- Kategori
- Siyaset
Örtülü mü, örtülü...
“Türban yazacağım” dedim kendime…
Ve başladım…
***
Türban nedir?
“Türban” pazardır.
Gaziosmanpaşa’da, Ümraniye’de, Sultanbeyli’de ve Anadolu'nun birçok yerinde kurulan pazarlardır.
Bir kere olsun git bu pazarlara…
Pazar yapan teyzeleri, kızları, ablaları seyret…
Limon kaç para, marul kaça bir bak…
“Ve bir kez daha düşün türban nedir?” diye…
O pazarlardaki kırsal kitleye bir bak!
Bu insanlar Anadolu’dan kalkıp gelmiş ve sığınacak bir yer aramıştır.
Köyündeki geleneğini yaşatmak istemiştir.
Mesele köy yaşantısının şehirleşerek değişmesi ve başörtüsünün kent hayatına girmesidir.
Bugün türban, Anadolu başörtüsü ile karışmış bir kavramdır.
Türban sadece dinsel ya da siyaseten bir oldu değildir.
Aynı zamanda sosyal bir olgudur.
Yani, klasik laiklik anlayışı ile bakarsan, kaybedersin.
Çünkü sokaktaki amca laiklik bilmez.
Karısının başına taktığı örtünün adının ne olduğunla da ilgilenmez.
Örtülü mü, örtülü… Mesele bitmiştir.
Bence şimdi içinden, “Yok, türban irticanın bayrağıdır, başörtüsü gelenektir.” diyorsundur…
Belki doğrudur… Ama millet anlar mı bunu?
Ve biri çıkar, ”benim anamın başındaki örtüye kimse el süremez” der, oyun orada biter.
Ne anlattığın değil, nasıl algılandığındadır mesele…
İşte o yüzden pazara git, teyzeye sor:
"Neden türban takıyorsun" de?
Seni vursun!
Peki, "Kur’anda hangi surede var örtünmek de…"
Öyle baksın dursun…