Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '11

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Onun adı Bill

Onun adı Bill. O bir sokak köpeği. Anneme ziyaretlerimde tanıdım onu. Annemin mahallesinin köpeği. Onu çok seviyorum. Onu şu an belediye çalışanları uyutup alıp götürdüler. Ben de salya sümük hemen oturdum laptopumu kucağıma aldım, başladım yazmaya. Duygularıma temas edip duygularımı bastırmadan yaşamaya şimdilik bulduğum çözüm bu.

Duygularım karmakarışık. Her güçsüzlüğümle temasımda olduğu gibi yani. Hemen kendine acıma moduna girdim zaten. Bu moddan biraz çıkabilmek adına Bill’ i ile ilk tanışmamızdan bugüne gelmek istiyorum.

Bundan iki yıl önce annemi ziyarete geldiğimde yan komşunun sahiplendiğini duyduğum, kahverengi tüylü, kuyruğu kesik, sevgi arsızı Bill’i ile tanıştım. Hemen kaynaştık. Sonradan öğrendim ki; aslında Bill ’iyi Almanyalı olan yan komşunun, Almanya’ da yaşayan kızı sahiplenmiş izne geldiğinde. Adını da o koymuş. Giderken de gerekli masraflar için para göndereceğini söyleyip Bill ’ye sahip çıkmalarını istemiş ailesinden. Evleri bahçeli olduğu halde ailesi istemediği için sokakta bakmalarında bir sakınca görmemiş sanırım. Fakat annemin mahallesi eski bahçeli evlerin bile bahçelerinin- caddeyi genişletmek adına- alındığı, koca koca yedi sekiz katlı apartmanların dikildiği bir bulvar olma aşamasında. Yani bırakın sokak hayvanlarının sokakta barınmasını insanlar bile o daracık kaldırımlara sığmıyorlar. Böyle olunca annemin mahallesi de Bill ‘ye dar geldi. Sığamadı hayvancık koca mahalleye. Her geliş gidişimde onunla ilgili bir şeyler duydum yetersizliğimi yüzüme vuran.

Kâh dediler ki sahiplenenler çok kötü dövmüş yoldan geçenleri ısırmaya kalktığı için, kâh dediler ki bazı çocuklar kötü amaçları için olsa gerek onu götürüyorlarmış, kâh şunlar bunlar sevmediği için belediyeye şikâyet ediyorlarmış gibi bir sürü söylentinin içinde Bill ‘iyi bazen gördüm bazen göremedim, ama hiçbir zaman göremeyeceğim gibi bir umutsuzluğa düşmedim. Bu gelişimde de Bill’iyle çok sıcak ilişkiler geliştirdik. Hatta bir keresinde beni kıskandı bile. Mahalleye bir sürü sokak köpeği daha gelmiş. Acıdır ama bahçeleri giden ya da gitmeyen bazı insanlarda çeşitli nedenlerle kendi köpeklerini de tabiri caizse sokağa atmışlar, anlayacağınız mahalle köpek kaynıyor. Kedilere hiç değinmiyorum. Sadece annemin sağında ve solundaki evlerde dokuz on kedi var. Gerisini siz düşünün.

Lafı uzatmayayım, bu sokak köpeklerinden bir yavruyu sevmeye kalktım bir gün Bill’in yanında. Çıldırdı kerata nasıl da yavruya saldırdı. Kızdım, belli bir süre onunla ilgilenmedim. Sonra yine barıştık. Fakat ben yavruyu o günden sonra hep gizli gizli sevdim. Hem Bill’i kırmamak adına hem yavrunun zarar görmemesi adına. Çünkü gerçekten onlar yani köpekler hiçbir zaman beni kırmadılar, incitmediler. Kendimi bildim bileli hep onlarla yakın ilişkilerim oldu, hiç canımı yakmadılar.  Ömrümün sonuna kadar da inşallah böyle olur.

Bugüne gelince; belediye çalışanlarından öğrendiğime göre yine şikâyet varmış Bill’inin birini ısırdığına dair. Müşahede altında tutulacakmış 10 gün. Bir şey çıkmazsa salınacakmış. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali bu detaylara girmek istemiyorum. Yıllardır kendimce doğru bildiğim şeylerin arkasında durup bende olanı kadarıyla paylaşmaya çalıştım. Bill’i için bugün bende olan, ona sevgi ve huzur dileyerek onu görme umudumu da yanıma alarak yola çıkmak. Çünkü ben 10 güne kadar buradan ayrılıyorum. Bir daha ki gelişimde Bill için kendim için dileğim sıcacık bir buluşma. Onu kaybetmeye hazır hissetmiyorum kendimi. Bu da bencillik mi? İnanın bilmiyorum.

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..