Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '14

 
Kategori
Güncel
 

Ortadoğu su meselesi ve İsrail

Ortadoğu su meselesi ve İsrail
 

Günümüz Türkiye'sinde özellikle büyük şehirlerde yaşayanların araştırmadıkları sürece pek farkında olamayacakları, Ortadoğu su meselesi aslında bölgenin en önemli problemini teşkil eder. Aynı zamanda petrol gibi enerji kaynaklarının zengin olduğu bu bölge, 21.yy artık suyun paylaşımı konusunda sıkıntıların yaşanacağı bir bölge olarak karşımıza çıkacak.
 
Devletlerin varoluş sebebi halkların yaşam haklarını korumak ve kollamaktır. Devletler kendi halklarının çıkarı için çeşitli konularda uzun vadeli planlar ortaya koymak ve bunları uygulamaya çalışmak zorundadırlar. Ekonomik programların yanı sıra, enerji temini, güvenlik, besin temini gibi konular hayati önem taşır. İşte su meselesine bu gözle bakıldığında ne kadar önemli olduğunu anlamak pekte uzun sürmeyecektir.
 
Ortadoğu'daki devletleri su kaynaklarının yeterliliği açısından değerlendirdiğimizde, Türkiye ve Irak en rahat devletler olarak ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra Mısır tek su kaynağına sahip fakat bu kaynak Nil nehri. Diğer birçok Arap ülkesi ise yer altı su kaynaklarından en yüksek verimi almayı, artık tarihin getirdiği bir yetenek olarak, becerebiliyor. Sorunlu olan devletlerse yüz ölçümü küçük ve nüfus olarak yoğun olanları. Bunun başında ise İsrail geliyor.
 
Yukarıdaki haritada İsrail'in 1946'dan itibaren topraklarını ne şekilde genişlettiği görülüyor. İlk aşamada deniz kenarında, kuzeyde ve doğuda belirli bölgelerde yayılma yaşandığı görülüyor.
 
Kuzeyde Taberiya gölü tamamen ele geçirildi. Doğuda ise Lut gölüne bir kıyı yaratıldı. Sonraki aşamalarda görüldüğü üzere, bu alanlar tamamen ele geçirildi. Kuzeydeki Golan tepeleri içme suyu açısından Ortadoğu'nun en önemli bölgesidir. Lut gölü tuz açısından dünyada 3. sıradadır. Deniz kıyısında ise yine dünyanın en gelişmiş su artıma tesisleri bulunmaktadır.
 
Bu gözle bakıldığında İsrail'in saldırgan politikasının asıl sebeplerinden biri ortaya çıkıyor. Siyonist hareketin emeli olan sözde vaadedilmiş topraklar yani Nil'den Fırat'a uzanabilmek belki birkaç yüzyıl daha sürebilir. Fakat araştırıldığında görülecektir ki nüfusu Ortadoğu'da en hızlı artan devlet İsrail'dir. Yani bu kaynaklar artık onlar için yetersizdir. Aynı zamanda bu bölgedeki herhangi bir devlet için su artık güç demektir. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarının paylaşımı bu yüzden çok daha önemli.
 
Bu bağlamda Manavgat çayından elde edilen suyu satın almaya muhtaç bir ülke olan İsrail elinde olan askeri gücü su kaynağı olan her bölgeye doğrultacağı çok nettir. Fakat burada bir zorluk yaşamamak için etrafının zayıflaması şarttı ve operasyon uzun yıllar önce başladı.
 
Her ne kadar zulüm ve insanlık suçları açısından kınasak da, sonuçta bir devletin ileriye dönük planlarının hükümetler ve yıllar geçse bile nasıl değiştirilmeden uygulana bildiğinin dersini de yine İsrail'den almak gerekir. Bu açıdan yeryüzündeki rakipsiz tek devlettir. 116 yıldır halk olarak, 68 yıldır devlet olarak en başta planladıklarını hala uyguladıklarını bilmek gerekir.
 
Hemen çevresine bakıldığında, Mısır devrim ve darbe sonrası bunalımda, Suriye'de iç savaş var. Ürdün zaten siyasi olarak gebe, Irak fiili olarak 3'e bölünmüş durumda, İran'da Ahmedinejad'ın uyguladığı politikanın tam tersi Hasan Ruhani sayesinde uygulanmaya başladı ve caydırıcılığı kayboldu, Türkiye'nin hali ise son 12 yıldır zaten en içler acısı olandır.
 
Böyle bir fırsat eline geçmişken İsrail devletinin agresif olması dışardan bakıldığında mantıklı olandır. Gazze'de yaşananları tabii ki tasvip etmiyoruz ve kınıyoruz, fakat bu nafile vızıltılar yerine, artık ders çıkartıp uzun vadeli stratejiler ortaya koymanın ve bunun arkasında durmanın vakti gelmiştir.
 
Toplam blog
: 21
: 608
Kayıt tarihi
: 31.07.13
 
 

Yıldız Teknik Üniversitesi - Endüstri Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyim.. Toplumbili..