Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '18

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Otostop Part 2

Önceki yazımda başımdan geçen bir otostop hikayesini anlatmıştım
Hikaye çok sevildi ve devamını yazmam konusunda tatlı bir baskı yapıldı
Bende kayıtsız kalmayarak ikinci bölümü yazmaya karar verdim...
Nerede kalmıştık
Kayıp telefonumu bulduk ve tekrar yola koyulduk
Marmaris girişinde biyerdeyiz 
Bartın yolunda ilk hedefimiz Ankara
Neyse bekliyoruz biz yolun kenarında elbet bir araç durur işlek yol sonuçta diye
Ki öyle de oldu, aradan on dakika geçmesiyle 45-50 yaşlarında bir abimiz bizi aldı aracına
Isparta'ya gidiyormuş
Biz de atladık hemen yine ballıyız diye gülüşüyoruz bir yandan da 150 km yol kat edecektik sonuçta
Başladı neyse bizim otostop macerası
"Isparta'da okudum ben de" derken sohbet açıldı tabi
Abimizin de bizim yaşlarımızda bir kızı varmış Denizli'de okuyormuş falan
Kendisi de Bodrum-Gümüşlük'te yaşıyormuş
Baya hoş sohbet bir abimizdi ki yolun nasıl geçtiğini anlamadan bir saati devirmiştik
Adeta bir rehber edasıyla geçtiğimiz her güzergahtaki antik yerleri, turizm bölgelerini anlatıp tanıtıyordu bize
Hatta güzergahların birinde durup çay molası verip gezme fırsatı bile bulduk
Abimiz anlatıyor biz dinliyoruz derken benim aklıma tabi hemen bir yer geldi
Üniversitedeyken adını çok duymuştum ama gitme fırsatı bulamamıştım
Nereden mi bahsediyorum: Türkiye'nin Maldivleri; Salda Gölü...
Madem dedim abimiz Burdur'dan geçecek gelmişken buralara gidip görsek mi diye fikir sundum kızlara
Onlarda hemen hazır tabi, hadi gidelim!
Abimizle konuştuk bir yandan haritayı açtık nasıl nereden en yakın gidebiliriz diye
Bizim abi yine bize bir kıyak geçti ve yolunu uzatıp bizi Burdur-Yeşilova yol ayrımına kadar getirebileceğini oradan da Salda'ya giden otobüslerin geçtiğini söyledi
"Yine dört ayağımızın üstüne düştük kızlar!"
Neyse ineceğimiz yere geldik abimiz bizi oraya kadar bıraktı sağ olsun
Yol ayrımında hemen bir petrol ofisi vardı 
Bizde hem ihtiyaç molası veririz hem de bilgi alırız otobüs kaçta geçiyor ücreti ne vs diye girdik
Yaz sezonun bitişi olması sebebiyle otobüs seyrek aralıklarla geçiyormuş fiyatı da yanlış hatırlamıyorsam 16 TL idi
Hal böyle olunca biz otostop candır o zaman diyerekten başladık yine maceraya
Ama yolu nasıl anlatayım size hiç mi araba geçmez bir yer olur düşünün heh orası öyle bir yer
Derken karşıdan bir araba geliyor
Tamam dedik bu kesin alır hazırlanın gidiyoruz 
Yavaşladı geçerken yanımızdan biz de tabi uslu kızlar modunda acınır halde bakıyoruz arabaya
Araba durmadı biraz ilerledi
Yandık dedik kaldık burada
Derken araba geri geri geldi durdu yanımızda
Bir bayan bir erkek dedik, evli çift herhalde dedik ama kardeşlermiş
"Biz Salda Gölü'ne gideceğiz ama siz ne tarafa" diye sorduk araçtaki ablamıza
Onlarda Pamukkale'den gelmişler şimdi de Salda'ya gezmeye gidiyorlarmış
Bu valizler ne böyle falan derken tirajıkomik yolculuğumuz başladı 
Ama nasıl makara bir aile anlatamam
O kadar güldük eğlendik ki arabada yol hemencecik bitiverdi
Yakınmış zaten 60 km
Derken vardık Salda Gölü'ne ama iki girişi varmış sanırım biz uzun ve meşakatli olan kısımdan geldik
Ama efsane bir yer 
