Ölümcül bir fısıltı: Ninni

Sizce en öldürücü silah nasıl bir silahtır?

Atom ya da hidrojen bombası mı? Ucu sivri, keskin bir bıçak ya da namlusu uzun, çapı geniş bir tabanca mı?

Söz edilen bu silah fiziksel etkisi olan bir silah mı olmak zorunda?

Bu silah, hedeflenen herhangi bir kişiyi anında öldüren, sadece fısıltıyla ağızdan çıkan ölüm kelimeleri olamaz mı? Telepatik, tek paragraflık bir ninni, ölüm sözcükleriyle oluşan kara bir büyü!

Binlerce yıl önce, kadim kavimlerin, kıtlık zamanlarında nüfusun dengesini korumak için ya da savaşta ölümcül yara alan savaşçıların acılarına son vermek için kullandıkları bu ölüm büyüsü, bir yayınevi tarafından çocuk öykülerinin derlendiği bir kitabın içine konulur, satışa sunulur ve hatta, okul ve kent kütüphanelerin envanterine alınır. Çocuklar için hazırlanan bu kitap, içerisinde ölüm ninnisi olduğu halde herhangi bir kişi tarafından, herhangi bir anda temin edilebilir haldedir.

Siz de, bir anne ya da baba olarak bizzat satın aldığınız bu kitabı, çocuklarınıza güvenle okuyabilirsiniz. Elbet “ninniye” de sıra gelecektir.

Sonuç: Ani çocuk ölümleri!

Gazeteci Carl Streator’a, editörü tarafından ani çocuk ölümlerini araştırma ve bir yazı dizisi hazırlama görevi verilmiştir. Amacı birbirleriyle alakası olmayan bebek ölümleri hakkında bilgi vermek, ilgi çekebilecek bir konuyu gazetenin pazar sayfasında yayımlamak ve böylece okuyucu sayısını arttırmaktır. Bu amaçla araştırmalarına başlatan Carl, ani bebek ölümleri arasında inanılmaz bir bağ keşfeder. Kimsenin o ana kadar fark etmediği bu bağ, “Dünyadan Şiirler ve Tekerlemeler “ kitabının 27.sayfasındaki bir ninnidir. Bu ninni, çocuklara okunan ölüm şarkısının, kara büyünün ta kendisidir.

Ninninin etkisini ilk kez kendi editöründe test eden Carl, seri katil olmanın yazgısına karşı koyacak bir arayışın ortasına düşecektir. Onu daha fazla insanı öldürme gücünden caydıracak bir hedeftir bu. Kentleri, şehir kütüphanelerini dolaşıp ninninin olduğu kitapları imha etmek zorundadır.

Amerika’lı yazar Chuck Palahniuk, ninni ile günümüz toplumun içinde bulunduğu çıkmazları, iletişim araçlarının gücü ile insanların nasıl uyutulduğunu, kandırıldığını; reklamlarla, gerçeklerin nasıl çarpıtıldığını, yozlaşmış kültür çılgınlıklarını simgesel bir romanla önümüze getiriyor. Aslında görünmez, gizli, baskıcı devlet yapısının, kendini hissettirmeden iletişim araçları ile insanları yönlendirdiğini, kabul edilemez olayları kanıksamaya zorladığını, gerçekleri çarpıtarak, yeni toplum düzeni palavralarıyla insanların vurdum duymazlığının erdem sayılacağı bir toplum düzenini gösteriyor bizlere.

Kitaptaki “ölümcül ninni”, irademiz dışında bize bir şekilde empoze edilen palavraların simgesel karşılığıdır.

Düşünüyorum da, reklamlarla, televizyonlarla evimize kadar gelen, çocuklarımızı, yetişkinlerimizi uyuşturan, aslında bizleri yavaş yavaş öldüren yoz kültürün bombardımanı birer “ninni”, ”ölümcül kara” büyü olarak her gün evlerimize ulaşmıyor mu?

Bu kitabı mutlaka okumalısınız.

Görsel : Which a day in Mars , 2001, Mukadder Kırmızı Aloy.
http://www.mukadderkirmizi.com/indexen.htm