Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '09

 
Kategori
Haber
 

Pakistan'ın çığlığı

Pakistan, ülkenin kuzeyinde Taleban güçleriyle savaşıyor. Bu savaş, 2 milyonu aşkın insanın göçerlik sorununu beraberinde getirmiş bulunuyor. Pakistan ordusu kararlı.. ancak Taleban'ın direnci ne zaman kırılır bilinemiyor. Bu durum Svat vadisinden "mülteci kamplarına" tam bir insanlık dramını çıkarıyor. Kimi göçerler bölgede evlere sığınmışlar, o arada, 4000 okul bu insanlarla dolu ve Ekim ayında muson yağmurlarının da başlamasıyla daha ağır bir tablo Pakistan'ı bekliyor.

Pakistan, bu nedenle, sessiz bir imdat çağrısı halinde. Onun sesinin, UNICEF ve duyarlı devlet yönetimlerince duyulmasını ve yanıtlanmasının yanı sıra, Kızılay'ımızın da elinden geldiğini yaptığına ve yapacağına, inanmak istiyorum. Türk Kızılay'ının geçenlerde Sierra Leone'de ne denli özveriyle çaba gösterdiğine tanık oldum, orada da benzer sorunlar yaşanmakta ve basına göre, Kızılay'ımız 10.000 insana yardımlarını ulaştırmış durumda. Darısı dost ve kardeş bildiğimiz ve bizi öyle bilen Pakistan'ın başına.

Himalayalardan Umman denizine bir alanda 40'lı yılların sonunda bağımsızlığına kavuşarak ve 70'lerde (Bangaldeş) bir anlamda bölünme yaşayarak kurulan Pakistan, nüfus olarak Hindistan'ın yedide biri, toprak alanı olaraksa dörtte biri. Son yıllarda "nükleer rekabete" tutuşan Pakistan ve Hindistan, Keşmir sorunu nedeniyle üç kez savaşmışlar; geçen aylarda bir dörüncüsünün eşiğinden dönmüşler.

İkbal gibi büyük şairleri, Cinnah gibi devlet adamlarını yetiştiren Pakistan'da "demokratikleşme" ciddi sorunlarla dolu. Butto gibi bir değerini yakınlarda suikaste kurban verdi. Hükümetin elinde, basını etkisizleştirmeye yönelik yasal düzenleme hakkı var. Hiçbir iktidar da bundan fazlaca yakınmıyor. 100'den fazla çok yerel ve genel radyo olması, uydu çağında televizyon kanallarının izlenebilirliği, gerçek ve katılımcı demokrasi kıvamına erişmede henüz yeterince katkı sağlamış değil.

Sömürge yönetimi Pakistan'a, belli bir bürokratik yapı, yasallılık, kentlerde trafik düzeninin gerekliği, modern hastane ve okulların nasıl olacağına ilişkin minyatürler bıraktı. Ancak, Pakistan'ın, komşusu Hindistan'a oranla "daha eksik dmokrasisi ve daha aksak rekbete dayan pazarı", örneğin bilgi işlem teknolojilerinde geçerli bir katma değeri henzü yaratmadı. Ülke, kabileler koalisyonunun ve din eksenli ayrışma ve bütünleşmelerde görüldüğü üzere ulemalar konfederasyonun etkisinde (kimine göre kısmen, kimine göre büyük ölçüde...)

Dileriz Pakistan Dünya terör listesideki Taleban'a karşı savışını tamamlar tamamlamaz daha büyük, etkin, sürekli bir kalkınma yoluna da girebilir. Ekonomisi gelişir, demokrasisi iyileşir ve eğitimin katkısıyla toplumsal yaşamı yenilenebilir.

Doğu toplumlarında moderniteye karşı direnç, onun tüm segmentlerinin Batı'dan geldiği temelinde topyekun bir red duygusuna da dayanır. Batı'nın teknolojisi içeri, diğer her şeyi dışarı denmesi, Dünya'nın geri kalanından yükselen maddi ve daha insani bir yaşamın seçeneğini yaratabilmiş değil. Buna karşılık sentez için her zaman olanak var.

Çağdaş yaşamın ölçüm parametreleri belli: modern mimariyle yapılan ve işletilen yollar, fabrikalar, hastaneler, okullar ve... barış içinde farklılıklara dayanrak yaşamın yolu ise, kitapların, tiyatro ve sinema yapıtlarının internet kadar özgür olmasına da bağlı. Ve tabii demokrasi dinsel referanslar kadar referansı teoloji olmayan örgütlerin özgürlüğü üzerinde kalıcılık kazanabiliyor.

Dileyelim her anlamda yaralar sarılsın, yarınlara umutlar taşınsın.

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..