Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '13

 
Kategori
Tarih
 

Osmanlı Tarihinden İnciler

Osmanlı Tarihinden İnciler
 

Şu sıralar Osmanlının önemli devlet adamı ve tarihçilerinden Hoca Sadettin Efendi’nin Kanuni Dönemine kadar Osmanlı Tarihini anlatan 5 ciltlik Tacüt Tevarih adlı eserini okuyorum. İlkini bitirdim. Bakalım sonunu getirebilecek miyim.

Bazı ilginç bilgileri paylaşmak istiyorum.

Osman Bey 1288’de Domalic’de İnegöl ve Karacahisar Bizans Tekfürleri ile yapılan savaşta esir edilen Karacahisar Tekfürünün kardeşi Kalanos, Osman Bey’in huzuruna getirildiğinde Türklere karşılık yaptıklarından dolayı Osman Bey “ Bu itin karnını deşin, yeri eşin gömün” emrini vermiş, olayın geçtiği yere bundan sonra İTEŞİNİ adı verilmiş.

Yine bu savaşta Osman Bey’in kardeşlerinden biri şehit düşmüş, şehit düştüğü ağacın rivayete göre bazı günler nurlanmasından dolayı bu ağaca da KANDİLLÜ ÇAM demişler.

Osman Bey, Anadolu’yu yağmalayan Moğol gruplarından birini yenmiş, ele geçirilen Moğol esirleri yaptıkları iğrençliklerinden dolayı hayalarından astırmış, olayın meydana geldiği yere bundan sonra TAŞAK YAZUSU demişler.

Edirne’nin adı Tekfürünün adından ANDİRİNİ’den gelmiş. Osmanlının aldığı kalelerden biri Marolya Kalesi. Kalenin Tekfürü bir kadın. Bunda dolayı yeni ismi AVRATHİSARI olmuş. Buna benzer yüzlerce isim verilme olayı var, benim çok hoşuma gitti, hepsini yazamam ama bir kaçını vereyim dedim.  

Osmanlı, Sırp yerine SERF ve LAS, Macar yerine ENGÜRÜS isimlerini kullanıyor.  

Koyunhisar savaşında Osman Bey’in yeğenlerinden Aydoğdu Bey şehit olmuş, bu şehidin mezarının toprağının suyla karıştırılıp içilmesi sıtmaya iyi gelirmiş, sancısı olan at mezarın etrafında üç defa dolaştırılırsa iyileşirmiş gibi günümüzde inanamayacağımız olaylardan bahsediliyor. Alın bir tane daha;

Aydos Kalesinin fethini kolaylaştıran bir rüya olayı. Kale, sağlam, alınması güç bir kaledir. Kale Tekfürünün güzel kızı bir gün rüyasında kendisini yiğit bir delikanlının kurtardığını görmüş. Rüyasını unutamaz ve görmediği bu adama aşık olmuş. Bu sıralar kale Türkler tarafından kuşatılmıştır. Bir gün Tekfürün kızı surlardan bakarken rüyasında görüp aşık olduğu kişiyi Türklerin arasında görmüş. Bu kişi önemli komutanlardan Abdurrahman Gazi’dir. Kız bir yolunu bulup mektup yollamış, aşkı uğruna kale kapılarını açabileceğini yazmış.

Osmanlı komutanları inanmasa da bunu denemişler, geri çekilmiş gibi yapmışlar. Kız birkaç gün sonra gece vakti belirlenen saatte kale kapılarını Türk askerlerine açmış, ve kale bu şekilde ele geçirilmiş.  

Bir rüya olayı da Edirne ile ilgili. I. Murat’ın rüyasında yaşlı bir adam ona bir yeri göstermiş, onarmasını ve burayı adaletin merkezi yapmasını istemiş. Rüyadaki bu yerin sonra Edirne’de olduğu anlaşılınca Osmanlının Başkenti Edirne’ye taşınmış.  

Bir başka ilginç olay; İstanbul Bizans Tekfürnün kızı cüzzam olmuş. Onu günümüz Bilecik dolaylarında bir yerde tutmuşlar. Aynı zamanda kaplıca bölgesimiş. Bir gün uyuzdan ölmek üzere olan bir domuzun iyileştiğini görmüşler. Domuz sıcak su çıkan bir yerdeki çamurda her gün çamura bulanmıştır. Bu çamur işini cüzamlı prenses üzerinde 40 gün denemişler ve prenses iyileşmiş.    

