Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Patlayan seks mi, reyting mi?

Patlayan seks mi, reyting mi?
 

Can Dündar'ın bugünki Milliyet'teki yazısın okudunuz mu?

Başlığı:"Anadolu'da seks patlaması", olan yazıyı..

Can Dündar yazısında, gazetelerin üçüncü sayfalarında her gün rastladığımız seks ve sekse bağlı şiddet haberlerinden hareketle, toplumsal bir tahlil yapmış.

Bazı örnek haberleri sıraladıktan sonra, bu türden işlerin nedenini soruşturmuş Yazar.

Seks ve şiddet'in aslında geçmişte de olduğunu ancak, "yorgan altında" kaldığı için bilinmediğini söylüyor Can Dündar ve yazısını şu yargıyla bitiriyor:

"Anadolu’da mahalle baskısıyla sımsıkı kundaklanmış bedenlerin battaniyesini keser sapıyla biraz kaldırınca altından fışkıran şehvet ve cinnet nasıl da röntgen gibi eleveriyor iç dünyamızı..."

Can Dündar'ın bu yargısına katılmamak mümkün değil..Yazar, "keser sapı" istiaresiyle kastettiği "medya" nın olayların üstünü açtığını ve tüm pisliklerin ortalığa saçıldığını, söylüyor..

Seks'in insan doğasının en "temel içgüdü" sü olduğuna şüphe yok. Hangi çağda ve nerede yaşıyor olursa olsun, yaratılıştan mücehhez olduğu "şehvet", insanın hayat damarlarından biri; hatta birincisi olmuştur.

Ancak, cinsellik her zaman iki ucu keskin bıçak gibi, sapmaya elverişli bir güdü'dür, aynı zamanda. Bugün hayatlarımızın bir parça "porno" laşması, bu temel "güdü" nün meşruiyet zemininden saptırılmasıyla olmuştur..

Seks, her zaman alıcısı bulunanan bir meta'dır ve dolasıyla "büyük bir endüstri" haline getirilmiştir zamanımızda..

Yaratan'ın meşru zeminlerde teşvik ettiği cinsellik, Şeytan'ın da en güçlü silahı olmuştur insana karşı.. Şeytan, şehveti ve şiddeti sever..

Can Dündar insan zaafının temel gerçeğini "itiraf" ediyor. Ancak, burada gözardı edilmemesi gereken başka bir gerçek var.

Hangi tür "pislik" olursa olsun, üzerini açarsanız kokusu yayılır ve zamanla o koku kanıksanarak, doğallaşır.

Yazar'ın "keser sapı" olarak nitelediği günümüz iletişim kanalları, bu tür pisliklerin üzerini açmak konusunda bu kadar "iştahlı" olduğu sürece bunların artacağından hiç kuşku yok.

"Mahalle baskısı" nın üzerini örttüğü pislikleri "gazete baskıları" açıyorsa, sorun mahallede mi, gazetede mi?..

Bu türden haberlerin trajları, tıklanmaları, reytingleri artırdığı bir gerçekken, bu gerçeğe rağmen bunlardan uzak duracak "medya iradesi" var mıdır, bugün...Asıl buna bakmak lazım..

Para'nın da "şehvet" kadar güçlü bir güdü olduğu zamanımızda üçüncü sayfalarını kapatmayı göze alacak gazeteler veya görsel yayın kuruluşları bulunabilir mi?

Bıraksak da bazı şeyler de "yorgan altında" kalsa, ne kaybederiz?..

Bence, asıl tartışılması gereken sorun bu!..

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..