Hatta ilk Milliyet Blog'ta ki yazımda da Salda Gölü'nü anlatmıştım
Bembeyaz kumu, turkuaz rengi ile adeta Maldivler
Hem bir doğa harikası hem de tatlı su gölü
Abla kardeşle biz Salda Gölü'nü de gezdik bu otostop macerası boyunca
Fotoğraflar çektik, şifalı olduğu söylenen kumlarından çamurlarından da yanımıza aldık (Hatta ablamız bizi baya sevdi instagramdan ekledi numarasını verdi Çanakkale'ye davet etti)
Onlar göle girmeyi düşünerek hatta kamp yapma umuduyla gelmişler ama lakin yaz sezonunun sonu ya serindi biraz
Saat de baya geç olmuştu, hava kararmak üzereydi
Şimdi ne yapıcaz diye de düşünüyoruz biz tabi haliyle
Hadi geldk bir şansa ama nasık döneceğiz?
Halimize yine acımış olsa gerek bu abla kardeş, "buradan kuş uçmaz kervan geçmez" dedi
Nasıl gideceksiniz?
"Isparta'ya gidelim o zaman biz de burada kamp yapmayalım sizi de Burdur'da bırakırız geçerken, uyar mı" dediler
"Tamam, uymaz mı mis gibi olur" dedik hemen 
Düşünsenize 18 saat sıkıcı bir otobüs yolculuğu yapıpı iki dinlenme tesisinde durup ihtiyaç molası verecekken, otostopla en az 5 il gezip Salda Gölünü bile gördük
Ne büyük şans!
Burdur'a geldik, hava kararmaya başlamıştı
Ablamız numarasını verdi bir aksilik olursa arayın bizi dedi sağ olsun 
Helalleşip iniyoruz arabadan ama inmeden neredeyse başladık otostopa
Ben valizleri çıkarıyorum bizim kızlar başlamış bir araç bile durdurmuş düşünün artık :)
Son model bir audi, iki genç kardeşimiz
Bilin bakalım nereye gidiyorlar, Ankara!
Ya bu kadar şans olur mu dediğinizi duyuyorum ama oluyormuş
Arabadaki gençlerden birinin Fethiye'de oteli diğerinin de yine Fethiye'de turizm acentası varmış
"Nasıl olur da otostopla gezebiliyorsunuz nasıl güveniyorsunuz" nasihatları eşliğinde yola devam ediyoruz
Burdur'dan Ankara'ya 5 saat süren yolu yaklaşık 2 buçuk 3 saatte vardık biz
Seneye Kelebekler Vadisinde yamaç paraşütü sözü bile aldığımızı hatırlıyorum hatta arabadan inerken
Bu yazıyı okuyanların hatta otostop lafı geçince bile bazılarının aklına geliyordur illaki, "size asılmıyorlar mı hep mi iyi insanlar denk geliyor" diye
Oluyor illaki, ama şuna emin olun sizin karşı tarafa geçirdiğiniz tavırla alakalı bir durum bu
Bunu egale etmek sizin elinizde korkmayın!
Biz hep abi kardeş modunda olduk,
Hep karşı tarafa güven verici olmaya çalıştık
Neyse geldik Ankara'ya, saat 10 buçuk 
3 saatlik yolumuz kaldı
Açtık haritayı hangi otoban girişinde ineceğiz diye 
Numaralarını da aldık bir aksilik olursa diye
Çünkü sağ olsunlar bizi sağ salim getirdiler Ankara'ya
Bartın'a giden bir çifte denk  geldik otostop çekerken o sırada hemen 
Gülüyoruz falan baya nasıl ya diye
Bindik hemen tabi 3 saate indik Bartın'a 
Anlatmayı unuttuğum kısımlar olmuştur, affola 
Ama özetle unutulmaz bir yolculuk geçirdik
Bir sürü güzel insan tanıdık
Bir sürü anı biriktirdik
Bir sürü yer sildik haritadan gezilen...
Yollar güzel hikayelerle, güzel insanlarla dolu, yola çıkın!
Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiğidir, unutmayın
Paulo Coelho'nunda dediği gibi; "Macera tehlikeli sanıyorsan, rutini dene; öldürücüdür."
 
 
Toplam blog
: 57
: 189
Kayıt tarihi
: 15.11.17
 
 

Süleyman Demirel Üniversitesi Halkla İlişkiler - Anadolu Üniversitesi İşletme  Köşe Yazarı/Blogge..