Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '07

 
Kategori
Futbol
 

Orta, kafa, gol

Orta, kafa, gol
 

Beşiktaş için her bakımdan zor bir maçtı. Süper Kupa, Şampiyonlar Ligi derken sezon açılır açılmaz zorlu maçlar oynaması bir yana, tıpkı ezeli rakibi Fenerbahçe gibi ligin ilk maçlarına dair kötü anıları vardı siyah-beyazlıların… Gecenin sonunda Bobo’nun kafasından bulduğu golle üç puanı cebine koysa da Ertuğrul Sağlam ve talebeleri adına sahada ikaz lambalarının yandığı noktalar da vardı elbet. Analizimizde “kazanan takım eleştirilmez” klişesine sığınmayacağız ve skor yazarlığı kolaycılığından uzak duracağız.

Maça dair ilk ele almamız gereken konu, geçen sezon belki de şampiyonluğa mal olan tandemin aynen Konyaspor karşısına sürülmesi. Bugüne kadar oynadığı karşılaşmalarda kadro rotasyonu yapmayı ve oyuncularını dinlendirmeyi tercih eden Ertuğrul Sağlam’ın kafasını en çok meşgul eden konunun defans bloğu olduğuna kuşku yok. Sezonun açılış maçlarındaki İbrahim Kaş tercihini bu temelde mi değerlendirmeliyiz yoksa Gökhan Zan’ın sakatlığı üzerine mi kurmalıyız? Bu sorunun cevabı Beşiktaş’ın bu sezonki grafiğine direkt etki edecek kadar önemli. Çünkü İbrahim Toraman ve Gökhan Zan’dan oluşan tandem savunma yönüyle ne kadar ışıldıyorsa, topuna oyuna sokma konusunda o denli iç karartıyor. Konyaspor karşısında özellikle Delgado oyuna girene kadar Beşiktaş’ın rakibinden neredeyse iki kat fazla top kaybı yaptığı, topa sahip olma konusunda dominant olan tarafın Konyaspor olduğu düşünülürse sıkıntının kaynağı gözler önüne serilmiş olur. İlk yarı boyunca oyunu kurmak için defansa gelmek zorunda kalan Ricardinho, herhalde oyuna Delgado’nun girişine en çok sevinen isimdi bu gece… Nitekim bu dakikadan sonra direksiyonun Beşiktaş’a geçtiğini hep birlikte izledik. Ancak Ertuğrul Sağlam’ın Beşiktaş’taki görevine elinde bir yabancı stoperler listesi ile başladığını, yönetimin önerdiği pek çok isme aldırmayıp kendi belirlediği oyuncuların transferinde ısrar etmesini hayra yormak gerektiği de aşikâr. Sağlam, herhalde problemin farkında olacak ki, geriden oyun kurabilen bir stoperi Beşiktaş’a kazandırabilmek için hayli uğraştı. Genç teknik adam hedeflediği nokta atışı Diatta ile yapabilecek mi bunu ilerleyen haftalar gösterecek fakat şu ana kadarki çizgisiyle Ertuğrul Sağlam’ın Tigana’dan yeğ olduğunu söylememek olmaz.

Geçtiğimiz sezon pek çok teknik adam Beşiktaş defansındaki hastalığın farkına varmış ve rakip yarı sahada baskı ile siyah-beyazlı ekipten önemli puanlar almıştı. Nurullah Sağlam ligin ilk maçında bu tercihi yapmayarak topu dolaştırmayı ve yerleşik Beşiktaş savunmasına hücum etmeyi seçti. Yeşil-beyazlı ekip Veysel Cihan’ı pivot santrfor olarak kullanarak bu oyuncudan seken topları sürpriz çıkış yapacak Neca gibi isimlerle buluşturmayı denedi. Veysel maç boyunca Gökhan Zan’ın markajında kalıp kendisinden beklenen etkinliği gösteremeyince Nurullah Sağlam da çaresiz Murat Hacıoğlu’nu sahaya sürmek zorunda kaldı. Neticede Beşiktaş savunması Konyaspor sınavından geçer not almış gibi gözükebilir ancak siyah-beyazlıların bu savunma göbeğiyle baskı altında kaldığında sıkıntılar yaşamayacağını söylemek iyimserlikten öte Pollyanna’cılık oynamak olur.


Peki savunmadaki araz dışında Beşiktaş ligin ilk maçında nasıldı? Geçen sezona göre bir iyiye gidiş yok mu? Elbette var, hem de fazlasıyla… Öncelikle geçen yıl taraftara tırnaklarını yediren katı takım savunması yerini hücumu düşünen bir zihniyete bırakmış. Bunu en kolay uzun zamandan sonra Beşiktaş’ın İnönü’deki bir lig maçına tek ön liberoyla çıkmasında görebiliyoruz. Çift forvetli bu sistemde (Bobo-Nobre) hücum üç oyuncuyla desteklenerek Beşiktaş’ın rakip sahada gol getirecek baskı kurması amaçlanıyor. Bu maksatla geçtiğimiz yıl Tigana’dan ileri çıktıkları için azar üstüne azar yiyen stoper bozması beklerin yerini de Tello ve Serdar Kurtuluş gibi efektif orta yapabilen isimler almış. Zaten Bobo’nun kafasından gelen gol de Serdar Kurtuluş’un harika bir ortasının meyvesi. İleriye dönük bir tahminde bulunmak gerekirse Beşiktaş’ın bu yıl Nobre’den çok daha fazla yararlanabileceğini söyleyebiliriz. Tabi birçok kafa golü bulabileceğini de…

Ertuğrul Sağlam’ın ellerinde yeniden şekillenen Beşiktaş takımındaki bir başka değişiklik ise mücadele azmi. Takım içi yardımlaşma ve alan daraltma uygulamaları eskisinden çok daha başarılı bir seviyede. Zorlu maçlar periyodunda olmasına rağmen kondisyonunu da üst seviyede gördüğümüz Beşiktaş takımı bu yeni oyun felsefesiyle lige ağırlığını koyacakmış gibi görünüyor. İbrahim Akın bile orta sahaya kadar adamını kovalayıp presle top kazanıyorsa bu takıma birilerinin eli değmiş demektir.

Her ne kadar bugün skoru belirleyen bir orta, bir kafa ve bir gol olduysa da, madalyonun öbür yüzünde Beşiktaş arması vardı. Sezar’ın hakkı Sezar’a…

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..