- Kategori
- Kişisel Gelişim
Okumak ve anlamak
okuyan kaarikatürü
Yazmak burada bulunan her bloggerin hobisi, kısa bir süre önce yazdıgım "NE YAPAYIM? NE YAZAYIM?" başlıklı blogumda da; bu konuyu özetle yazmaya çalışmıştım.
Ardından "Kıskançlık, hınç, kin ve hırs" başlığında TATLISES VUKUATINA gönderme içeren bir blog yazdım, yapılan yorumdan oluşacak eksik algılara önlem için açıklama ilave ettim ancak peşinden bir garip yorum daha gelince bu blogu yazma gereği duydum.
Yazıyı okuyan kendi ruh haliyle düşünür, okumak düz yüzeysel basit bir olaydır. Alfabeyi bilen herkes okur ama ne kadar anlar. Yazıyı kendine yazılmış bir mektup gibi de, soyut bir düşünce olarakta okuyabilir.
Anlamak için okuyan empatiyle okur, empati derinlik, olgunluk gerektirir. Anlaşılmayan bir durumu açmak için sormak gerekir, sormanın yolu yordamı vardır. Sorunun sonuna ? işareti konur, yanılmıyorsam ! hayret dikkat vurgu ifadesidir ki; soru ifadesinin ardına konmaz.
Yazı şahsa yazılmışsa mektup, yazılmamışsa soyut bir düşüncedir. Soyut bir düşünceyi kendine yorması veya olmadık şekilde negatif yorumlaması okuyanın iç dünyasına ilişkin yansımalardır.
Alfabeyi kullanabilen herkes bir şeyler yazar ama okuduğunu anlamak herkesin karı değildir.