Özlenen futbol beklenen sonuç

Sezonun ilk derbisinde Beşitaş ve Fenerbahçe karşılıklı gollerle sahadan 2-2 lik eşitlikle ayrıldılar. Deplasmanlarda uzun süren bir galibiyet serisi yakalayan Fenerbahçe son dakikalarda bulduğu golle yenilmekten kurtuldu. Beşiktaş ise 2 kez öne geçtiği maçta kendi taraftarı önünde beraberliğe razı oldu. Önceki akşam oynanan ve hakemin katlettiği maçta 3 puan kaybeden Galatasaray camiası da skora sevindi şüphesiz.

Maçlar bittikten sonra konuşmak çok kolaydır. Oynamayan oyuncuların neden oynamadığını sorarsınız. Kaybeden tarafa yüklenirsiniz kazanan tarafı da göklere çıkartırsınız. Maçtan önce yazdığım yazıda şansların eşit olduğunu söylemiştim ancak böylesine tempolu ve güzel gollerin atıldığı bir karşılaşmayı ben de beklemiyordum (http://blog.milliyet.com.tr/derbide-sanslar-esit---/Blog/?BlogNo=331360)

Beşiktaş Mersin maçından farklı olarak Necip'in yerine Aurelio ile başladı. Sakatlıktan yeni çıkan ve maç eksiği bulunan Almeida yedek kulubesinde başladı. Fenerbahçe'de ise sakatlıktan çıkan Mehmet Topuz ilk 11 de başladı. Mehmet bekleneni veremedi ve ilerleyen dakikalarda yerini Özer'e bıraktı. En kritik isim ise Bienvenu'ydu. Bence Aykut hoca Semih ile başlayıp öne geçerse ya da Beşiktaş risk alıp yüklenirse Bienvenu'yu oyuna almalıydı. Dar alanda etkili olması kolay değil. Ayrıca Niang gibi bir golcüden sonra Bienvenu kimseyi memnun etmiyor. Devre arasında takviye yapılacaktır.

Maç Fenerbahçe taraftarının oyunu durdurmasının da etkisiyle biraz durgun başladı diye düşünürken Simao attığı harika golle bir anda taraftarını ayağa kaldırdı. Mustafa Pektemek kanatlarda değil de forvette oynadığında ne kadar tehlikeli olduğunu 2 maçtır gösteriyor. Simao ve Quaresma da maça çok iyi hazırlanmışlar. Artık Beşiktaş'ın yapması gereken geride iyi kapanıp kazandığı toplarla da ani ataklar gerçekleştirmekti. Ancak Fener maça ağırlığını koydu ve üst üste fırsatlar yakaladı. Bu anlarda Cenk kalesinde devleşerek Rüştü'nün sakatlığını unutturdu adeta. 2. yarı ilk devreden daha tempolu oynandı. Mustafa direğe takıldı ve bu pozisyon maçın kader anlarından biri oldu. Caner'in şutunda Alex tam da olması gereken yerdeydi ve kendisini unutan defansa cezayı anında kesti. Eğer bu maçı kazanmak istiyorsanız Alex'i durdurmalısınız ama bunu yine başaramadılar. Eşitlikten sonra her iki takım da öne geçebilirdi. Semih ve Özer oyuna girip hareket getirdiler. Caner sahada kaldığı süre içinde Quaresmanın defansına yardım etmemesinin de etkisiyle, çok tehlikeli oldu. Ancak o da maçı tamamlayamadı ve yerine Stoch girdi. Böylesine tempolu bir maçta golün gelmesi gerekiyordu ve golü atan Quaresma'nın müthiş çabasıyla. sakatlıktan yeni çıkan ve oyuna sonradan giren Almeida oldu.

Bir derbi mücadelesinde 2. kez öne geçen siyah beyazlıların maçı bu şekilde bitirebilmesi gerekiyordu. Ancak sahanın en iyilerinden Cenk bence yememesi gereken bir gol yedi. Baraja bir oyuncu daha isteyebiliirdi yada biraz sola doğru kurdururdu barajı. Top da tam kalecinin önünde sekti ve maçın skoru belirlendi (Özer yakaladığı fırsatı harcamasa Fenerbahçe tarihi bir galibiyet alabilirdi)

Maçta gollerin yabancılardan gelmesi Türk futbolu için bazı sorunları ortaya çıkartıyor. Hakemlerin maçın önüne geçmemesi de çok iyi oldu. Üst üste oynanan maçlarda tempo biraz düşüyor ama bu maç belki de şimdiye kadar oynanan en iyi oyunlardandı. Fenerbahçe yenilmezlik rekorunu sürdürüyor ancak 2 haftadır Galatasaray ile arayı açma fırsatını teptiler. Beşiktaş ise 2 puan için üzülmeli. Ayrıca Simao ve Quaresma'nın canı istediğinde oynamaları ilerde başlarına bela olabilir. Son bir şey de taraftarla ilgili: Maçlara deplasman takımının taraftarının alınmaması son derece mantıksız olurdu ve bu yanlıştan son anda vazgeçildi. Fakat taraftarlar da böylesine göz önünde olan maçlarda olumsuz görüntülere neden olmamalıdır. Bakalım Federasyonun kararı ne olacak ?