Oynaşıyoruz, şimdilik...

Bulduğumuz her fırsatı değerlendiriyoruz. Yokluyoruz, el ense çekiyoruz. Karşının gözünün içine baka baka onun dikkatini çekecek işlerden ortaya koyuyoruz…

Merak ediyoruz, ne var bunda? Bakalım ne diyecek, nasıl tepki verecek, sınıyoruz.

Vardığımız yerin kuralları bizi ilgilendirmiyor, biz kendi kurallarımızı koyacağız ama bakalım nasıl olacak, yavaşça şöyle bir ucundan gösterelim bakalım.

Evet, yemin ederken kurallara uyacağız. Onu bundan daha evvel denemiştik, tutmadı.

Şimdi başka bir şeyler denememiz gerek.

Nerden başlamalı? Mesela bilgi formunu doldururken "Türkçe" dilini bildiğimiz yabancı dil olarak yazabiliriz.

Bakalım ne diyecekler?

Tepki gösterirlerse "Pardon, " deriz, "Yanlış anlama olmuş, " deriz…

Yutturabilirsek…

Yutmazlarsa da yapabileceğimiz bir şey yok… Bir başka gün, bir başka konudan tekrar gireriz…

Tavrımızı, geleceğe ilişkin düşüncelerimizi, elle tutulur, gözle görülür biçimde; ama ürkütmeden, berkitmeden ve de incitmeden ortaya koyacağız ve bunun ipuçlarını vereceğiz.

Demokrasinin bütün olanaklarından ve “Seçilmişlerin” haklarından yararlanmak için dikkatli davranmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Ama düşüncelerimizden ve isteklerimizde de “Taviz” vermeyeceğimizi de hissettirmemi gerek.

Onun için yavaşça…

Bugün "yabancı diliniz sorusuna 'Türkçe' diye cevap verelim bakalım n’oluyor, " diyorduk, olmadı, döndük…

Elimizde çok olanaklar var. Yarın "Apo’yu ziyaret etmek için müracaat ediyoruz, " deriz. Gerçi bizden önce değiştirdiler ama denemeden bir zarar gelmez. Üstelik ortaya bir şey daha koyarız…

Bunlar, gelecek günler içinde sık sık yaşayacağımız şeyler.

Her gün bir tarafından tutup "sabrımızı" sınayacaklar. Arkalarına, sözüm ona AB takılacak. Özellikle büyük kentlerde zaman içinde “ayaklanma sınamaları” yapılacak. Doğru ve Güneydoğu Anadolu’daki bazı illerimizde de benzer şeyler yapacaklar…

Yalnız unuttukları bir şey var…

Her sabrın da bir sonu, mutlaka olmalı ve var da…

Bu gün “Resmi” dilinizi “Yabancı” görürken, bir gün de bakmışınız ki kendiniz “Yabancılaşmaya” uğramışınız. O zaman hiç şaşırmayacaksınız, ama ülkemizin sınırları dışında tabi…

Siz bizi sınayacaksınız, biz de sizi. Bakalım sonunda kim galip gelecek.

Bakacağız…