Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '07

 
Kategori
Felsefe
 

Ölüler kitabı

Ölüler kitabı
 

Ölüm neyi belirtiyor?

Öbür dünyayı nasıl algılamak lazım?

Osiris ile birleşme neyi belirtir?

Ölüler Kitabının başlangıç mısraları şöyledir:

Burada başlar konular, Ruhun çıkışını anlatan,

Günün dolgun ışığına doğru, Ruh’ ta tekrar dirilme,

Öbür Dünyanın Bölgelerine, Giriş ve Seyahatleri...

Mısırlılar ölümden sonra yeniden dirileceklerine inanırlardı, Osiris'in yeniden doğması ve onun kişiliğinde simgelenen kış ve bahar örneklerindeki gibi. İnsan beden ve ruhtan oluşuyordu, her ikisi de ölümden sonra ebedi olarak kalabilirdi, yeter ki ölümden sonra insan Osiris'in önünde günahlarını bağışlatsın ve saf olarak cennette kalabilsin.

Mısır’ın “Ölüler Kitabı”nda; insan mezara girecektir ama güneşin karanlık geceden sonra yeniden doğması gibi tekrar dirilecektir. Çünkü ruh Osiris’ten yani Tanrı’dan ayrılmış bir parçadır. Bütünün başına gelen, bir diğerinin yani insanın da başına gelir. Mısırlılar Tanrı’yı güneşe benzetirlerdi. Güneş nasıl her sabah yeniden doğarsa, her ölü de dirilecek derlerdi. Mısır’ın ünlü “Ölüler Kitabı”nda temel olarak, evrenin varoluşuna ilişkin ezoterik yaklaşımları içeren ilahi ve dualar yeralır.

Yer yer sembolik ifadelere yer verilen kitapta özetle, ölüm olayından sonra fiziksel bedenini terk eden ruhun öte-âleme göçtüğü, burada kendisini bir hesaplaşma, yargılanma beklediği, bu yargılanmada vicdanın rolünün çok önemli olduğu, yargılanma işleminden sonra bazı ruhların tekrar yeryüzünde doğduğu, bazı yükselmiş ruhların ise İsis ve Osiris’in hükümranlığındaki organizasyonlarda görevler aldığı anlatılır.

Mısır Mitolojisinde ölüm bir son değil, tersine mutluluk olarak nitelendirilen bir tür şekil değiştirme yani transfigürasyondur. Bu nedenle hem mezar, hem ölünün vücudu ölümden sonra da işlevlerine devam edebilecek nitelikte olmalıydılar. Mumyalama bu düşüncenin sonucudur. Ölüler Kitabında ölen kişinin yapacakları en ince ayrıntısına kadar belirtilmiştir. Mısır'ın ölüler kitabının adı ölüler kitabıdır ancak; esas olarak ışığa (güneşe) çıkma kitabıdır.

Ölü için amaç gündür, çünkü gece düşmandır, burada önemli olan her gün yeni bir doğum ve yeniden canlanmanın vurgulanmasıdır. Eski Mısır lisanında ölmek, ölümsüzlük kıyısına çıkmak ile aynı vurgulamayı vermekteydi. Günden çıkmak da dünyevi hayattan çıkmayı anlatır. Bu, yalnız bu dünya sınırları içinde yaşama mecburiyetinden kurtulmayı ve yaşamı, artık zaman ve mekân sınırı olmayan bir varlıkta sürdürmeyi belirtir.

Çağımızdan binlerce yıl önce Ölüler Kitabında Tanrı Osiris’in Mahkemesinde şunlar söylenmektedir: ‘’Hiç kimseye kötülük etmedim. Gerçek evinde alçaklık etmedim. Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım. Benim yüzümden kimse korku duymadı, yoksulluk ve acı çekmedi. Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiçbir zaman yapmadım. Kölelere kötü muamele ettirmedim. Kimseyi aç bırakmadım. Kimseye gözyaşı döktürmedim. Kimseyi öldürmedim. Kimseyi kahpece öldürtmedim. Yakınlarımı bahtsız etmedim. Hiçbir utandırıcı davranışta bulunmadım. Zina etmedim. Yiyecekleri pahalı ve eksik tartmadım. Hayvanları çalmadım. Tanrının kuşlarını ağ kurup avlamadım. Ölmüş balığı tutmadım. Hiçbir arkın suyunu başka yöne çevirmedim. Ben Temizim. Temizim. Temizim’’.

Geç dönem hanedanları zamanında yazılmış bu kitabın orijinal adı “Gün’e çıkışın bölümleri” anlamında “Ra nu pert em hru”dur. Kitabın üç ayrı kaynaktan uyarlanmış biçimleri bulunmaktadır. (Heliopolis uyarlaması, Teb uyarlaması, Sais uyarlaması) Ruhun Işığa çıkışı yani göğe yükseliş sembolünde, ölüm bir değişim oluyordu. Eğer ruhun ölümü, vücudun ölümünden sonra meydana gelirse, yargılama kararını öbür dünyadaki Osiris mahkemesi veriyordu; ölünün kalbi, Maat gerçeğini gösteren bir tüy ile tartılıyordu; eğer kalbi hafif gelirse bir problem yoktu, ama kalbinin kötülükleri ağır gelirse o zaman Amemet adlı ikinci ölüm gerçekleşmiş oluyordu. Eğer vücudun ölümünden önce ruh ölümü meydana gelirse, durum daha vahimdi, çünkü ruhu ölen kişi öbür dünya yolculuğuna bile çıkamayacaktı; o yaşarken ruhunu satmıştı.

