Paris'te 2 gün

Yıllar önce buna benzer bir film izlemiştim ama bu çok sıradışı olmuş gerçekten. Başrolünde oynayan bayan oyuncu filmin yönetmeni aynı zamanda.

Filmin tamamı Paris'te geçiyor. Açıkçası Jim Morrison'ın mezarından başka da bir görüntü yok filmde, o karışık Amerikanvari sokaklardan başka. Zaten Morrison'ın mezarını da tam olarak göremiyorsunuz.

Filmde bir çift var. İki yıldır beraberler. Kadın Fransız adam Amerikalı. Tatile çıkıyorlar ve dönüşte Paris'te yaşayan kızın ailesinin yanına uğruyorlar iki günlüğüne.

Ama adam uğradığına uğrayacağına pişman oluyor.

Aman Allah'ım o da ne? Burası neresi? Bu insanlar nasıl insan böyle?

Acaba beraber olduğu kadının yatmadığı başka adam kaldı mı Fransa'da?

Çıldırmadan bu tatili sona erdirebilecek mi ya da paranoyak olmadan?

Peki adama ne demeli? O da çok ilginç bir tip. Hani hastalık hastası derler ya, onlardan. Düşünün ki her sabah yüzünüze hapşıran bir adamla uyanıyorsunuz yataktan.

Bu filmde kimin eli kimin cebinde belli değil.

Şunu söylemeliyim ki çok güzel bir film değil ama tam haftasonu eğlenmek için ideal bir film. Bol bol kahkaha atıyorsunuz çünkü.

Bir de içinde bol bol argo kelime var. Bu sizi etkiler mi bilmem ama beni çok gerdi. Rahatsız ediciydi açıkçası.

Filmin içinde eski aşıklar, kıskançlıklar, paranoyalar, acayip komiklikler, tuhaf bir ilişki var kısaca. İzlemek isteyenlere duyurulur.