Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '13

 
Kategori
Müzik
 

Pembe dünyanın cİngÖz çalgıcıları

Pembe dünyanın cİngÖz çalgıcıları
 

Bayramda Antalya’nın İstanbul’dan daha sıcak olacağı kesin. Tatilciler, Ruslar çoktan terk etmiş şehri; bu halini daha çok beğeniyorum. Dün 34 dereceydi ve elbette ki deniz şahaneydi:) Ben de daha sakinim, bayram münasebetiyle kendi haline bıraktım Akdeniz’in güzel insanını:) Yoksa Lucifer’la çiçeği burnunda MarkAntalya’nın komikötesi giriş kapısından başlar…

Bu sene aldığım en yerinde karar, Macun Kaplıcalı ve avanesini hayatımdan çıkarmak oldu. Hiçbirini ne görüyor ne de duyuyorum. Ne huzur, anlatamam! Evdeki tüm televizyonlardan da Star TV çıkarıldı, Muhteşem Yüzyıl’ı da internetten dilediğim gün ve saatte izliyorum.

Uğur Dündar perşembe akşamları 21:00’de “Halk Arenası” ile Halk TV’de yine karşımızda; ama yokluklarla savaşan kanalda ne ses ne de görüntü problemi çözülememiş. Stüdyo dışı bir noktaya bağlanmaları ise tam macera. Yine de geçen haftaki konukları İlhan Kesici ve Metin Feyzioğlu’nu soluksuz izledim.

Müzik dinlemeyi severim. Yemek yerken, gazete okurken, çalışırken geri planda mutlaka müzik vardır. Hayatımın hiçbir döneminde rakçı olmadım; ama senfonik rock yapan Tarja Turunen'i keyifle dinlerim. Jazz, Blues, Soul vazgeçilmezlerim ve tabii ki Concha Buika, Aretha Franklin, Ray Charles, Nat King Cole, Nancy Wilson en sevdiklerim. Yaşadığım sürece de dinleyeceğime şüphe yok. Sarah Brightman, Andrea Bocelli, Christina Aguilera, Patricia Kaas, Celine Dion, Pierre Garand, Daniel Lavoie, Patrick Fiori de her gün dinlesem bıkmayacağım sanatçılar. Ama bir şarkı var ki hepsinin üzerinde ve tam 33 yıldır ruhumun baş köşesinde: Woman in Love - Barbra Streisand. O muhteşem sanatçı bugün 71 yaşında. Kendisiyle o kadar barışık ki bir Türk kızı olsa o burunla gezer miydi? Ya Judy Garland’ın kızı Liza Minnelli’nin “New York New York” performansına ne demeli.

Taşındın mı, değişti mi adresin
Değiştiyse, nerdesin şu anda  

Radyodan duyulan bu “müthiş” (!) sözlerle kendime geldim. Kimin söylediğini bilmiyorum; ama cılız bir sesle sevgilisinin yeni adresini sorgulayan bir şarkı söylüyordu çocukcağız:)) Kim dinler bu saçmalıkları, kim alır o sidileri merak ediyorum. Kanımca gençlerimiz sanatçıya vuruluyor ve ne söylediğiyle ilgilenmeden sidisini alıyor. Bu arada, TDK affetsin, CD'ye "Tekerçalar" demeye alışamadım.

Türk Popu yerlerde. Sanatçının; erkekse yakışıklı, kadınsa güzel olması tek şart. Ne söylediği pek önemli değil. Erkeklerin pazıları, baklavaları; kadınların da göğüsleri, bacakları ortada olmalı. Hedef kitle 15-25 yaş grubu için bu detaylar önemli. Mustafa Sandal arabasını da aldı gitti gidiyor. Kenan Doğulu son demlerinde. Tarkan zorlanıyor. Yalın yapayalnız. Emre Altuğ’u dostları alışverişte görsün.

Ben gençliğimde Cem Karaca, Barış Manço, Tanju Okan, Fikret Kızılok dinlerdim. Yaşasalar, bugün de dolar taşardı konserleri. Bakın Ajda Pekkan’a, Sezen Aksu’ya. Gel de Kayahan’ı arama. Nilüfer hâlâ müthiş. Peki, günümüzde hiç mi sanatçı yok? Olmaz mı! Sertab’a hayran olmamak mümkün mü! Ya Burcu Güneş, Yonca Lodi, Funda Arar!

Burcu’nun yeni parçası “Gül Kokusu”nun sözlerine bakın! İnanın bestesi güftesinden de güzel.

Gül kokusu kalır sana dokunanın elinde
Sanma ki kalp yaşar yalanların himayesinde
Zulümler diken olur hercai hevesinde
Unutma dikenin güzelliği
Yalnız gül sayesinde

On sene önce Tuâl’in söylediği  “Pencere” adlı şarkıyı bugün de dinliyorum.

Ne geceler ne gündüzler gördüm
En vazgeçilmez yeminlerden döndüm
Görmedim senin gibi sevmedim hiç kimseyi
Yapayalnızım şimdi unuttum gülmeyi

Birkaç sene önce “Çevirmiş bakışlarını bana paslı çivi.” adlı blog’umla “Satirik” şiirleri hicvetmiştim. Ve ne şaşırtıcı ki bazı arkadaşlarım -tarz değiştirdiğimi düşünüp- beğenmişlerdi:)

Öyle abuk subuk şarkılar var ki günümüzde, mümkün değil o “şey”leri sevebilmem.

Vicdansız ara sıra bile beni aramadın
Sesimi duyunca demek çıkaramadın
Eee tabii rızamı aceleden alamadın
Yürü git işine be kardeşim

gece sona ermeden
peruk takan birini öpmezsem
yaram büyür

Nerdesin be ara
Aylardır haber yok
Çok mu kızdın bana
Yandık bu inatla

Sümer Morkabadayı adlı kardeşimi dinliyorum sonra yine dinliyorum ve diyorum ki bu çocuğu kim gaza getirdiyse tanrı katında çekeceği var! Ali Desidero bir, o iki. Al jileti, otur ekran başına! Bir de o “şey”leri 100 bin liraya sattığını duydum ki zil tak oyna! Allah alana da satana da akıl fikir versin! Üniversite mezunları iş bulamazken, temizlik görevlisi Hamdi asgari ücretle beş kişilik ailesini doyurmaya çalışırken bu çirkin dengesizliği biri bana anlatsın. "Kapitalist dünya gerçeği." demeyin lütfen. Konu futbol olsa, Taliban suratlı simit meraklısına sarardım da bugünkü konumuz: Müzik bahane para şahane!

Dizilerde oynayan yabancı sanatçılar Türkçeyi ana dilleri gibi söktü; ama “O Gürültü Türkiye”nin ithal Türk jüri üyesi Madise kızımız “Düvello” değil “Düello,” “Arkıdışlar” değil “Arkadaşlar” demeyi öğrenemedi. Eminim Macunizm fanları çekirdek çıtlamaya ara verip -güzel Türkçemiz adına- Macun Medya'yı uyarıyorlardır.

“Madise Hanım, hakkınızda şikayet var! Düvello değil düello.

“Düvello.”

deyin bakayım.”

“Dü.”

“Tamam! Şimdi de ello.

“Vello.”

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..