Organlarımı neden bağışladım?

İki hafta önce özel ilgim dolayısı ile Bahçeşehir Üniversitesi’nde Akşam Gazetesi’nden gazeteci arkadaşımız Aylin Löle koordinatörlüğünde başlayan “Sosyal Sorumluluk Okulu” adıyla 2’incisi düzenlenen seminere katıldım.

İyi de yaptım!

Bu seminer hakında da semineri  tamamladığımda ayrıca bir yazı yazacağım.

Kısaca bahsetmem gerekirse...  Sosyal Sorumluluk projeleri yürüten  firmaların ve STK yönetecilerinin konuşmacı olarak katıldığı seminer; sosyal projeleri A’dan Z’ye inceleme, anlama imkanı sunuyor. Program sonunda ise; pazarlama iletişiminden kurumsal iletişime kadar bu bir çok konuda deneyim ve bilgi sahibi olunuyor.

Geçen cumartesi, konuşmacılarımızdan biri de  Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk’ti. Her katılımcı gibi ondan da çok faydalı bilgiler aldık. Son kampanyaları “Beni Bağışlayın!” üzerine konuşurken ben yıllar önce bana hakim olan bir korkumdan bahsettim...

Yılar önce tam hatırlayamadığım ama çok kel alaka bir yerde bir form doldurmamızı rica etmişlerdi. Bu form organ bağışı üzerine idi!!! Belki biraz sağlamcı yapım belki de son zamanlarda sosyal medyada da sık sık karşılaştığımız ve kulaktan kulağa dolaşan korku hikayelerinin etkisi ile pek güvenememiş ve formu yalan yanlış bilgilerle teslim etmiştim...

Cumartesi günü de itiraf ettiğim gibi bilinç altımda organ bağışı hususunda korkularım ve güven eksikliğim vardı. Bu itirafımdan sonra aslında bu düşünceye sahip milyonlarca insan olduğunu da öğrendim. Bunun en bilinen nedeni de insanları korkutmak amacıyla üretilen yalan yanlış hikayeler!

İşin gerçeği ise bambaşka...

Hani o hikayelerde anlatıldığı gibi kolay değilmiş organ hırsızlığı ve bu durum da sanıldığı kadar da yaygın değilmiş.

Tüm dünyada geçerli olduğu gibi Türkiye’de de kadavradan nakil sayısının artırılması için yapılması gereken şey organ nakli konusunda bilinçlenmek ve gönüllü olmak.

Bu konuda en doğru bilgiya aşağıdaki  linki tıklayarak da ulaşabilirsiniz...

http://www.tbv.com.tr/tr/content/main/page/p/382-beni-bagislayin

Organ bağışı sayısı artınca ne olacak?

Öncelikle bağışçı kadavradan nakil yapılabildiği için organ nakli nedeni ile bekleyen sayısız insan yeniden doğacak...

İkinci ve bence en önemli olay da canlıdan nakil sayısı azalacak... İnsanlar sevdiklerini hayata tutundurmak için zorunlu bir fedakarlıkla karşı karşıya kalmayacak...

Elbette bağışçı kadar bağışçının ailesinin de bu bağışı onaylaması gerekiyormuş...

Yani kendimiz bilinçlenirken çevremizi ve ailelerimizi de bilinçlendireceğiz...

Hem düşünsenize...

Siz öldükten sonra da yaşayacaksınız...

Hem de size ömrünün sonuna kadar minnet duyacak bir başka canda...

Hadi bakalım darısı sizin de başınıza...

Sebahat Bağbars