeden başkalarına satarlar. Geceler boyu bir araya gelip sohbet eden kesimler vardır. Hep doğmatik, hep kulaktan dolma, ilim ve irfandan uzak sohbetleri bıkmadan yaparlar.

Toplumumuzda acı olan üniversite mezunları arasında bile okuma alışkanlığı yaygın değildir. Okumayan toplumların son hızla giden uygarlık trenine yetişmeleri söz konusu olamaz.

‘Hayatta En Gerçek yol gösterici ilimdir’ diyen Ulu Önderimiz, burada doğmatik fikirleri bir kenara bırakıp, pozitif bilimlere yönelmeyi, çok çalışmayı, çok okumayı işaret etmektedir.

Gençliğimiz öyle bir hale getirildi ki; Gerçekten çok vahim. Mutsuzlar, acımasızlar, aşırı bir öfke içindeler, ilim ve irfandan uzaklar. Yakın tarihimizde yaşadığımız ve derin izler bırakan önemli olaylardan habersizler. Az çalışıp çok kazanmak istiyorlar

Türk Toplumunun kurtuluşu iyi eğitimli insan sayısının artırılmasıyla doğru orantılıdır. Bilim adamlarımız laboratuarlar da sabahlayacak, Sanatçılarımız dünyayı hayran bırakan eserler yaratacak. Üreticimiz, işçimiz, mühendisimiz çok üretecek, öğrencilerimiz çağdaş eğitimin gereklerine göre yetişip kendilerini geliştirecek, her birey kendi üzerine düşen görevi tam ve eksiksiz yapacak Avrupa ülkelerinden ülkemize genellikle alt gelir düzeyine sahip insanlar turist olarak gelirler. Sahillerimiz de güneşlenirken genellikle ellerinde kitapları vardır Hep okurlar, bizlerse deniz kıyılarında sağa, sola, öne, arkaya ara sırada güneşe bakarak sarhoş olur, ayılmak içinde denize gireriz. Kitap mı?

Yok okumayız...