Tibet ve uzak doğudaki öğretilerde de ölüler kitabı mevcuttur. Tibet ve Hint’te, hayat, ölüm ve ölüm sonrasına ait bilgiler en detaylı şekilde öğrenilip, öğretiliyordu. Tibet’in kutsal kitabı olan “ölüler kitabı”, ölüme hazırlık, ölüm sonrası uyanış tekrar bedenlenme gibi konuları kapsayan bir kitaptır. Tibet Ölüler Kitabı, insan ruhunun ölüm olayından tekrar doğmasına dek içinde bulunacağı koşulları ve geçireceği bilinç hallerini ayrıntılı bir biçimde açıklar ve ruha ölüm sonrasında geçirebileceği haller konusunda rehberlik yapar.

Bedenini terk edecek durumda olan kişinin açık bir zihin ve şuurla bedenini terk etmesine yardımcı olmak için “Ölüler kitabı”nda şu bilgiler verilmektedir: “Ey soylu oğul, ölüm denen şey geldi artık. Bu dünyayı bırakıyorsun. Ama yalnız değilsin; ölüm herkes içindir. Et ve kandan yapılmış maddi bedenini bıraktıktan sonra, ne olursa olsun ses, ışık, hiçbir şey sana kötülük yapamaz.”

Yaşam, ölüm ve ölüm ötesine ilişkin bilgileri en detaylı anlatan ve öğreten toplumların başında Tibetliler gelir. Tibet’in ‘Ölüler Kitabı’nda, ölmek üzere olan kişiye, ölüme hazırlık bilgileri verilmektedir. Kitapta bedenini yeni terk etmiş kişiye ise yani geçiş halindeki varlığa ilk geçiş anları için şu bilgiler verilmekte idi: “Canlandırdığın bedenini terk ettiğini bil. Ona bak, işte hareketsiz yatıyor. Ona üzülme, ona bağlanma, arkadaşların, akrabaların ve yakınlarının yanında kalma. Onlarla konuşmakta ısrar etme. Sesin çıkmaz. Onlar seni duymazlar. Sen onları terk ettin, onlar da seni. Yaşamda öğrenemedin; bağlılıklarından bağımsız olmayı. Kalbinde aşkı yaşatmak başka, duygularına hâkim olamamak başkadır. Onlarla olan bağlarını sürdürmeye çalışma, bağlarını kopar. Yaşamda bu dengeyi sağlasaydın, bu aralıkta kalmazdın.”

Ölüm sonrası âlemlere bir rehber olarak yazılan Tibetlilerin ölüler kitabı "Bardo Tödol"da anlatılan Hayat Çarkı altı parmaklıdır ve içi de altı âlemi barındırır. Bunların hepsi, orta yeri işgal eden insan âlemi, en alttaki cehennem ve en üstteki cennet âlemleri de Samsara'ya, tabidir. Samsara âlemlerinden tek kurtuluş da, arzu ve hırsları yok eden, nefslerine hâkim Bodişatvalar'ın yoludur. Sadece bu yolla sonsuz acı ve zevklerin birbirini kovaladığı ve sonsuza dönen hayat çarkından kurtulup yedinci bir âlem teşkil eden Bodişatvalar'ın diyarına girmek mümkündür.

Bardo Thödol’ adı “bar”, “do”, “thos” ve “grol” sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşmuştur (Bar-do’i-thos-grol) ve “duyarak aracı hallerden kurtuluş” anlamına gelir. Bu kitap adının anlamından da anlaşılacağı gibi, ölmekte olan kimseye öte-âlemde yardımcı olması amacıyla, huzurunda okunacak biçimde düzenlenmiştir. Bu kitaptaki bilgilere göre, kişinin imajinasyonunu, niyet, düşünce ve duygularını denetleyebilme yeteneğini henüz yeryüzündeyken kazanabilmiş olması kendisine ölüm sonrası yaşamında son derece yararlı olur ve bedeninin terk eden herkesin geçireceği ilk zor aşamaları kolayca atlatmasını sağlar. Dolayısıyla, Tibet tradisyonuna göre bu yeteneği henüz yeryüzündeyken kazanabilmiş olan kimselere bu kitabın okunmasına gerek kalmamıştır. O âlemde karşılaşacağı olaylar kişinin kendi zihinsel faaliyetinin ürünleri olacağından, zihnini denetleyebilen kişi, haliyle, o olayları da denetleyebilmiş olur

Mısır’da "Ölüler Kitabi" mezara konurdu. "Ölüler Kitabi" ölüm rahiplerinin yazdıkları dua ve yöntemlerle, Osiris'i sakinleştirecek ve hatta aldatacak önerilerle doluydu. "Ölüler Kitabi" örneklerinden yüzlercesi papirüs rulolar halinde mezarlardan çıkarılmıştır ve en eskileri Piramitler Dönemi'ne aittir, yani M.Ö. 2500'lere. Mısır inançlarına göre tüm bilgiler veya bilim bilge Tanrı ve yazman Toth tarafından yazılmıştır. Bugün dahi bazı mistik pagan çevreler Tarot Kartları’nın kökeninin Toth kültünden kaynaklandığına inanırlar.

