Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pazar Notları: Vişne Hoşafı

Pazar Notları:  Vişne Hoşafı
 

Benim objektifimden...


Rahmetli ananemin bir sözü vardı; Hayat bir komposto kavanozu kadar renkli - içinde meyveler var, fakat bolca da su...

Nereden aklıma geldi... Bu yaz sıcaklarında, baktım ki evde gazlı soğuk içeceklerin miktarı arttı. Çocuklarımın, kola dolu bardakları içtiklerini görünce, içime sıkıntı basıyor... Acilen farklı içecek seçenekleri bulmam gerektiğini düşündüm. Vİşne kompostosu, hem renk, hem tat olarak bence iyi bir fikirdi. Dün ( 7 Ağustos 2010 ) hem günlük, hem kışlık için vişne kompostosu hazırladım. Vİşnelerin bir kısmını ise poşetledim ve derin dondurucuya yerleştirdim. Derin dondurucu, tembel işi diye düşündüm. Eskiden derin dondurucular yoktu... Meyvelerin saklama süresi kısıtlı olduğu için, insanlar komposto, kak ve reçel hazırlıyorlardı.

Kışlık olarak az da olsa konserve hazırlamayı seviyorum. Eşim her seferinde, Neden uğraşıyorsun! Marketten her şey satın almak mümkün, yorulmana değmez! Bir özlem olduğunu söylüyorum. Çocukluğumdan gelen bir alışkanlık ve o günlere duyduğum özlemi bir parça tekrar yaşama fırsatı. Velhasıl kelam, cumartesi günü vişneleri hazırlarken , ananemi hatırladım... Evinin bodrumunda kışlıklarını stokluyordu. Yüzlerce kavanoz kompostolar. Meyve çeşitlerine göre dizerdi onları; kayısı, şeftali, ayva, çilek, vişne, kiraz, erik...

Sonra, hoşaf , sözünü hatırladım. Biz kompostoya, hoşaf, derdik. Komposto, sözcüğünü, Türkiye'de yaşamaya başladıktan sonra öğrendim. İlk duyduğumda çok komik bir söz gibi gelmişti. Eski yaşadığım ülkede bu tatlı içeceğe -" kompot" denirdi. Dolayısıyla, komposto yabancı kökenli bir sözcük olduğunu tahmin etmiştim ve daha sonra İtalyanca bir söz olduğunu öğrendim. Burada hiç kimsenin, hoşaf, sözünü, kullandığını duymadım bu güne kadar. Hoşafla ilgili duyduğum sadece bir argo söz oldu: "Eşek, hoşaftan ne anlar!"

Laf lafı açıyor...Eşek dedim ve ilginç bir bilgiyi hatırladım : Eşek, iyi bir yol mühendisidir. Yokuşları en fazla yüzde 7 eğimle ve kısa mesafelerde virajlar alarak çıkar. Yani, doğal ve canlı topoğrafik aleti.

Nerede kaldım, hoşaf sözcüğünde...Geçenlerde Sn. Mehmet Sağlam Beyin, " Yabancı Sözcükler" güncesini keyifle okumuştum. Orada hoşaf sözüne yer verilmişti.

hoş + ab = Hoşaf ( Hoş su anlamı taşıyor )

Her ne kadar hoşaf da yabancı kökenli olsa, tınısı, kompostodan, bana daha hoş geliyor. Sözlükte baktığımda; Hoşaf - Bütün veya dilimler hâlindeki kuru meyvenin şekerli suyla kaynatılmasıyla yapılan bir tür tatlı, yazıyor.

Ben çocukluğumda, hoşafın, günlük tüketimi için, taze veye kurutulmuş meyvelerden hazırlanan içecek olduğunu zannediyordum."Kompot" ise konserve edilmiş ve daha uzun süre içinde tüketme imkanı sağlayan bir içecek türü.

Eski Türkçe sözcüklerini çok seviyorum. Bu pazar günü, sevdiğim ve kullandığım hoşaf sözünü, bir kez daha hatırlatmak istedim. Belki Ramazanın yaklaşması da buna sebep...Ramazanda, bizim evdeki sofrada olmazsa olmazlarından birisidir, kayısı hoşafı.

Yine dağıldım. Evdekiler bayıla bayıla, hazırladığım vişne hoşafını, soğuk olarak afiyetle içtiler. Günün sonunda damlası bile kalmamıştı.

Güncemi, rahmetli ananemle başladım, şimdi ise dedemi rahmetle anıyorum. Hoşaf, bana en çok onları hatırlatıyor çünkü. Soframızda hoşaf olunca, dedem her seferinde aynı kısa hikâyeyi anlatırdı bize:

Hoca Efendi, köydeki papazı ( dedemlerin köy halkı yarısı Türk, yarısı Bulgar ) yemeye davet etmiş

Yemişler, içmişler...

Hoca Efendi sormuş: Nasıldı yemekler, beğendin mi?

Papaz: Her şey çok güzeldi. Ellerinize sağlık, ama bir şey eksikti : Şarap, şarap...

Gel zaman git zaman, bir gün ziyareti iade, Papaz çağırmış, Hocayı yemeye.

Yemişler, içmişler...

Papaz sormuş: Nasıldı yemekler, beğendin mi?

Hoca Efendi: Her şey çok güzeldi. Ellerinize sağlık, ama bir şey eksikti:Hoşaf, hoşaf...

Sıcak günlerde bol sağlıklı icecekler olsun, özellikle çocuklar için.

***

Etkilendiklerim ;

Bugün bir film izledim. Çok güzeldi. YENİ HAYAT ( CAST AWAY) - 2000 yılı yapımı.

Chuck' ın ıssız adada verdiği yaşam mücadelesini merakla izledim, harikaydı ve çok gerçekçiydi. En çok etkilendiğim sahnelerden birisi, Chuck' ın, Wilson voleybol topundan, yarattığı Wilson karakteriydi... İç sesi ( Olric geldi aklıma ) ile sohbet edebilmek için, yarattığı somut bir kahraman. İnsan, toplumsal bir varlık olduğunu altını çizen çok güzel bir film.Tom Hanks'in performansı yine zirvedeydi.Tek kişi, bir filmi, ancak bu kadar güzel doldurabilir...

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..