Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Onlar bizim için hep en iyisini bilirler.

Onlar bizim için hep en iyisini bilirler.
 

Kurtlar vadisine gelen sansür benim çok önceleri yazmış olduğum komplo teorileriyle ilgili bir yazımı aklıma getirdi. Çünkü sansüre karşı öyle tepkiler verildi ki (tepki verenlere ben de dahilim) insanlar bu tepkilere komplo teorileri deyip geçeceklerdir. "Zaten dizi komplo teorisi dolu bunlar da diziden fazla etkilenmişler işte" denecektir. Öyle mi? Bu tamamen neye inanıp neye inanmadığınızla ilgili. Neyse bakalım daha önce neler yazmışım.

Yaşadığımız yüzyılda insanlar tüm zamanlardakinden daha fazla propagandaya maruz kalıyor. Herkes kendi haklı fikirlerini insanlara empoze etmek için teknolojinin getirdiği nimetlerden faydalanarak özel hayatımıza destursuz dalıyor ve kabul ettirmek istediği fikirlerini beynimize pompalıyor. Bu durum komplo teorilerinin altın çağını yaşamasını da beraberinde getiriyor. Nedir bu teorilerin arkasında yatanlar.

Komplo teorilerine tarafsız gözle baktığınızda göreceğiniz tek bir yalın gerçek varsa o da dünyada büyük, amaçlarını gizlemeye çalışan ve birbirleriyle çatışma içerisinde olan güçler olduğudur. Kimin haklı olduğu veya doğru söylediği ise tamamen meçhul olacak ve insanların aklında soru işaretleri birer çengel gibi asılı kalacaktır.

Böyle düşünmemizin sebebi komplocuların herzaman ispatlanması imkansız olan iddialar ortaya atmalarıdır. Örneğin bilinen bir komplo olan hatta Mel Gibson'ın Conspiracy Theory filminde de geçen Marmara depreminin teknolojik aygıtlar kullanılarak özel olarak yapılmış olmasını ele alın. Bunu bizler nasıl ispatlayabiliriz ki? Gelişmiş bir haber alma ağımız casuslarımız olacak ve bunun hakkındaki gerçeği gelip bize aktaracak. Delillerini sunacaklar. Üstelik biz de onların doğru söylediklerine güvenebileceğiz. Mevcut istihbarat birimleri böyle birşeyin varlığını bilse sanki bize (halka) anlatacak mı? Böyle birşey olsa ve resmi bir kurum bunu çıkıp anlatsa Türkiye bir savaşa sürüklenir. Tabiki kimseye böyle birşey anlatılmaz.

Zaten komplo teorisinin varlığı bundan doğmaktadır. İnsanlar anlayamadığı olaylar hakkında efsane uydururlar. Bunun gerçekten omuş gibi algılanması için de ellerinden geleni yaparlar. Burada soru şu olmalıdır. Acaba komplo teorileri de aslında bir komplo mudur? İnsanların gözlerini boyamak ve asıl gerçeklerin saklanması için ortaya atılmış iddialar toplamı mıdır? Alın bu da benden bir komplo teorisi olsun. Acaba hükümet depremdeki beceriksizliklerini ört bas etmek için bu teorileri mi çıkardılar? Hedef mi saptırmak istiyorlardı?

Bütün bunlara rağmen komplo teorilerinde doğruluk payının da olabileceğini düşünmekteyim. Çünkü daha önce de söylediğim gibi komplo teorileri büyük güçlerin gizli çatışmalarının halk üzerine düşen gölgelerinden ibarettir. Birbirlerini lekelemek için elbette ki gerçeklerden yola çıkarak insanların bu teorilere daha kolay kendilerini kaptırmalarını sağlayacaklardır.

Peki neye inanacağız. Kim doğru kim yalan söylüyor nereden bileceğiz. Sanırım burada önce kendi değerlerimizin, sonra vicdanımızın ve aklımızın rehberliğine başvurmaktan başka çare yok. Çünkü propaganda bombardımanı beynimize yağmaya devam ettikçe güvenebileceğimiz başka kimseler kalmıyor.

Evet. Komplo teorilerini böyle değerlendirmişim kendi fikrimce. Bu pencereden baktığımızda Kurtlar Vadisi de beynimize pompalanan yoğun propagandalar olarak görülebilir. Ama gene belirtmiş olduğum gibi kendimize rehberlik edecek nihenk taşlarımız değerlerimiz, vicdanımız ve aklımızdır. Sansür işte bu taşlarımızı kullanmamızı da engellemiş oldu böylece. Çünkü sansürcüler kendi mihenk taşlarını bizimkilerden üstün görmüş oldular.

Onlar bizim için hep en iyisini bilirler.

 
Toplam blog
: 16
: 803
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

Bazıları derler ki, maymun iştahlı ve her konuya merak salmış birihiçbirşey başaramaz. Bazıları da i..