Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '09

 
Kategori
Eğitim
 

Özür diliyoruz

Özür diliyoruz
 

Bir ülkede kahramanlar çok önemlidir. Aslında bir anlamda kahramanları olmayan bir ülkeye vatan demek de çok anlamlı değildir.
Çünkü kahraman…
Ülkesi için canını…
Gerektiğinde kolunu, bacağını, parmağını, her şeyini verebilen…
Bu uğurda gözünü bir an bile kırpmayan kişi demektir.
Hatta vatanı tanımlarken "uğrunda ölen varsa" diye tanımlamıyor muyuz?
İşte kahraman da vatan için ölümü göze alan ya da ölen kişidir.
Geçtiğimiz günlerde bir kısım medya tarafından hedef tahtasına konularak, asılsız suçlamalara maruz kalan, Emekli Binbaşı Abdülkerim Kırcı kendisiyle ilgili bu asılsız suçlamaları onuruna yediremediği için evinde intihar etti.
Abdülkerim Kırcı bir kahramandır. PKK ile mücadele ederken yaralanmış tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuştur.
Daha önce cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından devlet övünç madalyası ile de ödüllendirilen Kırcı bir süredir ABD'ci ve gerici medyanın hedef tahtasındaydı.
Görev yaptığı dönemde işlendiği varsayılan birçok cinayetin zanlısı olduğu iddia ediliyordu.
Tüm bu söylediklerini kanıtlamak gibi bir dertleri de yoktu. Daha önce bu operasyonla ilgili suçlanan diğer kişilerle ilgili düzmece suçlamalar, Abdülkerim Kırcı için de geçerliydi bir PKK itirafçısının sözleri en büyük kanıttı, zaten onları ikna etmek için bu kadarı da yeterlidir. Tüm Ümraniye sanıkları gibi delil, kanıt, falan gibi gereksinmeleri de yoktur.
Dikkat ediyor musunuz bir süredir Türk ordusu hedef tahtasındadır. Geçmişte en üst düzeyde görev yapmış komutanlar da dahil olmak üzere Türk Ordusunu yıpratmak için hemen her gün bir kısım medyada akla hayale gelmez senaryolar uydurulmaktadır.
Bu gün üniter yapımızı, ulus devletimizi borçlu olduğumuz komutanları, askerleri hedef tahtasına koyan o malum medya, iş PKK'ya, işbirlikçi hainlere ve Soros çocuklarına gelince dut yemiş bülbüle dönmektedirler.
Ve ne yazık ki bir süredir
Devletin gündeminde de PKK ile mücadele yoktur.
Çünkü
Ne örgüt bağlantıları vardır ortaya konulan, ne de dinlenen telefonları. Bunlar bir süredir sadece vatansever aydınlara uygulanan yöntemlerdir. Aslında olayları yorumlamadan önce o günleri özellikle doksanlı yılları biraz anımsamamız gerekmez mi?
Biliyoruz ki genelde toplum olarak balık hafızalı bir toplumuz, özellikle de medyayı ellerinde tutanların yönlendirmesi de olunca…
İster istemez unutuluyor.
PKK ile mücadele edilen o günlerde yaşananları biraz hatırlamak olayların daha doğru değerlendirilmesini sağlayacaktır.
Hani…
Doğuya giden yolar üzerinde hâkimiyet bile kuramadığımız.
İnsanların ve askerlerin münübüs ve otobüslerden indirilerek kurşunlandığı…
Köylerin kasabaların güpe gündüz basıldığı, birçok polis, öğretmen ve diğer kamu görevlilerin göz göre göre öldürüldüğü…
Devletin iş makinelerine bile hain gözüyle bakılarak yakıldığı.
Hiç bir parti binasının tehditlerden dolayı açılamadığı…
Birçok okulunda İstiklal Marşı'nın söylenemediği.
Gazetelerin çoğunun bırakın satılmayı, birçok ile giremediği…
İşte tüm bunları yadsıyarak bu gün size saldıranlardan utanıyor.
Sizi çaresiz bırakıp intiharınıza engel olamadığımız için de özür diliyoruz.

28–01–2009
Nusret KEBAPÇI

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..