Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '18

     
    Kategori
    Hayvan Psikolojisi
     

    Onların Gözünden

    Onların Gözünden
     

    Hiç bu dünyaya onların gözünden de bakmayı denediniz mi? Peki onların acılarını, sevinçlerini  hiç paylaştınız mı? Bu belki basit gibi gözükebilir ama aslında o kadar geniş kapsamlıdır ki etkileri bir ömür bile sürebilir. İşte bu durumu da en iyi açıklayan kelime empatidir. Empatiyi gerçekten yapabilen o insan diğer insanların bir sınıf üstünde yer alır. Peki niye empati yapan yerine empatiyi gerçekten yapabilen insanlar dedim sizce? Sonuçta ikiside empati, gerçeği sahtesi olur mu diye düşündürebilir. Elbette sahtesi olamaz ancak kötünün kötüsü olduğu gibi iyinin de iyisi vardır. Empati duygusu gerçekten gelişmiş insanlar her şartta her canlının gözünden bakabilir dünyaya. Sanki bir anda o canlı gibi hisseder kendini. İşte o zaman sadece onun gözünden bakmakla kalmaz onun bedeninden de bakmış olur.                                                                                                                               

     En yakın dostunuz kim deseler cevabınız nolur? Benim hayvanlar olurdu. Zaten bu soruya verilecek cevaplarda ikiye ayırabilir. Peki senin cevabın ne olurdu? İnsanlar mı yoksa hayvanlar mı? Bu soruyu şöyle açıklayabilirim: Dost olmak, arkadaş olmak veya birini sevmek için ne gerekir ki? Onunla konuşmak mı? Onu görebilmek mi? Onu duyabilmek mi? Ya da onunla iletişim kurmak mı gerekir? Evet birçoğunuz genelde böyle kurar arkadaşlıklarını. Peki ne kadar sürdürebilir? Haftalarca, aylarca, belki de yıllarca...  Ama muhakkak bir kopma noktası olur. Çünkü gittikçe sahte oluyor her şey. O hep dost kalacağız  diye edilen yeminler bile bozuluyor, bitiyor gidiyor her şey bir çırpıda.

    Peki bir hayvanla nasıl dost olabilirsin? Sonuçta daha iletişim bile kurmadığın biriyle. Her şey için mi gerekir iletişim? Bir kap yemek ve bir tas su verdiğin hayvanın sevgisini ve güvenini kazanabilirsin belki ama dostluğunu nasıl? Bir hayvanın dostluğunu kazanmak için öncelikle sevgisini ve güvenini kazanmalısın. Bunu da dediğim gibi onu düşündüğünü belli ederek kazanırsın. Ona biraz yemek ve su götürün ve başını okşayın biraz. Eğer korkuyorsa öncelikli olarak güvenini kazanmalısınız bunun içinde onu korkutmayacak şekilde yavaşça giderek yemeği bırakın ve onun gelmesi için biraz uzaklaşın. Bunu birkaç defa yaptığınızda güvenini kazanabilirsiniz. Artık sizden kaçmamaya başladığını görüceksinizdir. Bu aşamaya gelince size artık güveniyor ve sizden korkmuyordur. Onu görünce yanına doğru gidin başını okşayın biraz. Zaten bir süre sonra sizi görünce o yanınıza gelecektir artık sizi seviyor ve size güveniyordur. İşte bu aşamaya geldiğimizde geriye tek bir şey kalıyor, onun dostluğunu kazanmak. Aslında bu aşamaya için özel bişi yapmanıza gerek yoktur çünkü zaten önceki aşamalarda yaptınız.Temelini oluşturdunuz. Sevgi ve güven. Dostluğun en önemli unsurları. Gerisi ise size ve zamana kalmış. Artık bundan sonra ki her geçen gün daha da yakınlaşacaksınız ve birde bakmışsınız artık dost denecek kadar çok yakınsınız ona. Bir hayvanın dostluğunu kazanmak 100 insanın güvenini kazanmaktan daha değerlidir bence. Evet hiç konuşamayaksınız ama duygularında samimiyet yetmez mi? Artık sahte şeylerden sizde bıkmadınız mı? İşte aradıdığınız gerçeklikte tam olarak onlarda ama ne yazık ki değerlerini bilmeyen milyonlarca insan var. Hayvanlar olmasaydı  herşey şimdiki gibi mi olacak sanıyosunuz? Bir arının vızıltısı, bir horozun ötmesi, bir köpeğin havlaması, bir atın kişnemesi, bir kedinin miyavlaması.. bunlar olmasaydı insanlıkta olmazdı. Ama ne yazık ki değerlerini bilmiyoruz. Kışın sıcak yatağımızda uyurken onların nerde yattıkları geliyor mu hiç aklınıza? Soğukta donuyorlar mı yatacak yerleri varmı diye hiç düşünüyor musunuz? Veya yazın su içerken hiç düşünüyor musunuz onlar içebiliyorlar mı diye? Onlar tüm bu olanlara rağmen hala bizim dostumuz olmaya hazırken biz niye onlara kucak açmıyoruz? Evimizin önüne bir kap yemek bir tas su ve barınabilecekleri bir ev yapsak(basit bir şekilde de olabilir örneğin bir kutuyu oyup içine battaniye koymak gibi ve varsa kapalı bir yere koymayı unutmayın bu minik evi)  yapmayanları da bilinçlendirsek sokak hayvanlarının  ölümlerinin birçoğunu azaltmış oluruz. Veya imkanınız varsa barınaklara teslim edip orda sahiplendirilmesini sağlayabilirz. Çünkü genelde ya açlık ya susuzluk ya soğuk ya da sıcaktan ölüyorlar. Onlar bunları yaşamak zorunda değiller. Onların da duyguları olduğunu unutmayalım. Lütfen en yakın dostlarımıza bir tekme de biz atmayalım. Onlara yardım eli uzatalım. 

    Hayvan ölümlerinin bir kısmı da bazı insanlıktan nasibini almamış psikopatlar yüzünden. Durduk yere hayvanlara eziyet ediyorlar ve malesef  ya öldürüyorlar ya da sakat bırakıyorlar. Oysaki onlar ne yaptı size. Niye onlara işkence çektiriyorsunuz. Sakatlayıp sokağa bırakınca her şey eskisi gibi mi olucak sanıyorsunuz? Artık yardım eli uzatan insanlara da karşı güvenleri kalmıyor hiçbir şeye karşı kalmıyor. Siz belki kuyruğunu kestiniz belki de bacağını ya da kolunu bilmem ama aslında en büyük zararı o minik kalplerine verdiniz! Ve bu şekilde kalbinden hasar almış bir hayvanı normale döndürmek için bazen bir ömür bile yetmez. Böyle kötü insanları durdurmakta bize düşüyor. Biz ne kadar çok hayvanlara yardım eli uzatırsak o pisliklere karşı da bir tekme atmış oluruz. O yüzden lütfen en yakın dostlarımızı unutmayalım! Çünkü her ne kadar onlardan uzaklaşırsak bir tekme de biz atmış olmaz mıyız? Sakın yardım elini eksik etmeyin çünkü onların tek umudu sizsiniz ancak sizin sayenizde ayağa kalkabilecekler. Karar sizin. Bizimle misiniz ? Değil misiniz?

     

     
    Toplam blog
    : 1
    : 78
    Kayıt tarihi
    : 14.06.18
     
     

    Yazı yazmayı çok seven henüz bir lise öğrencisi. ..