Ben tarih öğretmeniyim, MEB müfredatına göre ders anlatıyoruz ama yine anlattıklarımızla çelişen veya eksik gördüğüm bilgiler verilmiş kitapda. Mesela; Biz Osmanlıda ilk kadı atamasını Orhan Bey diye veririz, Tacüt Tevarihte Osman Bey dönemi kadı ve hatip atamasından bahsediyor. Bence bu daha olası. Onca yer alınmış, teşkilatlanma lazım.

Yine Tımar ve Devşirme sistemlerinin I. Murat dönemi başladığını veriyoruz ama kitapta bunların daha önce Orhan Bey dönemi başladığına dair ayrıntılı bilgiler verilmiş.

Osmanlı Devletinin Avrupa’daki ilk Başkenti Edirne diye biliyoruz ama kitapta buradan önce Dimetoka’nın başkent olarak kullanıldığı gibi önemli bir bilgi verilmiş.

Devlet ve okul sınavlarında çoğu zaman sorulan Türk Hükümdarlarının ünvanları meselesi var, kitap I. Murat’ın “Sultanül Guzat vel Mücahidin”, Yıldırım Bayezid’in “Sultan Burhaneddin” dini ünvanlarının olduğunu bildiriyor ki ilk kez karşılaşıyorum.

Tarih derslerinde Osmanlı ile Karaman Beyliği arasında ki savaşlara pek yer vermeyiz. Bu iki Türk Devletini iki meydan savaşı görmezden gelinir. I. Murat dönemi KONYA SAVAŞI, Yıldırım Bayezid dönemi AKÇAY SAVAŞI. Kitapta bu savaşlarla ilgili bilgiler var.

Yine günümüz tarih kitaplarında hiç bahsedilmeyen Memlük Devleti ile Timur Devletinin de savaşmış olması.

Tarihte en ilginç savaşlardan biri olsa gerek, Fetret dönemi, Çelebi Mehmet’in (ki sonra Osmanlı Padişahı olacak) başka bir Türkmen Beyi İnaloğlu’nu yendiği savaş. 1000 kişiye karşı 20 bin kişilik savaş. Çelebi Mehmet 1000 kişilik küçük ordusu ile 20 bin kişiyi yeniyor. Neredeyse tamamı öldürülüyor. İlginç olan 1000 kişiden kimsenin kayıp vermemesi. Hoca Sadettin bunu, Osmanlı Sülalesinin Ankara Faciasından sonra tekrar devletinin Allah tarafından devam ettirileceğinin göstergesi olarak görüyor.

Yıldırım Bayezid’in İstanbul kuşatması sırasında fitne çıkarmak isteyen Bizansın Vezir Ali Paşa’ya içi altın para dolu balık göndermesi olayı ilgimi çekti. Çünkü biz bu olayı Fatih’in İstanbul kuşatması sırasında yine fitne çıkarmak isteyen Bizansın Sadrazam Çandarlı Halil Paşa’ya gönderdiği altın dolu balık hikayesinden biliyoruz. Ya tarih tekerrür ediyor ya da tarihimizde karıştırılıp anlatılan olaylardan biri de bu.

Yıldırım Bayezid’in içki içmesi, Anakara Savaşındaki yenilgisinin buna bağlanması da yorum açısından ilginç bir bilgi. Allahın onu cezalandırması.

Timur’un Osmanlı esir ettiği Osmanlı vezirlerinden adaşı Timurtaş Paşa’yı, ki çok zengin olması ile bilinir, “bu kadar zenginliği asker toplamaya harcasaydın belki de yenilmezdiniz, vezirlerin zenginlik düşkünlüğü devleti batırır” diye fırçalaması Moğolların Bağdat’ı almasından sonra Moğol hükümdarı Hülagu ile Bağdat Hükümdarı zengin Abbasi Halifesi arasındaki muhabbet ile aynısı. Yine tekrarlamış olacağım ama ya tarih tekerrür ediyor ya da tarihte karıştırılıp anlatılan olaylardan biri de bu.

Y. Bayezid’in Bursa Ulu Camini yaptırması, Emir Sultan Hazretlerinin etrafında bir de meyhane eksik diyerek içki içen Padişahı kinayeli uyarması, yine Padişahın iş yavaşlatan tüm kadıların idamını, soytarısı (nedimesi) sayesinde affetmesi, Niğbolu savaşından önce Kaleyi kuşatan onca Haçlı askerinin arasından tek başına geçip Kale Komutanı Doğan Bey ile görüşmesi gibi daha önce bildiğmiz şüpheli bilgileri birincil bir kaynaktan görünce de sevindim. Saygılarımla…

 

Kaynak: TACÜT TAVERİH-Hoca Sadettin 1. cilt (Osman Bey ile başlıyor, Yıldırım Bayezid dönemi ile bitiyor) 

 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..