On koyun güdemeyenler, on para etmez adamlar!

Siyasetin üslubu, seçim meydanlarında oldukça kaba!

Benzer kabalık, özellikle küçük yerleşim yerlerinde partililere seslenen siyasilerde de görmek mümkün. Ancak, o üslubun, belki de daha ağırının Meclis’e taşınması, hiç de hoş değil. Olağan koşullarda olsa, mahkemeye uzanacak böylesi bir durum, anlaşılan olağan sayılıyor.

Meclis’teki üslup!

Örnek mi?

O kadar çok ki...

Dilerseniz, güncel “on”lu örnekler üzerinde duralım:

On koyun güdemez!
 
On para etmez!

*****

“Koyun”lu, “para”lı örneklere giden yol,  anadilde eğitime karşı olduğunu söyleyen Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e tepki gösteren BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “onbaşı” benzetmesiyle başladı:

"Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın. Senin kıymetin o kadardır. Bunu böyle bil. Bizim nazarımızda ha bir onbaşı konuşmuş ha Genelkurmay başkanı. Bizim nazarımızda zerre kadar değerin, kıymetin yok yanımızda."

Demirtaş’a tepki, AKP Grup Toplantısı’nda Başbakan Erdoğan’dan “koyun”lu örnekle geldi:

“Değil general onbaşı bile olmak bu toprakların tamamında bir gurur bir şeref meselesidir. Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin. Ama sen git silahlı efendilerine sor onlar sana onbaşıların kahramanlığını çok güzel anlatır. Çünkü o onbaşılar bizim canımız kardeşimiz. Değil TSK’da onbaşı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde on tane koyun bile emanet etmezler.”

Demirtaş’tan yanıta yanıt gecikmedi:

"Mesele koyun güdüp güdememe meselesi değildir. Genelkurmay Başkanı ve Başbakan 35 çocuğun katledilmesinden sorumludur. Biz koyun güder miyiz güdemez miyiz o halkın vereceği karardır.”

“Onbaşı”, tartışması, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ile BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık arasında  Meclis’te de yaşandı; Şahin, tartışmaya  "on para"yı kattı:

“Bu sözler, on para etmeyen insanların ağzına yakışan sözlerdir. Onbaşı sözü de çavuş sözü de general sözü de sizin ağzınıza yakışmıyor. Onlar bu devletin görevlileridir. Siz on para etmeyen insanlarsınız ve o sözleri söylüyorsunuz.”

****

“Onbaşı”yla başlayan “on koyun güdemez”le süren, sonra “on para etmeyen insanlar”la kartopu misali büyüyen tartışmaya, merak ediyorum, başka neler eklenecek, tahmin eden edebilir misiniz?

Kartopu, yuvarlana yuvarlana büyür, büyür...

Soğuklar sürerse, kartopu kalır; sonra havanın ısınmasıyla yavaş yavaş erir, küçülür.

Kartopu, büyüyecek mi, olduğu gibi mi kalacak, yoksa eriyip gidecek mi?

TURGUT ÇELİK/ Mersin