ÖSYM sınavları ve şaibeler…

YGS Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı ve akabinde yapılan LYS yani Lisans Yerleştirme Sınavı; bunlar üniversiteye açılan kapıların anahtarlarıdır. 

Bir de ÖSYM Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi vardır. Bu merkez ise yukarıda belirtilen sınavlardan sorumlu kurumdur. 

Soruların hazırlanmasından tutunda değerlendirmeye, sonuçlarını öğrencilere bildirilmeye kadar; her aşamadan bu kurum sorumludur. 

Uygulandığı günden bu yana üniversiteye geçiş sınavlarına çeşitli adlar verildi. Ancak anlamları ve yüklendikleri görevleri hiç değişmedi. 

Belli bir düzen ve disiplin içinde yapılan ÖSYM sınavlardan ötürü, geçen yıla kadar kayda değer şaibeler yaşanmadı. 

Halk nezdinde güvenirlik konusunda bu kurumun puanı tamdı. Çünkü sınavların standartlara uygun yapıldığına dair sağlam bir kanaat oluşmuştu. 

Ancak her ne hikmetse; son iki yıldır merkezin tüm sınavlarından sonra kopya çekildiğine, şifre verildiğine veya yardım yapıldığına dair iddialar var! 

Hatta son YGS’den sonra ortaya atılan şifre iddiaları, hem sivil hem de resmi otoritelerce kanıtlandı. Sonuçlar ise kamuoyu ile paylaşıldı. 

İlkin iddiaları yalanlayan ÖSYM başkanı Prof. Dr. Ali Demir, bir süre sonra gerçekleri kabul etmek zorunda kaldı. 

Sınavda, cevap anahtarında kendiliğinden bir şifreleme oluştuğunu, bunda kasıt olmadığını ileri sürerek, kendisini ve kurumunu savunmaya çalıştı. 

Ne yazık ki ortaya çıkan hatanın/kastın sınava giren öğrencilere maliyeti, düşünülende çok daha fazlaydı. 

Bu sınava 1, 7 milyon öğrenci girdi. Sehven de olsa cevap anahtarının birilerinin eline geçmesi halinde, neden olacağı haksızlığı varın siz tahmin edin! 

Oluşan haksızlığın boyutunu ortaya çıkarmak üzere, konu mahkemelik oldu. 

İlgili mahkemenin belirlediği bilirkişi heyeti kitapçıkları ve cevap anahtarlarını incelemeye aldı. 

Sonuç olarak: “şifreleme var, ancak kopya yok.” denildi. Sonrasında ertelenen sınav sonuçları, alelacele açıklandı. 

O günden bu yana kafalar daha da karıştı. Çünkü iddialı olan kimi öğrencilerin puanlarının eksik hesaplandığı belirlendi. 

Şikâyet üzerine 133.474 puan alan ve dolayısıyla barajı aşamayan bir öğrencinin, aslında 427, 134 puan aldığı ortaya çıktı. 

Sonrasında peş, peşe itirazlar oldu. Değerlendirmeler neticesinde, birçoğunun haklı olduğu görüldü. 

Bu konudaki yanlışını kabullenen ÖSYM telaşlı, itiraz edenlerin eksik puanlarını iade etmeye çalışıyor. 

Evet, olanlardan sonra ÖSYM’nin yapacağı merkezi sınavlara güvenmek ve sonuçlarına gönül rahatlığıyla razı olmak mümkün mü? 

Dahası kurum aynı ekiple, bundan sonraki sınavları sıfır hatayla yapsa bile, yeterince inandırıcı olabilir mi? 

Olamaz çünkü yukarıda belirtilen hatalar neticesinde ÖSYM’nin güven ve itibarın artık zedelendi. 

Düzeltmenin yolu ise; başkan ve sınav ekibinin çıkıp kamuoyundan özür dileyerek, istifa etmeleridir.