Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '09

 
Kategori
Dünya
 

Ortadoğu'da barış süreci ve Türkiye'nin rolü

Ortadoğu'da barış süreci ve Türkiye'nin rolü
 

Ortadoğu, güneybatı Asya'da, tarihsel ve kültürel yakınlığı olan ülkelerin oluşturduğu coğrafi bölge olup Ortadoğu kavramı Avrupa merkeziyetçi yaklaşıma dayanır ve İngilizlerin 19. yy. da kullanmaya başladıkları bir kavramdır. Bu tanımlamada Avrupa ülkeleri merkez kabul edilmiş; doğu, Uzak Doğu, Yakın Doğu, Orta Doğu gibi kavramlar buna göre tayin edilmiştir.

Bu tanıma göre Orta Doğu ülkeleri Türkiye, İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Ürdün, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Umman, Kuveyt, Bahreyn, Yemen, Filistin Ve İsrail'dir. İsrail bölgenin tek gayrimüslim ülkesidir.

20. yüzyıl boyunca bu bölgede İsrail ve diğerleri şeklinde sürekli bir savaş hali hüküm sürmüştür. Bölgenin yaramaz çocuğu İsrail sürekli topraklarını genişletme amacı gütmüş olup tek başına orta doğuya kafa tutmuştur. Bu savaşlardan önemli bir tanesi de altı gün süren ve bu adla anılan savaştır.

Altı Gün Savaşı, 5 Haziran 1967'de İsrail ile Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 gün süren savaşa verilen addır. Arap İttifakı'na Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de asker ve silah yardımıyla katılmışlardır.

İsrail'in kesin üstünlüğü ile bitmiştir. Bu savaştaki önemli olaylardan biri de savaşı gözlemlemek üzere gönderilen USS Liberty adlı bir Amerikan gemisinin İsrail tarafından saldırıya uğramasıdır. Şimdiki birçok sorunun temelini oluşturur. İsrail topraklarını 4 katına çıkarmıştır. İsrail'in BM Kararını uygulamaması sonraki dönemde büyük sıkıntı oluşturmuştur.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararı, Altı Gün Savaşı'nın ardından BM Güvenlik Konseyi tarafından 22 Kasım 1967 günü Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin altıncı bölümüne göre alınmış ve Britanya elçisi Lord Caradon tarafından yazılmıştır. Karar konuyla ilgili hazırlanan beş karar taslağından biridir.

Karar "Ortadoğu'da âdil ve kalıcı bir barışın sağlanması" çağrısı yapar. Bunun sağlanması için belirlenen ilkeler "İsrail'in son savaşta işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi" ve "bölgedeki tüm devletlerin güvenli ve tanınmış sınırlar dahilinde var olma hakkına saygı duyulması" şeklindedir.

BM’nin bu kararına rağmen de İsrail yıllar boyunca tabiri caizse sağa sola sataşmış, bölgede kalıcı bir barışın hüküm sürmesine fırsat vermemiştir.

Son vukuatları ise 21. Yüzyılın başlarında yine ezeli ve ebedi hasmı Filistin’e Gazze’de, Batı Şeria’da yaptığı saldırılar ve katliamlar olmuştur. Şu an hüküm süren Gazze’deki insanlık dramı da bilindiği gibi aylardır süren İsrail ambargosu şeklinde bölgede huzursuzluğu had safhaya çıkarıyordu.

Geçtiğimiz Haziran ayında yapılan anlaşma sonrasında Hamas ateşkes kararına uymuş fakat İsrail ambargoyu kaldırmamıştı.

Neredeyse yüz yıldır Ortadoğu’da barışa en fazla yaklaşılan bir dönemde bu saldırılar barışa müthiş darbe ve fren olmuştur. Hâlbuki Suriye ve Mısır’ın İsrail ile ikili ilişkilerinde gelişme, Lübnan’ın barış girişimleri son dönemin umut arttırıcı yaklaşımlarıydı.

İsrail yine barışa meydan okumakta.

Dünyanın seyrettiği bu trajediye neyse ki devletimiz seyirci kalmadı. Ortadoğu’daki kalıcı bir barışı inşa etme işi belki de en fazla bizim başarabileceğimiz bir misyondu. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoksa da bölgede aleni bir düşmanımız da yok ve şu an için en soğukkanlı ve iş bitirici konumunda olabilecek ülke biziz.

Gazze’deki malum vahşeti dünyada ilk ve en yüksek sesle kınayan ülke de biz olduk.

Başbakanlık düzeyinde bölgede barış ve istikrar adına ilk olarak Suriye ve Ürdün ziyaretleri gerçekleştirilip, ardından Çek cumhuriyeti, Fransa ve Rusya Başkanları ile görüşülerek bu ülkelerin de olaya duhulüne uğraşılmıştır (tepkisel anlamda).

BM Güvenlik Konseyi (geçici) üyeliğimiz de bize bir takım misyonlar yüklüyor zaten. Ayrıca Filistin dindaşımız olması dışında dostumuzdur ve vurulan sadece Filistin değil Ortadoğu barışıdır.

Ortadoğu’da istikrar ve barış için üzerimize düşen görevi yerine getirmeli ve tüm dünyanın dikkat ve tepkilerini bu bölgeye çevirmeliyiz.

Yaşam için barış…

 
Toplam blog
: 290
: 2581
Kayıt tarihi
: 15.06.06
 
 

Kimya Yüksek Mühendisi. Sporsever ve edebiyat aşığı. Periyodik tablo, T cetvel..