Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '14

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Peru - Lima ve Arjantin - Iguazu Şelaleleri

Peru - Lima ve Arjantin - Iguazu Şelaleleri
 

Lima Karnavalı


Peru gezimiz sonrasında Cuzco'dan Lima'ya uçtuk ve bir günümüzü bu güzel şehre ayırdık. Havaalanından ayrılıp taksiyle şehir merkezine geldik ve önce sesleri duymaya başladık, sonra sıkışan trafik bize ilk sinyalleri verdi, şehir merkezinde birşeyler vardı. Taksiden inip sesin geldiği yöne doğru ilerledik ve Lima'nın bize sürprizi olan karnavala karıştık. Sadece akşama kadar burada kalacak olup böyle bir festivale denk gelmek bizi çok mutlu etti. Yakıcı sıcağın altında kostümleri, makyajlarıyla dans eden kızlar ve erkekler onlara eşlik eden bando takımları, inanılmaz bir renk cümbüşü, insanı hareketlendiren ritimler.. Harika bir görsel şölen..

Konvoyun geldiği yöne doğru yürüyerek tüm dans ekiplerini izledik ve sonra bir restorana girip birşeyler yedik. Ancak Güney Amerika'daki genel sorun burada da vardı. İngilizce konuşamayan garsonlarla İspanyolca menü üzerinden vücut dili kullanarak anlaşmaya çalıştık. Pek başarılı olduğumuz söylenemez ki ilginç yemekler geldi. Neyse karnımızı doyurduktan sonra yeniden düştük Lima yollarına. Fazla vaktimiz olmadığı için biraz sokaklarda gezindikten sonra havaalanına döndük ve Sao Paulo'ya uçtuk.
 


Sao Paulo havaalanı bizim için otele dönüştü, çünkü bütün uçuşlarımız hep buraya ve buradan bi yerlere şeklindeydi ve bekleme süresi çoğu zaman şehre gidip dönmek için kısa ama oturup beklemek için uzundu.
Üçlü koltukların biri hariç diğer hepsi araları kol koyma yerleri ile gölünmüştü ama o bir tanesi herkesin gözdesiydi. Çünkü herkes bu koltuğa uzanıp azıcık uyumak derdindeydi :)) Biz de bir süre bu koltuğu ele geçirmeyi başardık.

Uçağımız geldi ve bizi Brezilya Iguazu'ya götürdü. Yeşil ağaçlarla kaplı bir sokakta hostelimizi bulduk, adı boşuna Green House olmamış. Gayet güleryüzlü arkadaşlar görev yapıyorlardı, giriş işlemlerimizi yaparken şelaleye gitmek için tur sorduk.Hiç gerek olmadığını söylediler bize nasıl gidileceğini anlattılar. Turları sevmeyen iki gezgin olarak bu habere çok sevindik.

 
 
İlk gün o kadar yorgunduk ki, günü odamızda dinlenerek ve etraftaki sokaklarda gezinerek geçirdik. İlginç bir şekilde şehir terk edilmiş gibiydi, sokaklarda kimseler yoktu. Biz de hem hava sıcak hem de gezip görecek bişey yok diye marketten yemek için malzemeleri alıp dönmeye karar verdik. Çıkışta güvenlik görevlisi bizi hırsızlara karşı uyardı ve gündüz bile olsa yanımızda çanta ve fotoğraf makinası taşımamamızı söyledi. Bu uyarı bizi iyice tedirgin etti ve hemen hostelimize döndük. Yol boyunca bütün binalardaki pencerelerin tellerle kaplı olduğunu farkettik. Sadece giriş katları değil çok yüksek katların bile pencere ve balkonları tellerle kaplıydı. Bunun hırsızlara karşı mı yoksa maymun, kuş vb. hayvanlardan korunmak için mi yapıldığını öğrenemedik.
 
 
 
İkinci günümüzde Iguazu şelalelerinin Arjantin tarafına gittik. Zaten şelaleler Arjantin sınırları içinde ve en geniş gezi parkurları yine bu tarafta. Bizce Brezilya tarafına gitmeye hiç gerek yok çünkü sadece karşıdan bakılabiliyor.
 
