Personelinizin kalbine dokunun

Perakendecilik uzun süre ayakta çalışmayı, bayram tatil demeden sürekli hizmet vermeyi gerektiren bir sektördür. Bu sektörde çalışan kişiler büyük bir özveri göstererek gerek sosyal yaşantılarından gerekse ailelerinden feragat ederek (AVM’lerinde açılmasıyla birlikte) geç saatlere kadar hizmet vermekteler. Bütün müşterilerini sabahtan akşama kadar güler yüzle karşılamak, onları anlamak, onların isteği doğrultusunda yardım etmek yeri geldiğinde egolarını tatmin etmek, satış yapmak, reyon düzeltmek derken omuzlarına binen yükün ağırlığını akşam evlerine gittiklerinde ve dinlendiklerinde anlıyorlar. Dışarıdan bu iş kolay ve eğlenceli gözükse de perde arkasında daha bahsetmediğimiz bir çok zorlukla kimi ailesine bakıyor kimi ise harçlığını çıkartıyor.

Maddi olarak gerek maaş gerekse prim ile bir şekilde tatmin olsalar da bu tatminin üzerinde bir motivasyona ihtiyaçları var. Personelin motivasyonu için gerekli iki etken var bunlardan birincisi Manevi tatminkarlık ikincisi ise Maddi tatminkarlık. Bunlardan herhangi birinin olmaması veya dengesizliği personelin şirkete olan bağlılığını zedeler buda dolaylı yönden şirkete zarar olarak geri döner.

Şirketine bağlılığı olmayan kişiler sadece ay sonunu düşünerek çalışırlar gereken özveriyi vermek istemezler ve bol bol dedikodu yaparak kendini işe veren kişileri de işlerinden alıkoyarlar. İşe gelmek onlar için bir zulüm olur. Maddi tatminkarlık sadece ceplerini doldurur, önemli olan ceplerinden ziyade ruhlarını doldurmaktır. Kendilerini şirket için önemli kılmak ve o şirketin çok önemli bir parçası olduğunu hissettirmektir. Bu bir takım işi olduğunu iyi empoze etmek yöneticisinden tutun personeline, güvenlikten tutun temizlik görevlisine kadar bir çark olduğunu, bu çarkın her dişlisinin birbirinden önemli ve kritik olduğunu iyi vurgulamamız gerekmektedir. Personele kendi yapabilirliklerine göre çeşitli görev dağılımları yapılmalı sadece satışlarına göre değil şirkete kazandırdıkları değerlere göre de takım içerisinde alenen takdir edilerek diğer arkadaşlarına da örnek teşkil etmesi sağlanmalıdır. Onlara kendi dallarında yararlı olabilecek gerek şirket içi gerekse şirket dışı eğitimler verilmeli, şirketlerinin kendilerine yatırım yaptığı ve uzun soluklu çalışmak istediği hissettirilmelidir.

En azından ayda bir kez onlara özel bir zaman ayrılmalı satışın dışında da kendi hayallerinden, isteklerinden, sıkıntılarından bahsedilmelidir. Her insanın iş hayatı dışında yaşadığı iyisiyle kötüsüyle bir hayat var. Bu hayatı sizle paylaştıkça ve sizde bu konuda katkı sağladığınız sürece personelinizin kalbine dokunursunuz. Kalbine dokunulan personel sizinle her zorluğa katlanmaya hazırdır. Bu görev yeri gelir şefin yeri gelir mağaza müdürünün yeri gelir patronun asli görevidir. Aslında bunu görevden ziyade bütün bir gönüllülükle içlerinden yapmalıdırlar, insanlar kandırıldıklarını çabuk anlarlar ve bazen bu çok daha kötü bir şekilde geri döner. Yatırım önce personele sonra ürüne yapılır bunu kimse unutmamalıdır. Sizler personelinize bir adım geldikçe elemanlarınız da sizi piyasada bir adım öne çıkartacaktır.

Ne mutlu bu şekilde çalışan personeli olan şirketlere. Ne mutlu bu yazdıklarımı anlayan yöneticilere…