Otobüs taşımacılığı nereye gidiyor?

Havayollarına ve denizciliğe sağlanan imkanlar ki, (havayoluna yönelik ÖTV’siz yakıt imkanının yeni bir uygulama olmadığı daha sonra anlaşıldı) karayolu yolcu taşımacılığı mensuplarının hep tepkisini çekti.

Sektör zaman zaman sesini yükselterek "ayrımcılık yapılmasın, bizden de akaryakıtta ÖTV alınmasın” yönünde taleplerde bulundu. Ancak bu taleplere uygun, olumlu bir cevap bugüne kadar alınamadı.

ÖTV’siz yakıta, havalimanlarında sağlanan kolaylıklar eklenince havayolu taşımacılığı sektörü gerçekten son yedi yıla bakıldığında uluslararası hava taşımacılarının kuruluşu olan IATA’nın da beklentilerini aşan bir talep büyümesi yaşadı. Görünen, bu talep büyümesinin süreceği yönünde...

Denizcilik sektöründe gelişme, İstanbul merkezli başlayan İstanbul-Bursa-Bandırma hatlarıyla sınırlı kalsa da demiryollarına yapılan yatırımlar her geçen gün arttı.

Eskişehir-Ankara arasında hizmete giren Yüksek Hızlı Tren ile bugün günde 5 bin yolcu taşınıyor. Bir milyonuncu yolcusunu taşıyan hızlı tren hatlarını geliştirmeye, yeni sefer noktaları oluşturmaya yönelik daha kapsamlı çalışmalar yürütülüyor.

İstanbul-Ankara arasında yürütülen çalışmalar tamamlandığında karayolu yolcu taşımacılığı sektörü için de bir milat olacak gibi görünüyor. Marmaray'la entegre Yüksek Hızlı Tren projesi tamamlandığında İstanbul-Ankara arasında taşınan yolcunun yüzde 70’ini alması öngörülüyor. Değişecek bu yapıyı yaşayıp görmek gerekecek...

Hükümetin en başarılı olduğu alanlardan biri de bölünmüş yol konusu oldu. Havacılık kadar başarılı bir çizginin sağlandığı bölünmüş yol çalışmalarında 2023 hedefi 32 bin km bölünmüş yol.

Uzun mesafe karayolu yolcu taşımacılığı baskı altında

Ulaştırma Bakanlığı’nın 2023 stratejisi, karayolu yolcu taşımacılığı sektörüne nasıl bir yapılanmaya yönelik bir yol izleyeceğini de gösterme fırsatı verebilir. Sektör de bu yeni yapılanmaya göre önlemlerini veya çizgisini belirleyebilir. Bölünmüş yol ve karayolu altyapısına yönelik bütün yatırımların ülkeye ve taşımacılara önemli kazanımlar sağlayacağına inanıyor ve bu yöndeki çalışmaların destekçisi olduğumuzu ifade ediyoruz.

Sadece karayolunun değil, ulaşımın tüm modlarında geliştirme çalışmalarının ve ulaşım modları arasında sağlıklı entegrasyon altyapısı kurulmasının da her açıdan büyük kazanımlar sağlayacağı açıktır.

Bir yandan bu gelişmeler yaşanırken hava ve demiryolu taşımacılığında yaşanan gelişmelerin uzun mesafe karayolu yolcu taşımacılığını baskı altına alacağı bir dönemin başladığını söyleyebiliriz.

Turizm taşımacılığı gelişme eğiliminde

Küreselleşmeyle birlikte iletişim araçlarının hızla artması, kitleselleşmesi, bilgi ve kültürün de sınırlarını kaldırdı. Her türlü bilgi, kültür, yaşam biçimi en ücra köşelere bile ulaştı. Bu, insanların gezme, görme, yeme içme isteklerini geliştiriyor. Seyahat özgürlüğünün bu gelişmeyle daha da güçlendiğini gözler önüne seriyor.

Ülkenin gelir düzeyinin artışına paralel ailelerin ve bireylerin gelirleri de artıyor. Gelir düzeyi turizm hareketinin artmasını sağlıyor. Ayrıca üretim ve dağıtım alanında iş yapma modelleri de iş seyahatlerini arttırıyor.

Yukarıda değindiğimiz gibi uçak, tren ve denizyolu yolcu taşımacılığının artması yanında, şehirlerarası taşımalar da artmış. Ulaştırma Bakanlığı kayıtlarında 2008 yılında şehirlerarası çalışan 17.141 otobüs, 2010 yılında 21.187 adete ulaşmış.

2010 yılında uzun yol çalışan D1 belgeli tarifeli çalışan otobüsler 8.020, tarifesiz çalışan D2 belgeli otobüsler 11.342 adetle D1 belgeli otobüsleri geçmiş bulunuyor.

Bu tabloyu nasıl okumak gerekiyor? Uzun mesafeli yolculukların uçağa kaydığını hepimiz biliyoruz. Turizm taşımaları diye adlandırılan D2 belgeli otobüs sayısının artması da, turizm taşımacılığının hızlı bir gelişme içerisinde olduğunu gösteriyor.