Hosteldeki arkadaşın önerisine uyarak tura katılmadan kendimiz gittik ve bu çok doğru bir kararmış. Önce hostelimizin iki sokak ötesinde bulunan sokaktan Arjantin otobüsüne bindik. Otobüsü gözünüzde şehirlerarası otobüsler gibi canlandırmayın zira bizim eski model IETT otobüslerinin aynısı. Kişi başı 4 R$ verdik ve sınıra varınca şöför ufak bir bilet dağıttı. Bu biletle sınır işlemlerimiz bitince Arjantin tarafından diğer otobüse ücretsiz binebildik.
Arjantin otobüsüne binince söföre Iguasu Şelalelerine gitmek istediğimizi söyledik ve o da bizi sonraki otobüsümüze bineceğimiz durakta indirdi. Buradan sarı "Rio Uruguay" yazan otobüse bindik ve bizi şelalelerin girişine kadar götürdü. Bu otobüsün ücreti kişi başı 15 R$'dı.
 
 
Şelale parkuru girişi için sadece Pezos kabul ediyorlar. Eğer para bozdurmadıysanız hediyelik eşya satan dükkan birşeyler satın ala koşuluyla paranızı bozuyor ancak ufak bir uyarı; epey pahalı bir dükkan. 
Giriş ücreti kişi başı 130 R$ buna içerideki tren ve bot geçişleri de dahil.
 
Gezi parkuru çok düzenli bir şekilde planlanmış, Danışma bölümlerinde İngilizce bilen görevliler harita üzerinden sırayla nerelere gitmeniz gerektiğini söylüyorlar. Tüm parkuru rahat rahat gemek için sabah erkenden gelmek iyi bir fikir. Biz öğleden sonra gittiğimiz için en son parkuru yani trenin son durağının olduğu kısmı gezemedik.  Ama yine de çok güzel vakit geçirdik. 
 

 

 
Her yerde rakunlar var ve kocaman sarı gagalı tukan kuşları. Çok güzel bir doğal yaşam alanı. Yılan ve iguanalar bile gördük ancak normal yürüyüş alanlarında dikkatli olunduğu sürece tehlike yok. 
 
Hayvanları beslemek yasak, benim gönlüm el vermiyordu ama yazıları okuyunca anladım ve hak verdim. Biz doğal ortamlarındaki bu hayvanları beslersek çöp karıştırmaya, birbirlerine karşı agresifleşmeye ve bitkilerin yayılmasını yavaşlatmaya sebep oluruz. Ayrıca bizim yiyeceklerimiz onlara zarar verebilir. Bu yüzden doğal ortamlarındaki hayvanları beslememeliyiz, şehirlerdekileri düşünmemiz yeterli :))
 
 
 
Parkurda yürüdükten sonra bot sırasına geldik. Epey uzun bir sıra ve güneşin altında beklemek o sıcakta cidden zorlayıcı oldu ama buna değdi. Karşı tarafta büyükçe bir kayalığa çıkarak şelalelerin en büyük kısmına en yakın noktaya yürüdük. Burada şelaleden gelen su damlacıkları bizi serinletti. Çok keyifli bir ödül oldu.
 
 
 





 

  

 

 

 


Çıkışa doğru yürürken Engin hep görmek istediği sopa çekirgesini buldu.
 

 

 

Gezimiz bitince uçağımıza yetişmek üzere hızlıca aynı yolu izleyerek hostelimize döndük. Önceki geceden kalan mantar ve makarnayı pişirip hızlıca yedik ve uçağımızı ucu ucuna yakaladık. 
 
Yemek sırasında hostele yeni gelen 2 Japon arkadaşla tanıştık. 10 dakikalık konuşmamızda onların da dünya turunda olduğunu ve İstanbul'a gelmek istediklerini öğrendik. Facebook bilgilerimizi paylaşıp ayrıldık.
Aradan aylar geçti ve İstanbul'a geldiklerinde bir hafta bizimle kaldılar, biz de Japonya gezimizde onların misafiri olduk. Yollarımızı çok kısa süreliğine kesişmişti ve biz değerini bilip güzel bir arkadaşlığa adım attık. Hala görüşmeye devam ediyoruz.
 
Iguazu gezimiz sonrasında yine Sao Paulo'ya döndük ve Amazon gezimiz için Manaus'a uçtuk.
 
Gezimizin fotoğrafları için tıklayın.
Diğer gezi yazılarımız için tıklayın.
 
Toplam blog
: 4
: 286
Kayıt tarihi
: 28.08.14
 
 

Uzun mesailerle dolu günler geceler sonunda Engin birden gidelim dedi. Basta şaşkın şaşkın baktım..