Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '11

 
Kategori
Blog
 

Ortama dair...

Ortama dair...
 

Öyle hatalar yapıyoruz ki bazen, yenilir yutulur değil.

Hatta acaba diyorum, normal kabullerin tam tersine,
eğitimimiz arttıkça,
hatta hatta yaşımız da arttıkça, daha da mı büyük hatalar yapıyoruz ki?

Çünkü düşünüyorum da, öyle olduğunda bir hata yapınca, daha da mı kendimize yakıştıramıyoruz da acaba, o yüzden mi hata yaptığımızı görmek, kabul etmek bu denli zor oluyor?

Hani eğitimimiz olmasa veya yaşımız 20'lerde falan olsa, en azından sığınacak bir mazaretimiz olacak, hatamızı daha makul göreceğiz belki...
Ne de olsa, “e canım okumamışım etmemişim, nerden bileceğim?”,
“Hem yaa daha yaşım ne ki, biz de zamanla öğreneceğiz işte… normal yani”... gibilerinden, daha bir doğal ve makul göreceğizdir hataları o zaman belki, değil mi?

Tabii yine aynı şekilde, hata yapmakta eminim ki daha az “cesur” olacağızdır.
Her ne kadar “cahil cesareti” diye bir şey varsa da, ben yine de diyorum ki, eğer bir insan etrafındakilerin daha eğitimli veya en az kendi kadar eğitimli olduklarını düşünüyorsa veya biliyorsa, hata yapmamak için daha çekingen ve dikkatli olacaktır.

Kendini düşünür çünkü!

Zira ne de olsa kendinden daha eğitimliler vardır, ya yerlerse onu… ya küçük düşerse gözlerinde?
Hem ayrıca, “Amaan benim etim ne budum ne, bana mı kaldı bunu yapmak, onlar yapmalı, ben cahilim zaten… ben daha neyi ne kadar biliyorum ki” şeklinde düşünüp, çoğu şeyi kendinin değil de başkalarının yapmasını daha mantıklı göreceği için, hem öylesi daha da işine ve kolayına gelecek, hem de bir şeyler yapmakta “çok daha az” cesur olacaktır bence. Çekinecektir, daha tedirgin hareket edecektir. Dolayısıyla isteksiz de olacaktır tabi. Böylece pek çok şeyi yapmayacaktır da zaten ve çok da daha az hata yapma ihtimali olacaktır.

Hiçbir şey yapmazsanız, hiç hata yapmamış da olursunuz... Yanlış mı?

Biraz da bulaşmayayım mantığıyla... “aman fazla da dikkat çekmeyeyim”, "
taraf da olmayayım, karışmayayım... ne olur, ne olmaz"... Akıllı olmak adına...

Oysa aklı tek yok eden şey, korkudur!

Aynı şey, çevrenizde sizden yaşça büyük bir çok insan varsa ama sizin yaşınız henüz 20''lerdeyse de geçerli olacaktır. O da yine, “bana mı düşer, benden daha büyükler var… öyle olduğuna göre asıl onlara düşer bunu yapmak, bana ne” diye düşünmeyi daha mantıklı ve işine gelir bulacaktır. Böylece o da pek fazla bir şey yapmamaya çalışacaktır, tabii ki hata da…
Ve büyükleri de bunu “saygı” sanacaklardır belki…

Aaaah, ah… Yanılgı!

Ama düşünün ki, durum ya bunun tam tersi ise… Diyelim ki gayet eğitimliyiz, onca sene çalışmış ne mevkilere gelmiş, bir tecrübe, pür tecrübe de var işin içinde, artık yaşımız ermiş kemale, olgunuz da… e az buz şey mi, daha ne? Ohooo, “Ben herşeyi yapabilirim artık…”, “Benim hakkımdır”, “Hem ben yapmayacağım da kim yapacak ki zaten”… Böyle düşünecektir... ve de kim bilir neler yapacaktır. Ona düşeni de düşmeyeni de, üstüne vazife olanı da olmayanı da… Bir cesaret, pür cesaret… hatta cüret! Çünkü herşeyin piri de, miri de odur ona göre zaten… yanlış mı?
Ve kimbilir ne de büyük hatalar yapacaktır!
Çünkü, kendini büyük herkesi küçük, kendini bilir diğerlerini bilmez görecektir böyleleri, kesin.

Ama henüz, “insan nedir” onu bilmiyorsa tabii!

Üstelik bu cahil olmayanlar ve de yaşça da zaten kendilerini artık yeterince kemale ermiş görenler için, yani ne de olsa kaç seneleri geçmiştir hayatın içinde… büyümüş de olduklarına göre, etraflarındaki diğer insanların da onun gibi olması veya olmaması da pek bir şey farkettirmeyecektir. Çünkü kendisi o ehliyete haizdir artık. Kendi okumuş biridir zaten bir kere, kültürlüdür, bilmektedir, e tecrübeyse tecrübe, eğitimse eğitim, yaşsa da yaş… bunun daha yukarısı yoktur ki… Dolayısıyla herşeye zaten yetkindir, ehildir… herşeyi yapmaya zaten onun hakkı vardır, ona göre. Diğerlerinin de varsa vardır, ama bu onu bağlamaz, bu onların sorunudur, ona ne!

İşte tam bu noktada, ortaya çıkacak tabloyu, ve neler olabileceğini, böyle düşünen ve bu konumda olan insanların neler yapabileceğini bir düşünmenizi rica ediyorum arkadaşlar.

Çünkü ben bir düşünüyorum… aman da aman, neler olmaz ki…
Zira okumakla adam olunmuyor... baki kalıyor birşeyler, 7'sinde neyse 70'inde o.
Kendini bilmek ayrı bir ilim. Hele insanı bilmek??
Yaşı 20 de olsa 50 de olsa, kişi hamsa, meyve veremiyor… ağu akıtıyor.
Bir de kompleksler girerse işin içine, tut tutabilirsen.
Had ne kelime... her yer onun, herşey onun hakkı… kendini ayrıcalıklı görüyor!
Dokunulmaz!
O öyle zannediyor…
Bir zan… bir zan…
Akla zaten muhtaç, ama akıl veren yokken bile kendine akıl veriliyor sanıyor.
Kendi salaksa, salak yerine konduğunu zannediyor.
Ah keşke… keşke… bir akıl veren olabilse…
Bre salak, sana kim akıl versin… alır mısın ki de versin..?

Bir de derler ki, insan bir düşünür!!

Neyse… Şükür…
Ben düşünüyorum bari!

Ya siz?
 

 

 

Filiz Alev 

18.04.2011 

 
Toplam blog
: 157
: 3152
Kayıt tarihi
: 03.03.11
 
 

Ekonomistim, emekliyim. İki evlat annesiyim. Müzikle ilgilenirim, bestelerim vardır. Düşünürüm, a..