Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Patroit'in teltiğinde kimin bannağı var?

Patroit'in teltiğinde kimin bannağı var?
 

Soru şu...

Patriot’un teltiğinde kimin bannağı var?

Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güney sınır komşuları ile sorunları giderek derinleşiyor. Öyle ki, iktidar, güney sınırının korunması için NATO’dan sınırlarımızda güvenlik oluşturulması için “Patroit”  denilen savunma-saldırma füzelerinin konumlandırılmasını talep etti. Hoş, ilk gündeme geldiğinde Sayın Başbakanımızdan mutadı veçhile “Yok öyle bir talebimiz” dese de, bu füzeleri yine iktidarın talep etmediği, devletin talep ettiği (!) ortaya çıktı.

Edilen bilgilere göre, sınırlarımızı koruyacak füzeler, o füzeleri verecek ülkelerin “Askeri” personeli tarafından nereye oturtturulacağının tespiti yapılacakmış…

Niye? Bizim TSK’mız bu işi yapmaktan, nereye konulacağını belirlemekten ve gelince oralara yerleştirmekten aciz mi?

Şimdi bana “A alık adam, bu füze, piyade tüfeği mi sandın” diyorsunuz, biliyorum. Ben, askerde iken bildiğimiz, gördüğümüz bir silah vardı, USA markalı M1 piyade tüfeği. Eğitimlerde, silahın bütün özelliklerini bile ezberletirlerdi, ama şimdi aklımda hiçbir şey kalmadı.

Neyse…

Sonuçta bu füzeler, veren ülkelerin “Takdir ettiği” yerlere getirilecek, konulacak. Elbette sınırlarımıza yönelik saldırılara karşı kullanılmak üzere…

De…

Bu füzelerin teltiğinde kimin parmağı olacak? Mesele burada “Bir hoş” oluyor…

"Nikâhı" bizde ama “Kullanımı” başkalarında…

Bu konuda “Yetkili” olan Bakan: “Biliyorsunuz Türkiye NATO’nun bir üyesi. Dolayısıyla, Türkiye’nin sınırlarını korumak, aynı zamanda NATO’nun da yükümlülüğü… SAKÖR diye nitelendirdiğimiz Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı emrinde bu (Patriot) verilecektir. Bu Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığında bizim, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin personeli de var. Dolayısıyla NATO Türkiye sınırlarının güney sınırlarını ve Türkiye’nin mümkün olabilen en geniş sahasını korumak için ortak bir çakışma yapacaktır. Bu çalışmadan sonra en geniş koruma hangi noktalarda oluşursa o noktalara bu Patriot füzeleri yerleştirilecektir. Komuta da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de olduğu Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığıyla beraber yürütülecektir” dedi…

Nasıl verileceği belli “…SAKÖR diye nitelendirdiğimiz Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı emrinde bu (Patriot) verilecektir.”

Teltiğinde kimin parmağı olacağı da belli, “…Bu Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığında bizim, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin personeli de var.”

Komuta, yabancı ülkenin personelinde, bizimkiler de yanlarında…

Peki, kim “Vur” emrini verecek, kim “Tetiğine” basacak, orası net değil…

“…Komuta da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de olduğu Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığıyla beraber yürütülecektir.”

Tamam, da “Vur” emrinde anlaşamazlarsa, “Yetki” kimde?

Çünkü “Vur” emrinin verilmesi ve “Tetiğe” basılması süresi en fazla “On saniye” gibi bir zaman içinde olacak. Eğer bu süre içinde karar verilemezse, Sayın Başbakanın, tarihe geçen meşhur deyimi ile “ananı al da git” gari…

İşin aslına gelince…

Patroit füzeleri ile NATO’ya doğrudan Suriye’yi vurma yetkisi verildi.

Yani…

Teltikte bizim banağımız olmayacak, bilmem anladık mı?

Sonuçta, Anadolu coğrafyasından, iktidarımızın verdiği izin ile Suriye vurulacak, vuran da biz olmayacağız.

Lakin sonuçları ve o sonuçların tüm yükümlülüğü bizde olacak.

Ne güzel “dış politika” değil mi?

26 KASIM 2012
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..