Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '10

 
Kategori
Mizah
 

Pandoranın kötüsü!

Yontulmamış taş devri günlerinden bir gündü!

“Adem Abi; napıyorsun Abi!”

Diye seslendim mağara komşumuza! Pencere oyuğundan görmüştüm onu!

“Sorma Ahmet kardeş, bulaşıkları yıkıyorum da! Bugün güzel bir yavru fare yahnisi yapmıştım. Sen ne yapıyorsun?”

“Abi, ben yemedim daha! Nasıl güzel oluyor mu yavru fare yahnisi?”

“Oluyor da gözü açılmamış olursa daha başka oluyor! Bayıldım!”

“Ben genelde kavurmasını yaparım! Gözleri açılmamış ama ağızları açık Abi! Vıyk vıyk yapıyorlar kavrulurken!

“Önce suda haşlayacaksın oğlum! Boğulunca sesleri çıkmıyor!”

“Doğru diyorsun Abi!”

“Nasıl bir yere geldik anasını satayım! Yemek derdi, bulaşık derdi , temizlik derdi; bıktım Allahıma!”

“Abi, dün akşam uydudan bir film seyrettim, şaşırdım!”

“Uzaylıların filmini mi?”

“Evet Abi! Aşk-ı memnu ismi!”

“Ne demek acaba? Belgesel türü mü film?”

“Biraz benziyor Abi! Yalnız değişik bir tür var başrolde!”

“Neye benziyor?”

“Benzetemedim bir şeye Adem Abi!”

“İkinci bir tür demek!”

“Birkaç türlüsü var Abi filmde! ”

“Ben seyretmedim! Bu akşam da var mı?”

“Yok! Finaliydi dün akşam!”

“Tüh! Daha önce niye haber vermedin kardeşim!”

“Abi ne bileyim senin seyretmediğini? Yoksa haber verirdim!”

Bu muhabbette verilen mesaj gerekli yerlere ulaştı ve Adem Abinin eğri kaburga kemiğinden nurtopu gibi bir Havvamız dünyaya geldi! Tabi “Aşk-ı memnu”dan referans alarak da yanında “pandoranın kutusuyla” birlikte!

Olay böyle!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..