OKUYUCU YORUMLARI

İnternet gazeteciliğinin en büyük getirisi interaktif ortamın gerçekleşmesi oldu ya! Okuduğumuz bir makalenin ya da haberin bize düşündürdüklerini anında yazıp yollayabilmek ne nimet… Ayrıca başkalarının da o konuda neler düşündüklerini görebilmek!

Önceden bunu yapmak ne kadar yavandı. Tepkisini göstermek isteyen, önce bir kağıt, kalem ve zarf bulacak, yazısını yazacak, sonra diğer pek çok gündelik işin arasında götürüp postaya atacak…o-hooo!
Ayrıca o görüşler yerini bulana kadar konu ve durum bayatlamış olacaktı.

Son zamanlarda bu büyük nimet bir külfete dönüşmek üzere olmasaydı keşke! “Okuyucu yorumları”nı okumak gitgide zorlaşmaya başladı. Çünkü bunları okumak da anlamak da bayağı bir çaba gerektirir oldu. Sorun imla bozukluğu ile başlıyor. İfade yokluğu ile devam ediyor. Yorum yazanların sayısı arttıkça kalitesi düşüyor ve bunları okumaya çalışmak insanı yoruyor. Bu yorgunluk, okurların yorumlarını almaya çalışmaktan vazgeçiriyor. Bütün bu tesbitimi, yorum yazan ve özellikle takip eden bir “okur” olarak yapıyorum.

Yaklaşık 2.5 yıldır blogda ve bazı internet gazetelerinde yazıyorum. Az çok bu ortamın yapısını gözlemledim. Bu mecralara yazı gönderenlerin denetlendiği aşamalar var. Ama “okuyucu yorumları” için bu katiyen söz konusu değil anlaşılan. Ben içerikten bahsetmiyorum. O noktada yayımcı zaten sorumluluk üstlenmediğini belirtiyor. Ama yazım kalitesi son zamanlarda o kadar düştü ki, içerik bile bazen anlaşılmıyor. Yorum lehte mi, aleyhte mi belli olmuyor.

Bahsettiğim de, de leri da ları ayrı yazmak gibi sofistike(!) imla kuralları değil. Hiç olmazsa okurken göz, cümle başlarının büyük harfle başlamasını bekliyor.

Çoğu zaman söylenenler ironik mi, değil mi anlaşılamıyor, anlam her yöne çekilebiliyor.
Cümle başlıyor, bir türlü bitmiyor. Başladığıyla bittiği birbirini tutmuyor.

Bu yorumları yazanlar nasıl bir ruh halindeler, anlamak mümkün olmuyor. Niye yorum yazma gereği duyuyorlar acaba? Amaç yazılana destek ya da köstek olmak mı?
Yoksa “iyilik yap (yorum yaz) denize at (internete at) ;
Balık (yazan) bilmezse Halik (okuyan) bilir!” şiarına mı uyuluyor?

Durum böyle giderse, “yorum yazan okuyucu”, okuyucusunu kaybedecek bence…