Özlenen Fenerbahçe işte bu...

Fenerbahçe'li futbolcular maçın başlamasıyla birlikte adeta saldırıya geçtiler. Bir an önce gol bularak rahatlamak için her topa bastılar, özellikle Gökhan ve Mehmet Topuz ile sağdan bindirmeye başladırlar.

Ve beklenen gol 13.dk da geldi. Ceza sahası çizigisi civarında kazanılan serbest vuruşu Alex muhteşem kullandı ve topu yan ağlara astı. İveşa kıpırdıyamadı bile, topu ağlarda gördü.

Gol Fenerbahçe'nin baskılı oyununu durdurmadı. Daha önceki 1-0 lık maçlarda yaptığı gibi oyunu yavaşlatarak kontrollü oynamak yerine tempoyu hiç düşürmedi. Yine sağ kanat ağırlıklı uyguladıkları baskı sonucunda, sağ çaprazdan ceza sahasına giren Özer topu sağa çekip vurdu, rakip oyuncunun ayağına çarparak yükselen top ivesa'nın hatası ile filelere gitti ve durum 2-0 oldu.

İkici yarıya Fenerbahçe yine hızlı başladı, yine çok pozisyon buldu. Ama, maalesef yine son vuruş veya son pas hatası nedeniyle maç sonuna kadar bütün pozisyonları harcadı.

Eskişehirspor, Fenerbahçe'nin iyi oyunu ve baskısı nedeniyle ilk yarıda çaresiz kaldılar, topa sahip olamadıkları için oyun kuramadılar. Ama, ikinci yarı daha çok koştular, mücadele ettiler. Topa daha sert girdiler. Özellikle Erkan Zengin, her topa karşı rakibini sakatlayacak bir şekilde girdi. Hakemlerin, olası sakatlıkları engellemek amacıyla bu tür oyuncuları uyarması veya kart göstermesi daha doğru olabilir.

Fenerbahçe mükemmel oynadı, herkes şampiyonluğa kitlenmiş bir şekilde koştu, mücadele etti. Alex, Selçuk, Emre, Mehmet Topuz, Özer, Gökhan Gönül, Lugano çok iyi oynadı.

Emre, her zaman ki gibi müthiş özverili, mücadeleci ve başarılı oynadı. Bence, Alex Fenerbahçe'nin ''beyni'' ise , Emre'de Fenerbahçe'nin sahadaki ''ruhu'' dur....

Maçın adamı ise Alex ve Selçuk ikilisiydi. Özellikle Selçuk bu sezon en iyi oyununu oynadı. Hem defansta, hem hücum da çok başarılıydı. Usta Alex ise her zaman ki gibi sonucu direk etkileyecek kadar iyi oynadı, gol attı ve seyredenlere zevk verdi.

Fenerbahçe seyircisi, sahadaki takımı kadar muhteşemdi. Maç boyunca hiç susmadılar ve takımı motive ettiler. Tribün görüntüleri ve şovları ise çok renkli ve coşkuluydu.

Bülent Yıldırım iyi maç yönetti denilebilir mi ? Özellikle, ilk yarıda daha başarılı göründü. Ancak ikinci yarı bazı kritik faulleri vermedi. Özellikle, Eskişehir'in yaptığı, sakatlanma riski olan faulleri de futbolcuları uyarmadı. İlk yarıda, sanıyorum Eskişehirsipor'lu Sezgin idi, onun ceza sahası içinde bariz el pozisyonunu da görmedi diyelim, geçelim. İkinci yarı, Nadareviç'in Özer'e taban hareketine çift vuruş verdi. Penaltı vermesi daha doğru olurdu sanıyorum.

(Not: Bu bariz elle oynama pozisyonu, LigTV naklen yayınında çok açık ve net bir şekilde yakın çekim olarak gösterildi, ancak tahmin edilebileceği gibi bu net penaltı pozisyonu LigTV maç özetinde yer almadı...! Neden acaba ?)

Bazı yorumcuların ısrarla, Fenerbahçe maçlarında yenilen goller üzerinde durması ve bazı imalarda bulunmaya çalışması, devam etmesi, artık yorumcuların ''yorum özgürlüğü'' boyutunu aşmıştır.

Bu maçta da 4-5 net gol kurtaran İvesa'yı yediği hatalı gol nedeniyle eleştiri boyutlarının dışına çıkarak, önceki maçlarda da diğer kalecilere yaptıkları gibi adeta suçladılar. Bakalım, Kayserispor'un Mısırlı oyuncusunun yaptığı bariz ve anlamsız penaltıya ne diyecekler merak ediyorum... (Elbette, hiçbir şey demeyeceklerdir...! )

Maalesef, son haftalarda ''bu'' yorumcular, ''duygularını'' ve ''egolarını'' tatmin edecek şekilde benzer pozisyonlarda farklı takımlara, birbirinden farklı, zıt yorumlar getiriyorlar açık açık...!!!

Bence, her Fenerbahçe maçından sonra alışkanlık haline getirdikleri ''çirkin ima'lar'' yerine ''Fenerbahçenin şampiyon olmasını istemiyorum'' demeleri daha dürüstçe ve daha şık olurdu...

Değil mi ?

Şevket Onat