Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '09

 
Kategori
Pazarlama
 

Pazarlama ve insan

Pazarlama ve insan
 

Pazarlama denince insanın aklına neler neler geliyor... Çocukluğumda şirketlerin pazarlamacıların ev ziyaretleri beni sıkmıştı: "Anne yine mi geldiler?" diyordum hep ama işin içine girince anlıyor insan hayattaki mücadeleyi zorlukları ve rakiplerin bir adım önünde olmanın avantajını.

Ben bu olaya biraz daha teorik yazılardan çok pratik açıdan bakmak istedim: Reklamlar, tanıtımlar, organizasyonlar, kokteyller, ağızdan ağıza dedikodular, hala süregelen çat kapı pazarlamacılar ve hatta restoran sahiplerini zengin eden tatlı yiyelim tatlı konuşalım iş bağlantıları...

Hayat o kadar çetin bir hal aldı ki gerçekten insanlar çeşitli karmaşık ve bir o kadar da etkileyici yollar deneyerek pazarlamada sınır olmadığını her fırsatta vurguluyorlar. İş hayatında stratejik bir biçimde plan yapmak çok önemlidir, hatta B, C, D planlı stratejiler oluşturmak çok önemli. Yani bu şu anlama geliyor: Tüketici her zaman en iyisi en ucuza diyerek yola çıkar; fakat iyi bir ürüne o anın pazarlama tekniğinin etkisiyle fazla para vermekten de çekinmez yani burda pazarlamanın duygusal etkisi söz konusu. Doğuş Oto yetkilisi yaptığı açıklamada:" Otomobil almak isteyen bir müşteri kafasında Audi A4 almak varken bütçesini aşmasına rağmen Audi A5 marka otomobil almayı tercih edebiliyor" diyor ve bu şu anlama geliyor: Biz aslında almayı seviyoruz ve alabilmek için de naz yapıyoruz fakat ileri gelen pazarlama teknikleri insanı bambaşka boyutlara iterek bizi hayatın derinliklerine sürüklüyor ve bu sayede istediğimiz ürünü alıyoruz aslında.

Biraz kendimden örnek vermek istiyorum: Ben kalem parfüm satıyorum İzmir'de ve hedef kitle olarak herkesin gitmesi gereken bir yeri belirlemiştim: Kuaförler. Neden kuaförler? Çünkü bir kişi kozmetik mağazasına gittiğinde onu bir çok alternatif karşılıyor ve sizin kalem parfümleriniz ilgi yoksunu bir hal alıyor ama kuaföre gelen bir insan için temiz olduktan sonra bir parfümü istiyor ve o sırada kuaför devreye giriyor ve zaten bir sakal traşı değerinde olan kalem parfümü satıyor müşterisine hem kendi kazanıyor hem ben kazanıyorum. Ama peşin kimse almıyor ve bu yolda farklı seçenekler denedim hep; önce konsinye yani haftalık sattığı kadar ürünün parasını almak kaydıyla anlaştım ve 2 sene içerisinde ürün yelpazesini çok sayıdan aza düşürdüm çünkü müşterinin kafası karışırsa ürünü almaktan vazgeçebilme ihtimali daha yüksek. Az çeşit kalite ve vadeli verdiğiniz zaman iş yapabiliyorsunuz ve mişterilerinizi özel günlerinde hatırlamak arada sırada para istemek için değil hatır sormak için de aramak çok etkiliyor benim yurdumun güzel insanlarını ve şu anda hem harçlığımı çıkarıyorum hem de okul hayatıma yardımcı pratik dersleri kendi kendime öğreniyorum tüm öğrencilere tavsiye ederim.

Kısacası yazılarım devam edecek ve özetle "Pazarlamada sınır yok ama kendi sınırlarınız dahilinde iş yaparsanız başka insanların sınırları da gün geçtikçe size dahil olcak." İnanın ve güvenin...

 
Toplam blog
: 9
: 1002
Kayıt tarihi
: 28.06.09
 
 

Normal bir insan. ..