Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve diğerleri..

Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve diğerleri..
 

Hocam, gelecek nesiller sizin eseriniz olacaktır!!!!!!


“İngiliz THE Kurumu ”Dünyanın En İyi 400 Üniversitesi 2012-2013  Sıralaması”nda CaliforniaInstitute of Technology, StanfordUniversity ve  University of Oxford, ilk 3 sırada yer aldı.

İlk 200’de Türkiye’den üniversite bulunmazken ODTÜ201-225 aralığına  girerek Türk üniversiteleri arasında birinci sıraya yerleşti. Bilkent ve Koç  üniversiteleri 226-250, İTÜve Boğaziçi üniversiteleri ise 276-300 aralığında yer  buldu.”( Kaynak Milliyet gazetesi 04.10.2012)

18 Aralık 2012 Salı günü olayların meydana geldiği Orta Doğu Teknik Üniversitesi dünyanın en iyi 400 üniversitesi arasında haklı yerini alırken, 10 yıldır iktidarda bulunan AKP ve onun genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gözünde ODTÜ’lü öğrenciler terörist ve onların yetişmesinde emek harcayan akademisyenler ve yönetici kadroları da “Hoca” değil, ve derhal bu işi bırakmalılar!!!

Evet onlar sayın başbakanın anladığı anlamda “hoca” değiller, onlar gerçek anlamda eğitimci, öğretmen, akademisyen, kısaca eğitim emekçileridir..

Uluslar arası gelişmişlik düzeyini sadece gayri safi milli gelirin artışı sayan bir zihniyetin ODTÜ’yü anlamasını beklemek ham bir hayaldir..

Üniversitelerin geçmişlerinden bugüne kadar onların var olmasını, gerek toplum içinde ve gerekse de  dünya düzeyinde önemli ve anlamlı bir yer almasında, o üniversitenin kendi geleneksel yapısı ve işleyişi etkin bir faktördür..

Dünyanın en iyi 400 üniversitesi sıralamasında ilk 200 içinde hiçbir Türk Üniversitesinin yer alamamasının nedenlerini, 10 yıllık AKP iktidarının kendi kendine sorup, özeleştiri yapması gerekmez mi? 

ODTÜ kuruluşundan bu tarafa her dönemde toplumsal muhalefetin,  düşünen genç beyinler tarafından dile getirildiğini  ve gerektiğinde eylemlerin konulduğunu hepimiz yaşayarak gördük,  izledik. Demokrasinin gelişimi, sağlıklı nesillerin, düşünen, eleştiren ve gerektiğinde tepkisini koyan yurttaşların varlığı ile ölçülmelidir…

Demokrasiyi bir tramvaya benzeten zihniyetin gerçek bilim yuvalarında, bilimsel bilginin yanında özgür tartışma ve toplumsal olaylara bireysel katkı sunan öğrencileri terörist olarak görmeleri gayet normaldir. Ancak işin en acı tarafı da isminin önünde prof. dr. titri ile ODTÜ’lü öğrencilerin eylemlerini şiddet olarak görüp de polisi haklı gösterme çabası içinde olan akademisyenleri ve rektörleri en azından bilimsel ahlak açısından anlamak hiç kolay değil. Kaldı ki, İçişleri bakanın da polisin “orantısız güç” kullandığını kabul ve beyan ettiği bir ortamda, bu tür badem akademisyenlerin  ve rektörlerin kime ve neye hizmet ettiklerini iyi görmek gerektir…

Aslında ODTÜ’yü kınayan Rektörleri gayet iyi anlıyoruz, çünkü bu kişilerin bir çoğu okullarında yapılan rektörlük seçiminde en az  oyu  alarak haksız bir rekabet sonucu oralara atanmış kişilerdir. Ahbap çavuş ilişkileri, yeni Türkiye düzenine uygun bir yaşam tarzı benimseme ve kendini oraya atayan güce tam biat etme özelliklerine sahip, bilimsel ahlaktan yoksun kişiler aracılığı ile AKP zihniyetinin istediği özellikte bir yüksek öğretim biçimine ODTÜ bir beden büyük geldi. Bütün mesele bu…

Tüm bunlara rağmen ODTÜ Türkiye’nin yüz akı olarak dünyanın en iyi 400 üniversitesi içinde olması, ODTÜ’yü kınayan üniversitelerin rektörleri     için               “ Kıskanma ne olur, çalış senin de olur!” demek yerinde olur sanırım..

Başarsı ile gurur duyduğum biricik kızımın da derece ile mezun olduğu ODTÜ’yü çok yakından tanımak şerefine nail olduğum için mutluyum. Uluslar arası düzeyde doktora yapma imkanını kendi çalışma ve azminin yanında ODTÜ gibi bir bilim yuvasında da gördüğü eğitimin katkısının çok büyük olduğunu biliyor ve oradaki tüm akademisyen ve yöneticilere her zaman büyük bir saygı ve sevgi duyacağım. Fikirleri ile kimi kez uyuşmamış bile olsam…

Süleyman Demirel belki de bu ülkede en fazla ODTÜ’lü ve diğer üniversite öğrencileri  tarafından protesto edilmiş bir başbakan olarak demokrasi anlayışını; “ Yollar yürümekle aşınmaz!!!” gibi veciz bir sözle ortaya koyarken, günümüzün başbakanı, bakanları  ülkeye “ileri demokrasi(!)” getirdiklerini söylerken,  her gittikleri üniversite veya toplantılara  neden binlerce koruma ile gitmek zorunda olduklarını düşünmelerinin gerekliliğine inanıyorum…. 

27 Aralık 2012 /Ankara 

 
Toplam blog
: 66
: 725
Kayıt tarihi
: 24.01.09
 
 

1976 yılına kadar Adana'da yaşadım. Lise tahsili sonunda Ankara'ya geldim ve halen Ankara'da yaşı..