"Ölüler Kitabi"nin anlamını iyi bilen ruhlar, Evrenin Büyükleri'ne meydan okuyabilirler ve hâkimlerin karsısına korkmadan çıkabilirler. Ruh, yasamı süresince kapıldığı tutkular yüzünden kirlenmiştir ve ruh bedeninin kirlendiğini hisseder. Ancak "Ölüler Kitabındaki dua ve formüller sayesinde ruh Ra'nın ateşinde tutuşmadan, 42 hâkimin önüne çıkmaktan korkmayacaktır. 42 hâkimin her birisi Mısır’ın bir bölgesin ve 42 günahtan birisini temsil ederken ölüyü sorgularlar, ölü o anda Thot'un önünde yanlışlarını itiraf etmelidir. Ölüler kitabı dua ve sihirler kitabıdır. İlk bulunanı 453 babdır. Daha sonraları 165 bab’a kotlanmışları çeşitli mezar kazılarında bulunmuştur. Ölüler kitabı; ölünün, öbür dünyadaki testlerden geçebilmesi, söylenmesi gereken sihirli sözleri öğrenebilmesi, kötü ruhlardan ve Ra’nın düşmanlarından korunması için bırakılırdı. Ölüler kitabı bir dua kitabıydı. Ölüler kitabını konuya inisiye olmuş rahipler yazar ve mezarın son kapısı da mühürlenmeden ölünün yanına bırakırlardı.

Kitabı 190. babında "Bu kitap, tanrısallaşmış ruhun, Ra' nın bağrındaki mükemmelleşmesini konu alır ve onu Osiris nezninde yüceltir, Amenti' nin efendisi nezninde güçlü kılar ve tanrıların hiyerarşisinde saygıya layık kılar. Bu kitap, Douat' ın esrarlı yerlerinin sırlarını açıklar, alt dünyanın sırlarına inisiye olmak için bir rehber görevi görür... Bu kitabı okurken sana ve rahip Kher-heb' e yakın olanlardan başka, hiç bir insan varlığının seni görmesine izin verme... İçine yıldızlı dokumalar gerilmiş bir odaya kapan. O zaman bu metinlerin, kendi için okunacağı her ölünün ruhu yaşayanlar arasında, parlak gün ışığı içinde dolaşabilecek; tanrılar arasında güçlü olacak... Ve tanrılar onu yokladıktan sonra, ölüyü eşitleri olarak tanıyacaklar... Gerçekte bu kitap çok gizli ve çok derin bir sırdır" der.

Ölüler Kitabı”nda Hermes, ”ilahi kelamın efendisi ve ilahi sırların sahibi” denilmektedir. Hermetizm’de, Ölüler Kitabı'nın verdiği bilgilere göre, gizleri açıklayanlar, yeminlerine uymayanlar öldürülür ve kalbi parçalanırdı.

İnsanlığın yeryüzüne düşüşü, ilk günah gibi olaylar da insanın ölümsüzlüğünü nasıl kaybettiğini anlatan efsanelerdir. İnsanın kendini tanıması, kendinden sürekli haberdar oluşu demektir. "Evrim hayatın yasasıdır. Sayı evrenin yasasıdır. Birlik'te Tanrı'nın yasasıdır."der Pythagoras. Her şeyin Evrimi bir gerçek olduğuna göre Evrenin Evrimi, bizi mükemmel bir Evrene götürecektir İnsanoğlunun yeterli düzeydeki olumlu katkısı bu süreci olumluya çevirebilecek bir işlevdir ve bizleri biz yapan yaşamdaki olumlu ya da olumsuz tercihlerimizdir.

Wiesel “Coşkun Ruhlar” adlı kitabında anlamlı bir vurgu yapmakta: “Ölüp Tanrı katına çıktığımız ve Yaratıcımızla karşılaştığımız zaman, Yaratıcımız bize neden bir Mesih olmadın diye sormayacaktır. Filan şeyin çaresini neden bulmadın diye de sormayacaktır. O kutsal anda, bize sorulacak tek soru, neden kendin olmadın, olacaktır.”

Kendimizi gerçekleştirmek, tekâmül yolumuzda ilerlemek ve kendi hesaplaşmamızı kendimiz yapabilmek ümidiyle yoldayız...

Berk Yüksel

 
Toplam blog
: 242
: 32770
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

21 Aralık 1973, Ankara doğumludur. Lisans ve yüksek lisansını “İşletme” alanında yapmıştır. Araşt..