Olimpiyatı kaybettik. Ha bu bize bir ders olsun!

Bir rüya bitti .  2020 Olimpiyatlarını kaybettik.

2020 Olimpiyatları’nın kime verildiğinin sonuçları dün gece  saat :23’de Arjantin’in başkenti Buenos Aires'te açıklandı.

Kocaman uçaklara dolup dolup Arjantin’e giden ve en ön sıraları kapan türbanlılar taifesi ; bunca masraf, bunca zahmetten sonra arkalarına bakarak dönüyorlar.

İstanbul kafilesi, Buenos Aires’te kendilerine yöneltilen  iki sorunun altında kaldı; böylece sahadan yenik ayrıldılar: 1. Bu kadar doping olayıyla nasıl baş edeceksiniz?; 2.İstanbul’un devasa trafik sorununu nasıl halledeceksiniz?  İşte bizi yenen bu iki soruya doğru dürüst yanıt verememek oldu. Madrit’i yendik ama Tokyo karşısında iki seksen yere serildik. “Ne yapalım başka bahara..!”

Aslında bizimkilerde Maşallah müthiş ticari kafa olduğu için; Arjantin’e hep bazı kar/zarar hesaplarıyla gittiler. Maliye Bakanı’nı da beraber götürdüler. Fakat ne yazık ki , orada da görüldü ki, “Bir koyup on almak…” kolay olmuyor

“Olimpiyatların ev sahibi ülke ekonomisine karı ve zararı konusundaki karşılaştırmalı bilimsel çalışmaların tamamı gösteriyor ki, olimpiyatların sağladığı olumlu etkiler, katlanılan maliyetlere göre daha düşük kalıyor.”(Tuğrul Akşar, Ekospor, 5.9.13)

19,2 milyar dolara çıkan İstanbul'un Olimpiyat bütçesinin karşısında Tokyo bütçesi bunun dörtte biri kadardı; fakat bizi yendiler.. Yani palavrayla olmuyor, tabii…

Arjantin’e gitmeden önce bütün Avrupalı dostlarından sizin arkanızdayız, hiç merak etmeyin…!” sırtlanmasıyla Arjantin’e gönderilen ekibimizin encamı acı oldu.  Ne yapalım biz de burada bazı Rize’den alınmış Laz fıkralarıyla avunalım:

Temel'in mezar taşına yazdığı yazı ile ilgili fıkra belki burada bir kez daha hatırlanmalıdır. Hayatının son günlerinde doktor doktor gezen Temel, bütün doktorlardan, “Taş gibisin, hiçbir şeyin yok…” cevabını almış.  Temel kısa bir süre sonra ölmüş. Fakat ölmeden önce Temel vasiyette bulunmuş. Ölünce mezar taşına "Hastayım, hastayım, dedim. İnanmadınız. Bak şimdi ne oldi?" diye yazdırmış.

O kadar söylendi:
-Bu memleketin spor alt yapısı çok zayıf.
-M.Eğitim, Beden eğitime , spora yeteri kadar önem vermiyor. Gençler lapacı, obez yetişiyorlar. Kimse umursamıyor…
-Sporda insan yetiştiren, sporcu yetiştiren düzenimiz iyi değil.  Ezberci bir düzenden çıkanlar, spor yüzü göremiyorlar…
-Spor kültürümüz yok.
-İnsanlarımız spor yapmıyor.
-Kimse atletizm müsabakalarını seyretmiyor.
-Köylerde kasabalarda doğru dürüst hiçbir spor yatırımı yok.
-Gençleri spora bir türlü çekemiyoruz.
- İnsanlarımız hep spora uzak duruyor. Devlet bir şey yapamıyor…

Çok söyledik, çok anlattık ama onlar nelerle uğraştılar:
-Bir milli eğitim müdürü : “Kızlarla erkek öğrencilerin aynı merdivenlerden inip çıkmaları benim rüyalarıma giriyor, asabımı bozuyor..” diyesiymiş
- Kız erkek yurtlarını birbirinden ayırıyorlar. Kızlarla erkeklerin birbirini görmemeleri için elimizden geleni yapıyoruz.
-Yurtlar ayrılıyor, kafeteryalar, kantinler ayrılıyor.
-Kız İmam hatip Liseleri; Erkek İmam hatip Liseleri ayrılıyor… Liseler ayrılıyor…
- Başbakan, “Kızlar ve erkekler için ayrı ayrı Olimpiyat havuzları yaptırıyoruz..” diyor.
-19 Mayıs’larda gençlerin soyunmaları önlendi, hepsine şalvar giydirildi; sonra bu oyunlar da ortadan kaldırıldı.

Böyle bir memlekette Olimpiyat yapsan ne çıkar, yapmasan ne çıkar.
Örneğin Yüzme Müsabakaları oluyor, sen “Bizimkiler türbanlı yüzecek…” diye tutturuyorsun… Kabul ederler mi acaba..!

Bu sonuçları Buenos Aires’ten izleyen ve fena halde bozulan okuyucular , feryatlarını “Yorumlar” kısımlarında belirtiyorlar:

-Olimpiyatı kazansaydık olimpiyat halkalarını da griye boyayacaktık o yüzden vermediler bize…
- Abi, daha U-20 Dünya Kupasında en az seyirci ortalamasıyla tarihe geçtik. Bizde spor kültürü yok abi. Tebrikler Tokyo…

-Başka gerekçe aramayın… Dopingli sporcu sayımıza bakın;  ahlak sıfır ; eğitim yerlerde  sürünüyor , bu gayet doğal bir sonuç...Bunlara ek olarak daha nice acı yapıştırmalar…

Aklıma bir başka nefis  bir laz fıkrası geldi:
‘‘Temel'i idam sehpasına çıkarmışlar; boynuna ilmiği geçirdikten sonra sormuşlar: ‘Söyleyecek son bir sözün var mı?'
Temel yanıtlamış:
‘Ha bu bana bir ders olsun!’’

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, finale kalmanın büyük bir başarı olduğunu ifade ederken, "Bizim şu an tek hedefimiz olimpiyatlarda çok daha başarılı neticeler almak. Olimpiyatlarda madalya sayımızı arttırmak gayreti içerisinde olmak" dedi…

“Ha pu bize pir ters olsun..!” Anlaşıldı mı?